ANGELA ve LUCIANA GIUSSANI
İki kız kardeşin bir çizgi roman yazacaklarını düşünün. Oturmuşlar, uzun uzun beyin fırtınası yapmışlar, yazımıyla çizimiyle tamamen kendilerine ait bir çizgi roman hazırlamışlar. Ortaya hangi çizgi roman çıkmış dersiniz? Elbette Diabolik! Çünkü iki kız kardeşin ortaklaşa çalışan beyninden daha tehlikeli ne olabilir ki? Bunun sonucunda üretilen sanatın çizgi roman kültüründe, kültürü karanlıklaştıracak bir devrim yapması kaçınılmazdı.
Ne demek istediğimi anlayan yoksa daha önce fumetti ile ilgili yazılan ilk Geek Dosya’da bahsedilen Diabolik’ten bir daha bahsedelim: Amerika’da süper kahramanların, İtalya’da kovboyların ortama hakim olduğu 60’lar öncesi çizgi romanda karanlık kişilikler sadece dayak yiyen kötü adamlardan ibaretti. İyi ve kötü ayrımı bıçakla kesilmiş kadar netti. Diabolik siyah ve beyazın arasındaki duvarı yıkıp çizgi romana boyaları akıtan iş oldu. Çünkü çizgi romana ismini veren ana karakter Diabolik, insan öldürmekten çekinmeyen amansız bir hırsızdı. Bu özelliğiyle siyah bir karakter gibi gözükse de sadece suçlulardan çalması ve neredeyse hiç masum öldürmemesiyle ruhunu daha açık bir tona getiriyordu. Aklınıza Punisher’ın geldiğini biliyorum. Zaten devrimden kastım da buydu: Diabolik böyle bir tipi çizgi romana taşıyarak şu an ABD ve Avrupa çizgi romanında okuduğunuz tüm gri karakterlerin temelini attı.
Böylesine önemli bir esere imza atan kardeşlerinden daha parlak zekaya sahip olanın büyük kardeş Angela olduğunu söylemeliyiz. Çünkü Diabolik’i okuduğu Fransız yer altı edebiyatındaki bazı karakterlerden esinlenerek oluşturan oydu.Ayrıca Diabolik’i cep boy basarak çizgi romanda Diabolik formatı devrini başlatan da yine Angela’ydı. Luciana biraz destek pozisyonundaydı, ablasının izini takip ediyordu. Fakat Angela 1987’de öldüğünde Luciana hiçbir hayal kırıklığı yaratmadan Diabolik’i 22 yıl daha, kendi ölümüne kadar sürdürdü.
ESSEGESSE ÜÇLÜSÜ / DARIO GUZZON-PIETRO SARTORIS-GIOVANNI SINCHETTO
Bu üçlünün yeri Türkiye için bir ayrı. Çünkü zamanında çizgi romana çizgi roman veya fumetti demeyip inatla Teksas-Tomiks diyor oluşumuzun sebebi bu üçlü. Guzzon ve Sartoris aynı yayın evinde çalışan iki sanatçıydı, birbirlerini tanısalar da dost sayılmazlardı. Çalıştıkları yayın evi battığında iki sanatçı önce dert ortağı sonra da sıkı dost oldular ve beraber yeni bir yayın evinde işe girdiler. Burada devam eden bazı çizgi romanlarda çalıştılar. Halleriden memnunlardı fakat kendi eserlerini üretecek fırsatı bulamıyorlardı. Bu sırada onlarla aynı yayın evinde çalışan ama onlardan habersiz olan Sinchetto kendi eserlerini basıyor, Guzzon ve Sartoris’in hayalini yaşıyordu.
Bu üç ismin tanışması ise Andrea Lavezzolo’nun yazdığı Kinowa’nın çizimleri için görevlendirildiklerinde yaşandı. Beraber çalışmaktan çok keyif alan Guzzon, Sartoris ve Sinchetto daha sonra birbirlerini ruh eşi olarak tanımladı ve bundan aldıkları güçle çalıştıkları yayın evinden ayrılıp kendi yayın evlerini EsseGesse’yi kurdular. EsseGesse ismi soyadlarının akroniminden gelmekteydi. Bu dostluk kokan yayın evinde beraber yaratacakları ilk özgün çizgi roman çok ses getirecekti, özellikle de Türkiye’de. Bu çizgi roman elbette Türkiye’de Tommiks olarak bilinen TuttoMiki’ydi. Üçlü Tommiks ile büyük bir başarı elde ettikten sadece bir yıl sonra Teksas‘ı da basarak çizgi roman sektöründeki ve tarihindeki yerlerini garantilediler. Ve her nasılsa en çok da Türkiye’deki çizgi roman severlerin aklına işlediler, dillerine dolandılar.
ALFREDO CASTELLI
Bu adamdan bu yazıda bahsetmesem eminim ki Yiğitcan beni kapı dışarı ederdi. Çünkü Alfredo Castelli Yiğitcan’ın en sevdiği fumetti Martin Mystere’nin yazarı ve… Ve’si yok Martin Mystere diyorum. Tarihte, başka gezegenlerden Dünya’ya gelip çok ileri teknolojilere erişen ama savaşlar nedeniyle teknolojileriyle beraber ortadan kaybolan Atlantis, Mu gibi uygarlıklarının gizeminin peşine düşen bir dedektifin maceraları. Şu konunun güzelliğine bakar mısınız?
Tabii Castelli’nin üzerinde çalıştığı tek şey Martin Mystere değil. Castelli bir çok çizgi romana yazarlık, filme senaristlik, dergiye editörlük yapmış bir isim. Ama Martin Mystere açık ara en bilinen ve en değer içeren işi. Çünkü anlatımındaki incelikle, 30 yıldır sıkıcılaşmayan konularıyla, Giancarlo Alessandrini’ye borçlu olunan özgün çizimiyle Martin Mystere bugün hala güncel fumettiden bahsedebilmemize öncülük eden çizgi roman. Dolayısıyla Alfredo Castelli de hala sanatına devam ederek fumettinin bayraktarlığını yapan isim.