Kişisel olarak oyun, dizi ve film müziklerine özel bir ilgim olduğunu söylemeliyim. Prince of Persia‘nın inanılmaz gaza getiren müziklerinden Interstellar‘a ve hatta Da Vinci’s Demons‘ın kulak-gazm yaşatan melodilerine kadar her biri benim için vazgeçilmez. Üstelik her türlü gideri de var bunların. Anlayacağınız “soundtrack” denilen kavramın bir bakıma hastasıyım.
Eh o zaman bu soundtrack sektörünün ağır toplarından biriyle tanıştırmak istiyorum sizleri: Bear McCreary. Kendisi 40 yaşında, Amerikalı bir besteci. 2019 yılına kadar da sayısız projenin müziklerine el attı, dinleyenleri kendine aşık etti. En büyük çıkışı olarak nitelendirilen Battlestar Galactica dizisi de, birçoğumuzun Bear McCreary’yi ilk hatırladığı yerdir diye düşünüyorum.
Sizin için Bear McCreary ne anlam ifade eder bilmiyorum ama benim için katkı sağladığı her projeye bağlanmamın en büyük sebeplerinden biri haline gelmiş bir cevher. O yüzden McCreary’nin kendi imzası olduğunu düşündüğüm bestelerini bu yazıda sizlerle paylaşacağım. Bakalım tınılarının benzer olduğu konusunda hemfikir olabilecek miyiz.
Agents of S.H.I.E.L.D
İkinci sezondaki H.Y.D.R.A olayları kadar iyi olan başka bir şey daha vardı: Bear McCreary’nin besteleri. Marvel işleri arasında bıkmadan usanmadan dinlediğim işlere imza atan bir Alan Silvestri’ydi, iki de Bear McCreary oldu o ikinci sezon sonrasında. Kendisinin antik fantazya melodileriyle oluşturduğu özel tarzının modernize haline özellikle hasta olduğumu söylemeden edemeyeceğim. Bunu da yukarıdaki videodan dinlerseniz, ne demeye çalıştığımı anlarsınız diye düşünüyorum.
Da Vinci’s Demons
Şu ana kadar izlediğim diziler arasında en unutulmazlara ismini yazdırmayı başarmıştı Da Vinci’s Demons. Büyük bir Leonardo Da Vinci hayranı olarak bu benim için kaçınılmazdı, fakat tek sebep de bu değildi. Çok büyük bir potansiyelin hiç edilerek üç sezonda harcanan bu dizinin en iyi yanlarından biri Bear McCreary’ye müziklerini besteletmiş olmasıydı. Bu yüzden de Da Vinci’s Demons‘ın jeneriğinin son sezonda biraz daha yenilenmiş ve uzatılmış versiyonunu paylaşıyorum sizlerle. Az önce yukarıda bahsettiğim “antik fantazya melodisi tarzı”, tam da bu gibi eserlerinde daha çok hissediliyor. Ne derseniz deyin, böyle tınıların köpeğiyim köpeği.
God of War
Mitolojiye aşırı takıntılı biri olarak God of War oyunlarının yerine hiçbir şeyi koyamayacağımı belirtmem lazım. Bir sene gecikmeli oynadığım son oyununu da yaşadığım en güzel deneyimlerden biri olarak görüyorum üstelik. Yılın oyunu da dahil olmak üzere layık görüldüğü her ödülü de sonuna kadar hak etmiş bir harikalıktı kendisi. Eh, burada oyunun hikayesi ve mekanikleri kadar son derece gaz müzikleri de önemli. Bear McCreary 2018 çıkışlı God of War oyununda da olaya el atıp tüm becerisini konuşturmuş ve bize böyle güzellikler bahşetmiş.