Başlarken neler vadettiğini bilmediğim ama oynarken feci zevk aldığım, kısacık bir oyunla geldim size bugün. Evan’s Remains, bilim kurgu, visual novel ve bulmaca sevenleri ortak paydada buluşturan türden bir oyun. İçine girerken ne olduğunu bilmediğim bu oyunda kendimi bir anda eğlenceli bulmacalarla boğuşurken buldum, oyun biter bitmez de üzerine bir şeyler yazmak için buraya koştum!

İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, “oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim” diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.

Özet Geç

Evan adındaki bir karakter kaybolduktan sonra gelen gizemli mektupta, Evan’ın Dysis ismindeki bir kızın kendisini bulmasını istediği yazılıdır. Biz de bu oyunda Up-Bring adlı şirket tarafından Evan’ı bulmakta görevlendirilen Dysis’i oynuyoruz, bir adanın gizemini aydınlatmak adına bulmacalar çözüp Evan’ı bulmaya çalışıyoruz.

Ne Kadar Uzun?

Kısacık aslında. Hayatınızın yalnızca üç buçuk saatini ayırabileceğiniz, minicik bir oyun Evan’s Remains.

Neyi Seven Bunu da Sever?

Hikâyeli de olsa ara ara yerleştirilen bulmacalar, bana Portal gibi puzzle oyunlarını sevenlerin bu oyunu da seveceğini düşündürdü. Bunun yanında, dediğim gibi, hikâyeli bir oyun olduğu gerçeğini göz ardı etmemek lazım, dolayısıyla bilim-kurgu türündeki visual novel oyunları sevenler Evan’s Remains’te de çok eğlenir diye düşünüyorum.

Neyi Beklemeyin?

Çok zor bulmacalar beklememeniz taraftarıyım, her ne kadar bir bulmaca oyunu olsa da Portal 2’nin sonundaki gibi vurmalı, kırmalı, koşmalı, kaçmalı bulmacalar değil bunlar. Çok daha basit mekaniklere sahip, platformer tarzı bulmacalar bulacaksınız bu oyunda. Bir de bu oyunun size herhangi bir kavga, mevzu, dövüş vadetmediğini de söylemem lazım, bu beklentilerle girerseniz büyük hayal kırıklığına uğrarsınız. Bulmacalı bir visual novel gibi düşünün. Öyle çünkü.

Oyunda hayvan sevme var mı?*

Evet! Oyunda bir köpek sevebiliyoruz, çok tatlı birisi.

Biraz Daha Detay ve Yorum?

Öncelikle bu oyuna başladığımda gerçekten bu kadar içine çekileceğimi tahmin etmediğimi söylemem gerek. Cidden ilgi çekici bir hikâye anlatıyor, üstelik hikâye boyunca tanıştığımız karakterler de takip ettiğimiz karakterler de iyi yazılmışlar. Evan’s Remains’e başlarken böyle bir hikâye okuyacağımı bilmiyordum, göz açıp kapayıncaya kadar geçti üç buçuk saat.

Dysis’i çok sevdim. Onu takip etmek de hoştu, salak bir karakter değildi. Hikâye, gizemini koruduğu süre boyunca kendini merak ettirdi ve bir anda kendimi bu oyunu umursarken buldum. Bu oyun en başında yalnızca Steam ana ekranımda gördüğüm ve çizimleri hoşuma gittiği için göz attığım rastgele bir oyundu. Oyunun vadettiklerinden haberdar değildim, belki de bu yüzden bu kadar hoşuma gitti. Çok hazırlıksız yakalandım çünkü.

Madem çizimlerinden bahsettim, biraz detaylandırayım: Çizimler harika! Aşık oldum yahu. Bu yazıya koyduğum bütün ekran görüntülerini kendi ellerimle çektim, sizler için çektim, biraz da siz aşık olun diye çektim. Manzaraların güzelliğine bakın! İki dakikada bir ekran görüntüsü alırken buldum kendimi. Daha ne kadar övebilirim bilemiyorum, yazdığım bunca kelimeden de anlaşılmıyorsa yineleyeyim: Bu oyunun görselliği beni gerçekten çok etkiledi.

