İstanbul Sözleşmesi kısa ismi ile bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet konularında temel ölçütleri ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen bir uluslararası insan hakları sözleşmesidir. İstanbul Sözleşmesi olarak bilinmesinin sebebi, 12 Mart 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış olmasıdır.
2014 yılında yürürlüğe giren sözleşmenin, imzaya açılışından bir yıl sonra yani 2012 yılında ilk imzacısı da Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, işlenen suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir.
Önleme başlığında taraflara düşen sorumlulukların başında; kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine dayalı ön yargıların, geleneklerin ve diğer benzer uygulamaların ortadan kaldırılması yer almaktadır. Ayrıca şiddet eylemlerini önleyecek gerekli yasal tedbirlerin alınması, hassas durumdaki insanların ihtiyaçlarının insan hakları gözetilerek karşılanması, toplumdaki bireylerin her türlü şiddet olayının önlenmesine aktif biçimde katılmasına teşvik edilmesi ve kültür, töre, gelenek, namus gibi kavramların şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin etmek gibi maddeler de bu kısımda bulunmaktadır.
Korunma başlığında, şiddet mağdurlarının ve tanıklarının, toplum güvenliğini sağlamakla görevli tüm kademelerce işbirliği yapılarak yeni bir şiddet eyleminden korunmaları, mağdurların çocuklar da dâhil olmak üzere sosyo-ekonomik olarak güçlendirilmeleri, mağdurlara kalacak güvenli yer sağlanması ve uzmanlık gerektiren destek hizmetleri verilmesi yer almaktadır.
Sözleşme bunlar haricinde, kovuşturma süreçleri, konu hakkında bilgilendirme ve eğitim sağlama, yaptırımların belirlenmesi ve yürütülmesi ile tabii ki bunların hepsini kapsayacak bütüncül politikalar üretilmesi ile ilgili medyadan sivil topluma tüm oluşumları göreve çağıran madde ve madde başlıklarına da sahiptir. Her şeyin ötesinde bu sözleşme, kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir.
Bilenlerin paylaşması, bilmeyenlerin öğrenebilmesi, sürekli başkalarının ağzından tekrar edenlerin özgün fikirlere kavuşmanın dayanılmaz hafifliğine ulaşabilmesi, devamlı olarak kadına şiddete ve kadın cinayetlerine tepki göstermeyi belirli kesim veya zümreye mâl edip ya suçlayan ya da sorumluluk almak istemeyenlerin de şöyle bir takkeyi önüne koyabilmesi için sözleşmenin tam metnine şuradan; imzacı ülkelerin listesine ise buradan ulaşabilirsiniz.
1 Comment
Lütfen konuyla ilgili daha fazla yazı yazın. Buna ihtiyaç var. Gerekirse YouTube’a da video atın. Lütfen.