Aradan bırakın uzun haftaları, daha birkaç gün bile geçmeden şu haberimiz için hemen karşı atak gerçekleşti, inanın biz de hızı sebebiyle şaşkınız. Olayın bu kadar hızlı yükselip neredeyse bir anda sonuca bağlanacakmış gibi gözükmesine mi, yoksa gittikçe dallanıp budaklanacağına delalet olan tokadımsı cevaplara mı şaşıralım; hiç bilemedik sahiden de.
Gelin biz size yine anlatalım neler güncellenmiş bu davada, kararı veren de siz olun nihayetinde.
Stranger Things senaryosunu Charlie Kessler’dan çaldıkları yönünde itham edilen Doffer Kardeşler, hemen bu suçlamalara bir cevap vermişler bile. TMZ’in elde ettiği bir bilgiye göre Duffer Kardeşler’in e-postalarında ortaya çıktığı üzere kendileri, “Montauk” dizisini 2010 yılında zaten halihazırda proje olarak geliştirmekle meşgullermiş. Yani bu da, Kessler’ın ikiliye fikrini anlattığı Tribeca Film Festivali’nin düzenlendiği tarihten yaklaşık üç buçuk sene öncesine tekabül ediyor.
Dava gittikçe “Önce ben gördüm!” yarışına dönüyor gibi, değil mi? Ama durun, devamı da var.
E-postalar aracılığıyla ulaşılan bu bilgide, Doffer’ların “gerçek”, “paranormal” ve “ürkütücü 80’ler stili” bir diziye yönelik planları yer alıyormuş. Hatta senaryoda yer olarak bizzat Montauk belirlenmiş o vakitlerde. Bu sayede de Montauk deneylerine bir referans yapmak amaçlanmış. Bir de üzerine bildiğimiz Stranger Things hikayesinin tıpatıp aynı olan kısa bir taslağı da, bu e-postalar içerisinde yalnızca değişik isimlerle yer alıyormuş.Will olarak değiştirilen başroldeki çocuğun adı, söylenene göre o vakitler Benny imiş mesela.
Ortaya çıkan bu mailler sonrasında Duffer’ların avukatı da aynen şunları söylemiş:
“Bu metinler Bay Kessler’ın, Stranger Things’in yaratılışı ile ilgili hiçbir bağlantısı olmadığını kesin olarak kanıtlamakta. Duffer Kardeşler’in kendisiyle tanıştığını öne sürdüğü tarihten çok önce, zaten müvekkillerim (Duffer’lar) bu proje üzerinde çalışıyorlardı.”
TMZ’den edindiğimiz bilgi daha henüz taze ve bunun üzerine Kessler cephesinden gelen bir cevap yok daha. Olaylar geliştikçe biz de muhtemelen sizlere bildirmeye devam edeceğiz. Ama kafamıza takılan ufak bir soru var şu haberden sonra: Eğer Kessler’dan önce Duffer Kardeşler bu fikri düşünüyorlardıysa, o zaman Kessler mıydı gerçekte intihali yapan? Bu durumda bilmediğimiz bir gerçeklikte, aslında Duffer Kardeşler mi Kessler’a fikirlerini anlatmışlardı? Bu olayın aslı ne ki? Yalancı olan taraf hangisi mesela? Kime inanalım?