Hikâyeyi sevdiğimi söylesem de belli noktalarında boşluklar olduğunu da itiraf etmeliyim. Oyun bittiğinde bir süre ekrana bakıp hikâyede açıklanmayan kısımları kafamda birleştirmeye çalıştım. Yalnız şunu da belirtmekte fayda var ki hikâyedeki bu boşluklar, sizin oynayış keyfinizden götürmüyor. Zira sizin takip ettiğiniz hikâye ilginç ve gizemli. Belli bir noktaya kadar da hiçbir şey açıklanmıyor zaten. Sorun, açıklandıktan sonra bile soru işaretleri bırakıyor olması.

Oyunun özünde bir visual novel olmasından mütevellit karakterler ve hikâyelerin yanındaki bir diğer önemli kısımdan, yani diyaloglardan da bahsetmek istiyorum biraz. Hikâyenin ilk yarısında gayet eğlenerek okuduğum diyalogları oyunun ikinci yarısında tak diye geçmeye başladığımı fark ettim. Bu beni çok üzdü dostlar. Diyaloglar yer yer çok tatlı ve gerçekten komik olsa da yer yer boş ve gereksiz uzun. Okumaktan bıktığım anlar pek olmadı ama oyunun sonlarında bazı yerlerde sahiden de gereksiz yere vakit kaybettiğimi hissettim.

Bulmacaların seviyesi pek zor değil. Bunu bir eksi olarak söylemek istemiyorum ya. Bence küçük, pek kafa yormadan çözebileceğimiz türden bulmacalar olması fena değil. Hiç oturup da çok üzerine düşünüp strateji belirleyerek çözdüğüm bir seviye olmadı. Çok garip bir ayrıntıyı da söylemem lazım: Son beş bulmacayı gerçekten nasıl çözdüğümü hatırlamıyorum. Sağa sola zıpladım, bir şeyler oldu ve her defasında bir dakika içinde falan çözebildim. Komikti, beynimi kapatıp çözdüm resmen!

Son olarak bir de oyun bittikten sonra isimler akarken oyunu kapatmamanız gerektiğini, sonunda bir post-credit sahnesi olduğunu söyleyeyim. Çok tatlı, çok seversiniz.

Parasına değer mi?

İndirimsiz fiyatı 13,50 lira bu oyunun. Üç buçuk saat içinde tamamen bitirebileceğiniz bir oyun olduğunu düşününce değmeyeceğini söylemek istiyorum, bunun yanında indirimde ne kadara yakalarsınız bilmiyorum fakat güzel bir üç saat geçirmek isterseniz uygun bir fiyatta görür görmez havada kapın derim. Belki de sattığınız kartlarla alabileceğiniz kadar düşer fiyatı, kartlardan kazandığımız otuz beş kuruşlar da bir işe yarar!

Sonuç ve Puan: 7/10

Hikâyesi ve görselliği ile beni kendine çekmeyi başarsa da hikâyede boşluklar olması biraz keyfimi kaçırmıyor değil. Böyle güzel bir oyuna yakıştıramadığımdandır belki, bilemiyorum. Bir de diyalogların böyle güzel ve zevkli başlayıp oyunun sonlarına doğru sanki hikâyeyi yavaşlatmak, oyunu uzatmak istermişçesine gereksiz uzun ve boş bir hal alması da hoş değil. Yine de oynarken aldığım keyiften, oyunun beni içine çekmesinden ve harika vakit geçirmemi sağlamasından da bahsetmek zorundayım. İlk Kayıt Noktası bu oyuna 7/10 veriyor diyelim, helali hoş olsun!

*=Twitter, Can You Pet The Dog?

Author

İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, "oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim" diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.