Geçtiğimiz yıl birçok sektör için oldukça kötü geçti, tek bir sektör hariç: Oyun Sektörü. Film, dizi ve diğer eğlence sektörleri yeni içerik çıkarmakta oldukça zorlanırken, ardı ardına çıkan oyunlar, bizi, biraz olsun mutlu etti. Fakat aslında oyun sektörü de cebindekini tüketiyordu. Sonuç olarak hazıra dağ dayanmadı ve bu yıl, oyun sektörü için de oldukça hareketsiz geçmeye başladı. Fakat biz, bu kurak zamanlarda bile sizin için yeni oyunlar denemeye ve incelemeye devam ediyoruz. Bugün de Spiritfarer’ı sizler için inceleyeceğiz.
İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, “oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim” diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.
Özet Geç
Spiritfarer aslında mitolojik olarak oldukça aşina olduğumuz bir hikâyeyi konu alıyor. Ölen ruhları, huzurlu bir şekilde öteki hayatlarına ulaştırmak için taşıyan Charon’un, işlerini idare ettirmek için yerine başka birini geçirmesiyle başlıyor oyunumuz. Ana karakterimiz Stella ve onun dünyalar tatlısı kedisi Daffodil’in, Charon’dan görevi almasıyla bu hayattan geçen yalnız ruhları huzura kavuşturma görevi bize geçiyor. Bunun için oldukça havalı bir gemide yolculuk ediyor, tarım yapıyor, yemek pişiriyor ve hatta gemimizi, bir şehir kurma oyunu gibi tasarlıyoruz.
Ne Kadar Uzun?
Her ne kadar oyuna ilk baktığınızda birkaç eğlenceli saat geçirip bitireceğinizi düşünseniz de oyunun ana hikâyesini bitirmek 25-30 saat sürüyor.
Neyi Seven Bunu da Sever?
Spiritfarer oyun mekanikleri bakımından oldukça çok yönlü bir oyun. Bu yüzden oyunu oynayan herkes, oyunda sevecek bir şeyler mutlaka bulacaktır. Yemek yapma, çiftçilik, geminizi tasarlama ve geminizdeki mürettebatınızla girdiğiniz etkileşimler, sizi, oldukça farklı şekillerde eğlendiriyor. Fakat spesifik olarak bir oyun söylemem gerekirse sanırım Stardew Valley diyeceğim. Eğer ürün yetiştirip, tatlı insanlarla arkadaşlık kurduğunuz Stardew Valley oyununu seviyorsanız, Spiritfarer oyununa da bayılacağınızı söyleyebilirim.
Neyi Beklemeyin?
Oyunun hikâyesini ilk duyduğunuzda ölüm ve yaşam arasında seyahat eden insanların, oldukça karanlık öykülerini dinleyeceğinizi düşünüyorsanız, oyun birazcık sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Her ne kadar Spiritfarer, ölüm ve yaşam arasında kalbinize dokunan inanılmaz güzel bir hikâyeyi anlatsa da bunu, kalbinizi ısıtan bir yöntemle yapıyor.
Oyunda hayvan sevme var mı?*
Ana karakterimizin kedisi olan ve ortalıkla bin bir türlü tatlılık yaparak gezen Daffodil’i kucağınıza alıp doya doya sevebiliyorsunuz.
Biraz Daha Detay ve Yorum?
Oyunumuz Charon’un görevini devralarak macerasına başlayan Stella’nın, kedisi Daffodil ile birlikte görünmesiyle başlıyor. Charon görevinde yardımcı olması için Stella’ya, daha sonraki görevlerinde ona yardımcı olması için Everlight isimli bir ışık topu veriyor. Tabii bizim yaramaz Daffodil’imiz de rahat durmayarak kendisine ait bir Everlight topu alıyor ve maceramızın büyük bir parçası hâline geliyor. Böylece Stella’nın ruh kayıkçılığı macerası resmi olarak başlamış oluyor.
Spiritfarer, daha önce yazdığım gibi, çok yönlü bir oyun. Oyunun tatlı grafikleri bir yana, oynanış açısından sunduğu birbirinden farklı seçenekler, oyundan sürekli olarak farklı bir tat almanızı sağlıyor. Özellikle nispeten uzun bir indie oyun olduğunu varsayarsak, oyundan sıkılmamanız için oldukça önemli bir etken bu. Spritfarer’da balık tutabiliyorsunuz, tarım yapabiliyorsunuz, müzik çalabiliyorsunuz, yemek yapabiliyorsunuz ve bunların hepsi, birbirinden farklı oynanış mekaniklerine sahip. Bu yüzden oldukça çok yönlü bir eğlence anlayışı sunuyor oyun size.
Geminize aldığınız her konuğun kendine özel yetenekleri ve ruh halleri var. Bu çok sevgili dostlarımız acıkıyor, kendilerine has isteklerde bulunuyor ve onlara sarılmanıza izin veriyorlar. Ayrıca tüm konuklarınızın sevdikleri ve sevmedikleri yiyecekler oluyor. Bu yüzden onları doyururken, sevip sevmedikleri yiyecekleri de göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Geminizin konuklarının sürekli değişen ruh hallerini korumak için onlara en sevdikleri yemekleri yapmayı ve ara sıra sarılmayı ihmal etmemelisiniz. Bazen de sizin sarılmaya ihtiyacınız oluyor ve onlara sarılmak için küçük bahaneler üretebiliyorsunuz.
Oyunun ses ve sanat tasarımlarını övmek için ise gerçekten söylenecek söz bulamıyorum. Her biri özenle hazırlanmış karakterler, mekânlar ve sahneler, gerçekten, inanılmaz güzel gözüküyor. Bütün bu güzel sahnelere bir de en az onlar kadar güzel müzikler eşlik edince, tadından yenmiyor. Grafiklerin tatlı olmasının yanı sıra Everlight ile girdiğiniz etkileşimler, size, Sailor Moon animasyonunu hatırlatıyor, oyunu daha da çok seviyorsunuz.
Spiritfarer’in oldukça tatlı ve yürek ısıtan bir oyun olduğunu anlattık fakat aslında oyunun temelinde çok yürek burkan bir arka plan hikâyesinin de olduğunu söylememiz gerekiyor. İnternette dolaşan teorilere göre Stella, aslında, yaşamının son zamanlarını hastanede geçiren hastalara bakan bir hemşireyi temsil ediyor. Hayatlarının son anlarında hastalarına bakıyor, onlarla ilgileniyor ve huzur içinde öteki dünyaya göçmelerine yardım ediyor. Geminize gelen her ruha bu açıdan bakmak da bir nevi kalbinizi kırıyor.
Parasına değer mi?
Steam ve Epic’te 50 TL’ye sahip olabileceğiniz ve Game Pass aboneliğiniz ile oynayabileceğiniz Spiritfarer, parasının hakkını sonuna kadar veren harika bir oyun.
Sonuç ve Puan: 9/10
Tek bir oyun içerisinde sunduğu birbirinden farklı oyun mekanikleri, tatlı grafikleri, kalbimizi ısıtan hikâyesi ve karakterleri ile Spiritfarer, hem kafa dağıtmak hem zaman geçirmek hem de güzel bir hikâye deneyimlemek isteyenler için, ilaç gibi gelecek bir oyun. Oyunun benim için tek kötü yanı, belli bir süre sonra kalabalıklaşan gemi mürettebatınız ile ilgilenme zorunluluğunun sizi bir miktar sıkabilmesi. Fakat bu da çok uzun sürmediği için, oyun incelememi on üzerinden dokuz vererek tamamlıyorum ve hepinize bu harika deneyimi tavsiye ediyorum.