Hugh Jackman
Hugh Jackman “ya hep ya hiç” diye hazırlanmış bu performansa. Bunu biliyordu, bunu sağda solda da söylüyordu zaten. Ama görmek başka bir keyif oldu. Jackman’ın sıktığı her yüz kası, acı içerisinde dondurduğu her mimik, gözündeki her parıltı kasti ve yerinde. Bütün film boyunca sırtına geçmişi yüklenmiş, umutsuzluğunu itelemeye çalışan yorgun bir savaşçı görüyorsunuz.
Çoğu yerde Jackman’ın çok fazla bir şey söylemesine gerek kalmıyor, ki zaten kendisinin Wolverine performansıyla ilgili en az övülen ama hakikatte en çok iltifata tabi tutulması gereken niteliği de budur. Jackman Wolverine’in vahşiliğini elinin tersiyle vermiştir bugüne dek. Logan’da da bunu yapıyor. Ama bu sefer, daha farklı bir seviyede, daha dipte, daha yerde. Ve gerçekten de, daha başarılı. Finale çok daha layık.
Dafne Keen
Neden adama kendi filminde, son performansını gösterdiği kendi filminde ikinci sıradan övgü düzdük? Çünkü Dafne Keen. Gerçekten, çünkü Dafne Keen Logan ile arayıp arayabileceğiniz tüm cevapları içinde barındırıyor. 12 yaşındaki İngiliz-İspanyol aktris, bunun ilk filmi olduğunu unuttururcasına; yaşının daha iki insanın ortaklaşa parmaklarıyla sayabileceği kadar küçük olduğunu bertaraf edercesine, karşısında iki efsane oyuncu yokmuşçasına mükteşem oynuyor.
Oscar’dır, Altın Küre’dir; bunlar da çok seviyorlar çocuk oyuncuları ödüllendirmeyi, biliyorsunuz. Quvenzhané Wallis’inden Abigail Breslin’ine kadar pek çok çocuk oyuncu aday gösterildi, hatta Anna Paquin’in vakti zamanında almışlığı da var. Sene sonuna kadar o kategoride neler yığılır, neler olur bilinmez elbette ama; benim bir şeye inancım tam: Bir gün Oscar adayları açıklanır ve orada birileri “Laura / X-23” diye bir duyuruda bulunursa, zırnık şaşırmayacağım.