Eskiden böyle dertlerim vardı benim. Bilmiyorum, siz de öyle bir dönemden geçtiniz mi, ya da hâlâ geçmekte misiniz? Lise yıllarım etrafımdaki “normal” müzik dinleyen arkadaşlarımı kendi kafamda yenmeye çalışmakla geçti. O dönem taktığım müzik dalı her neyse (lise hazırlıkta metal, lise 1’de punk, lise 2’de alternatif, lise 3’te progressive) onun en kuytu köşe kalmış gruplarını arardım. İngiltere’de sadece üç blogger’ın bildiği, toplam iki demosu olan bir punk grubu mu vardı? O grubun en azılı hayranı bendim.
Sonraki yıllar yavaş yavaş içimde büyüyen ve gittikçe yükselen bir sesle “Ulan şu son David Guetta şarkısı o kadar da kötü değil aslında be!” diyen tarafımla barış yapmakla geçti. Uzun süren bir uğraştan sonra iç ferahlığıyla söyleyebilirim, bir şarkının ne kadar mainstream olduğu beni ilgilendirmiyor. Kaiser Chiefs’ten sonra Avicii, Avicii’den sonra Katy Perry, Katy Perry’den sonra Kanye West, onu takiben de Alt-J açabiliyorum artık.
Ama yine de bir itirafım var. Ne zaman bir indie / folk şarkısının ana akım radyolarda çalmaya başladığını duysam, YouTube’dan şarkıyı dinlediğimde izlenme rakamlarının fırladığını görsem, bir kulübe girip Macklemore’dan sonra o küçük indie grubun çalındığını duysam bir acayip oluyorum. İçimdeki elitist müzik dinleyicisi o zamanlarda “Peheyt!” diye çıkışıyor.
İşte benim küçük elitist tarafımı dalgalandırıp durultan, sizinki için de aynısını yapacak olan şarkıları listeyelim dedik. Hemen söyleyelim, sonra kavga çıkmasın; tek bir şarkısıyla ana akıma ulaşmış grupları ele aldık. Yani Arctic Monkeys, Kaiser Chiefs, Radiohead gibi müzik olarak alternatif işler yapan ama albümleri çıktıkları gibi bir numaraya oturan gruplardan bahsetmiyoruz. Aynı şekilde şarkıları bir yerde kullanıldığı için ünlü olan grupları da bertaraf ettik. Yani atıyorum FIFA’da kullanıldığı için popüler olan Two Door Cinema Club şarkıları, bir reklamda döndüğü için herkesin diline takılan Lenka işleri listemize giremedi.
Anlaştıysak belirtelim, illa ki bu kriterde olup unuttuklarımız vardır. Onları da siz bize belirtin olur mu? Hazır mısınız? Başlayalım!
Lykke Li – I Follow Rivers
YouTube İzlenme: 40 milyon
Hazır kendisi ülkemize teşrif edecek madem, Lykke Li’den başlayalım. Evrenin en Türk gözüken İsveçlisi olan Li’nin bu şarkısının neden radyolarda o kadar döndüğünü anlamak zor değil, şarkı kulağa çok hoş gelen bir tınıyla ilerliyor ve ritmi çok akışkan. Sene itibariyle daha YouTube’un herkes için bir numaralı müzik dinleme aracı olmadığı bir dönemde gelmişti, o yüzden biraz düşük izlenme oranlarına sahip ama emin olun, o dönemde neredeyse her radyoda çalmaktaydı.
Peter, Bjorn & John – Young Folks
YouTube İzlenme: 48 milyon
Islıklı şarkılar tutar hocam! Nedendir bilmiyorum, arka plan ritminin ağırlıklı olarak ıslıklardan oluşturulduğu şarkıların muhteşem bir büyüsü var. Young Folks da biraz bunun üzerinden aldı yürüdü. Fakat yine İskandinavya’dan kaptırıp gelen bu güzide grubumuzun şarkısı aynı zamanda insana inanılmaz iyi hissettirdiği için de bu kadar sevilmişti. Valla boşa da değil!
