Malumunuz teknolojinin her geçen gün daha da gelişiyor. Film endüstrisi de bunun tüm nimetlerini sonuna kadar kullanıyor. Bu dünyadan göçmüş aktör ve aktrislerinin, görüntülerinin kullanıldığı bir sektörde artık ölü insanların telif haklarından bahseder olduk. Fakat tüm bunlar bir yana, bana göre sinemada teknolojiyi en iyi kullanan insan Dwayne Johnson. Benim teorime göre ünlü oyuncu, birkaç yıl önce yeşil perde teknolojisi ile filmlerde kullanılacak birkaç aksiyon sahnesi çekti, daha sonra bu sahneleri film yapım şirketlerine gönderdi, yapım şirketleri de gerekli olan yerlerde bu sahneleri uç uca ekleyerek ortaya, birbirine tıpatıp benzeyen filmler çıkarmaya başladı. Yani, son gelen Jungle Cruise fragmanının, daha çıkmadan diğer Dwayne Johnson filmlerine benzemesine başka bir açıklama bulamıyorum.

Hatırladınız değil mi bu filmi? Hani Dwayne Johnson, balta girmemiş bir ormanın içerisinde, büyük canavarlardan kaçmak için koşuyor ve bir yerlerden başka bir yerlere atlıyordu. Hatırlamadınız mı yahu Journey 2: The Mysterious Island filmi bu! Hâlâ mı hatırlamadınız? Hani Jack Black, Kevin Hart ve Karen Gillan oynuyordu. Yok, o Jumanji: Welcome to the Jungle’dı sanırım. Uzun lafın kısası, Dwayne Johnson bu filmleri gerçekten gidip farklı stüdyolarda çekiyor olamaz. Bu filmler aynı çünkü. Bu adam birkaç yıl önce film yapmayı bıraktı ve stüdyolar sadece onun çektiği hazır kayıtlar üzerinde kurgu yaparak film yapıyorlar. Oyuncular değişiyor, kıyafetler değişiyor fakat Dwayne Johnson ve büyük canavarlar yerinde kalıyor.

Tamam, biraz ciddileşmek gerekirse Jungle Cruise filmi, Emily Blunt’ın canlandıracağı Dr. Lily Houghton’ın, Amazon ormanlarında insanoğlunun hayatını kökten değiştirecek efsanevi bir ağacı aramasını konu alıyor. Bu tehlikeli yolculukta Dr. Lily Houghton’a, Frank Wolff karakterinde seyredeceğimiz Dwayne Johnson eşlik edecek. Böylece ikilimiz adada mahsur kalan ve bir çeşit zombiye dönüşen askerlerden kaçacak ve tabii ki kendileriyle aynı efsaneyi araştıran ama bunu, kötü amaçlar için kullanacak Nazi askerler ile yüzleşecek. Her şey olması gerektiği gibi anlayacağınız.

Valla ben artık, böyle filmlerin sinema için değil de sinemaya çıkıp, daha sonra da televizyonda yayınlanması için üretildiğini düşünmeye başladım. Yine de Disney, 30 Ağustos’ta hâlâ açık olan sinemalar ve Disney+’a aynı anda çıkaracak filmi. Ben, “bir ara denk gelirsem izlerim” diyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.