Hayatta kalmanın bizim için artık başlı başına bir mücadeleye dönüştüğü şu günlerde, sanırım hayatta kalmak için daha fazla uğraşmak istemiyoruz. Fakat bir yandan da böyle oturduğumuz yerden, minimum tuşa basarak vakit geçireceğimiz bir oyuna da hasret duyuyoruz. Bizi bu hasretten tabii ki bir Triple-A oyunun değil, indie oyunun kurtaracağını bilerek Until We Die’ı sizler için incelemeye başlıyoruz.

İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, “oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim” diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.

Özet Geç

Until We Die, kıyamet sonrası dünyada geçen bir hayatta kalma oyunu. İnsanlığın, dünyanın sonunu getiren bir felaketten kurtulmak için metrolara saklandığı bir gelecekte, tek bir komutanı yönlendirerek ekibimize emirler yağdırıyor ve hayatta kalmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

Ne Kadar Uzun?

Oyunda amacımız elimizden geldiği kadar hayatta kalmak olsa da yirmi sekiz günün sonunda eğer hayatta kalırsanız oyun sizi kazanmış sayıyor. Bu da takribi üç ya da dört saatlik bir oyun süresi ediyor. Fakat oyunun zor olduğunu ve öğrenme aşamasında oldukça fazla saat harcayacağınızı da sayarsak oyun süresi çok daha uzun sürebilir.

Neyi Seven Bunu da Sever?

Until We Die, görselleriyle iki boyutlu bir Metro oyununu andırsa da aslında kendisi tam bir Kingdom oyunu. Eğer Kingdom, Kingdom: New Lands ve Kingdom: Two Crown gibi oyunları oynadı ve beğendiyseniz bu oyunu da seveceğinizi söyleyebilirim.

Neyi Beklemeyin?

Oyundan çok mekanik anlamda çok fazla çeşitlilik beklerseniz Until We Die sizi yüzüstü bırakabilir. Her ne kadar oyun, bir Kingdom oyuncusu olarak benim için mekanik çeşitlilik anlamında oldukça iyi bir seviyede olsa da Until We Die’da yaptığınız işlerin çeşitliliği oldukça az. Fakat bu bir sorun asla değil.

Oyunda hayvan sevme var mı?*

Oyunda fareler ve mutanlar olsa da bunları sevemiyoruz. Zaten sevmek de istemiyoruz sanırım.

Biraz Daha Detay ve Yorum?

Until We Die, bütün dünyanın bir çeşit yaratık istilası sonrasında kıyamete sürüklenmesinin ardından kaçıp, metroya sığınan bir grup insanın hayatta kalma savaşını konu alıyor. Metrolarda yaşayan ve canavarların kendilerine ulaşmasını engelleyerek varlıklarını devam ettiren insanlığın, kendini savunmak için oldukça az şansı var.

Yazının başından beri söylediğim gibi oyun Kingdom-vari bir oyun ve bu yüzden çok az mekanik var. Sadece sağa ve sola hareket edebildiğiniz iki boyutlu oyunun ana mekaniği kaynak toplamak, bu kaynakları doğru yerlere harcamak ve her gece üzerinize gelen canavarlara karşı savunmanızı güçlendirmek. Bunun için başlangıçta haritada gezip sağdan soldan yiyecek ve hurda toplasak da daha sonra bu materyalleri kendi üssümüzde üretme de başlıyoruz. Fakat bunu yaparken yaratık kısmını aklımızdan çıkarmamakta fayda var.

Oyunda öncelikli amacınız sağdan ya da soldan gelen düşmanlar için engellemeye çalışarak üssünüzün tam ortasındaki jenaratöre ulaşmalarını engellemek. Eğer yaratıklar jeneratöre ulaşır ve onu yok etmeyi başarırlarsa insanlığın tüm umutları çöpe gitti demektir. Bunun olmasını engellemek amacıyla üssünüzün sağına soluna barikatlar yapıyor ve üssünüzdeki jeneratörünüzü geliştirerek bu barikatlara dikenli teller, mayınlar ve otomatik silahlar koyarak daha da sağlamlaştırabiliyorsunuz. Tabii bir de korkusuz yoldaşlarınız ile!

Until We Die oyunundaki bir diğer kaynağınız da tabii ki değerli yoldaşlarınız. Başlangıçta üssünüze gelen sıradan insanlara görevler vererek onları bir toplayıcı, asker, mühendis yaptığınız oyunda her bir rol kendine göre inanılmaz büyük bir önem arz ediyor. Bu noktada Until We Die’ın, üssünüze ekleyebildiğiniz görev değiştirme yeri sayesinde Kingdom oyunlarının yapamadığını yaptığını ve boynuzun kulağı geçtiğini kabul etmem gerek. Gerçekten derslerine çok iyi çalışmışlar.

Fakat pek tabii ki bu kadar sevdiğimiz gerçeği, oyunun eksikleri olduğunu unutturmuyor bizlere. Öncelikle oyunumuz zor, gerçekten zor. Başlangıçta oldukça iyi idare ettiğinizi düşündüren Until We Die; yedi, on dört ve yirmi sekizinci günlerde gelen acımasız düşman dalgaları sayesinde size çok fazla şans bırakmıyor. Bu da bir noktada oyundan sıkılmanıza neden oluyor. Yanlış anlamayın, asla pes eden biri değilim fakat oyunun normal zorluğunun bile bu kadar yüksek seviyede olması, oyunun amacına hizmet etmemesine neden oluyor.

Öte yandan oyunun Kingdom oyunlarından bir diğer eksik yanı da yeniden oynanabilirliğinin düşük olması. Şimdilik tek bir harita ve haritada keşfedilecek az sayıda kaynağın olmasından dolayı oyun, size oldukça kendini tekrar ettirdiğini hissediyor. Bu da halihazırda zor olan bir oyunu bitirdiğinizde, yeniden oynamak için kendinizde bir sebep bulamamanıza neden oluyor.

Parasına değer mi?

Şu anda Steam’de 27 lira gibi oldukça cüzi bir rakama satılan Until We Die’ı, özellikle çok küçük bir ekip tarafından yapıldığı için bu fiyata kaçırmamanızı tavsiye ediyorum. Buralar değerlenir, benden söylemesi.

Sonuç ve Puan: 7/10

Son olarak oyunun pixel-art grafiklerini, karakter tasarımlarını ve ses tasarımlarını oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Gerçekten hem Metro havası hem de Kingdom oyun türünü bir araya getiren Until We Die, mutlaka şans vermenizi istediğim oyunlardan bir tanesi. Oyunun eksikleri olduğunu kabul ediyorum fakat ilerleyen zamanlarda bu eksikliklerin düzeltileceğine ve oyunun her geçen gün daha iyiye gideceğine olan güvencim tam. Size de bu oyunu oynamanızı kesinlikle tavsiye ediyorum!


* Bu kısmı, çok sevdiğim bir hesap olan Twitter üzerindeki Can You Pet The Dog sayfasından esinlendim. Kendilerini çok seviyoruz ve elimizden geldiğince onları kaynak göstereceğiz.

Author

İlk Kayıt Noktası, oyun seçmek için fazla zamanı, oyun satın almak için fazla parası, hem fazla zamanı hem de fazla parası olmayanlar ya da her ikisine de bol bol sahip olup, "oyun almadan önce bir de sizden dinleyelim" diyenler için yaptırılmış bir inceleme hayratıdır. Oyunların incelemeleri kesinlikle objektif değildir. İlk birkaç dakikadan spoilerlar içerebilir.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.