The Lumineers – Ho Hey
YouTube İzlenme: 115 milyon
Amerikalıların folk ezgileri taşıyan şarkılara karşı bir zaafı var, bunu biliyoruz zaten. The Lumineers’in en iyi ihtimalle “indie folk” olarak tanımlanacak şarkısında da bu ezgilerden bolca var. Peki şarkı uluslararası başarıyı nasıl elde etti? Bana soracak olursanız samimiyetiyle. Ho’sundan, Hey’ine, teftefinden vokaline kadar çok samimi bir hava var Lumineers’in şarkısında. 115 milyon da o samimiyete vuruldu işte.
Of Monsters and Men – Little Talks
YouTube İzlenme: 115 milyon
Hmm, sanırım bir şablon yakalıyoruz geekyaparlar. Ana akım başarı elde edebilmek, Billboard listelerine girebilmek için akılda kalıcı bir ritminizin olması, arkada illa ki bir noktada teftef gelmesi, ritmin üzerine de ya ıslık ya da “Hey!” gibi nidalarla bir samimiyet katmanız gerekiyor olabilir mi? Eğer öyleyse Of Monsters and Men de formülü çözmüş.
Capital Cities – Safe and Sound
YouTube İzlenme: 137 milyon
Çook, çok uzun zamanlarda, daha dediklerimi çok kişiye dinletemezken “Elektrik rock’a inanmıyorum ama Ratatat diye bir şey var” demiştim. Allah’ı var, Kasabian da elektronik rock denebilecek bir janra çok yakın işler yapıyor. Ama Ratatat’a bakıp hissettiğim “Evet ulan elektronik rock bu olabilir” çıkışını bana Capital Cities de hissettiriyor. Bu şarkılarını mega bir hit yapan da muhtemelen o elektronik taraf zaten. Dünyanın en dans edilebilir şarkılarından biri Safe and Sound. Çok da iyi hissettiriyor insana!
Asaf Avidan – One Day / Reckoning Song (Wankelmut Remix)
YouTube İzlenme: 140 milyon
http://www.youtube.com/watch?v=KRAMNWzfjcg
Çok, çok eşsiz bir şarkı bu. Arka planı dünyanın en sakin gitar riff’ini içeriyor. En geriye atılan ritmik darbeleri saymazsak gayet likit bir melodi bu. Şarkı boyunca da çok değişmiyor aslında. Ama Asaf Avidan’ın sesi öyle bir kullanılmış ki bu remiks de, bana kalırsa şarkıyı büyük bir hit yapan şey bu. Avidan’ın nakaratı üzerine koya koya patlatılıyor yavaşça. Sonlara doğru artık kendinizden geçiyorsunuz “We’ll be OLD!” diye. Ve yolu herhangi bir kulüpten bir defa bile geçmiş olan varsa bilir, dans pistinde milleti eğlendirmenin en iyi yolu yavaş yavaş başlayıp sonlara doğru patlayan bir şarkıdır…
Foster the People – Pumped Up Kicks
YouTube İzlenme: 150 milyon
Foster the People’ın bu şarkısının baya baya bir katliam üzerine olduğunu öğrenince yaşadığım şokla herhalde üç şehre elektrik verilirdi. Kanadalı grubun mega hiti 2010 yılında neredeyse her yerde çalınca, sözleri doğru düzgün dinlemeyen herkes “çocukluk ayakkabılarına yazmış herhalde” diye düşünmüştü. Nakarattaki “Outrun my gun” kalıbına da çok pay vermemiştik. Sırf böyle karanlık bir konuyu böylesine naif bir yapıya yedirdiği için bile Foster the People saygıyı hak ediyor.
Passenger – Let Her Go
YouTube İzlenme: 421 milyon
Grubu birkaç senenin ardından dağıldıktan sonra aynı adı kullanmaya devam eden Mike Rosenberg’in 2012 tarihli bu şarkısı, indie folk denen türe aşina olanlar için çok sık karşımıza gelen şarkılardan biriydi aslında. Akustik, sakin, başı öne eğik… Bu şarkılardan binlercesi kayıp gidiyor seneler içerisinde. Ama Let Her Go öyle olmadı. Ne hikmetse 421 milyona vurdu şarkı. Katy Perry, Rihanna, Justin Bieber seviyesi bu. Hem de akustik bir folk şarkısıyla ulaşılmış bir seviye… Ne diyelim, vallahi helal olsun…