Arrow‘un geçen sezonu objektif bir felaketti. Biz Geekyapar semalarında, geek damarlı insanlar olarak okurlarımızla “Yav kardeşim iyiydi bu“, “Lan ne alakası var” şeklinde kavga etmeye alışığız, sonuçta geek’liğin şanında var bu. Arkadaşınla da ediyorsun bu kavgayı ya hani? Biz de burada birkaç yüz bin arkadaş olarak oturuyoruz işte. Arada kavgamız şuyumuz da oluyor çoğu konuda yani. Arrow’un son sezonu hariç. Ona “berbat, rezalet, insanlığa karşı işlenmiş bir suç, gözlerimi oymak istedim” gibi cümleler kurarken, hiçbir okurumuz çıkıp “Ya ama…” demedi bize.
Bunu rakamsal olarak da görebiliyoruz, Arrow bölüm incelemeleri hem yazı, hem de video tarafında kararlı bir çizgi içerisinde inanılmaz rağbet görmemeye başladılar. İşin acayibi, reytingler de buna kayıtsız kalmadı. Sezonu 2.67 milyon izleyiciyle açmıştı Arrow, sondan bir önceki bölümünde 1.94 milyon kişi tarafından izlendi. İzleyici kitlesinin beşte biri oranında bir grup insan terk etti yani gemiyi. 4. sezonun finali de, 3. sezondaki muadilinden neredeyse 600 bin kişi daha az izlendi.
Bunun en büyük problemlerinden biri, Arrow’un konu öbekleri bakımından bu sezon felaket tekrara bağlamasıydı. Yine Oliver sorumlulukla cebelleşti, kendini suçladı, Felicity yine geri “olmak ve olmamak” arasındaki samimiyetsiz lokasyona döndü ve yine Malcolm Merlyn “az itlik” ve “çok itlik” arasında gezindi. Gerçekten de sezonun en can sıkıcı karakterlerinden biriydi Merlyn. Sonlara doğru, ölse de kurtusak diye kendi kendimize dua etmeye başladık. Ölmedi. Kurtulamadık. CW da beti arttırdı.
Merlyn rolünü canlandıran, Doctor Who mezunu John Barrowman; CW ile özel bir anlaşma imzaladı geçtiğimiz günlerde. Buna göre Barrowman, CW’nun Supergirl harici üç dizisinde birden düzenli oyuncu olarak rol alacak. Bunun iması, artık CW’nun paylaşılmış TV evreni meselesini daha ciddiye aldığı yönünde elbette. Merlyn karakteri dilediği gibi Legends – Arrow – Flash üçlüsü arasında gelip geçecek; aynı zamanda Supergirl’ün de biraz kopuk kalacağını çıkartabiliyoruz buradan. Ancak buna bakınca, şu saydıklarımızı görüp yetinmek de mümkün değil. Zira bayık bir karakterin dizisi birdi, üç oldu yani. Bu da hoş değil. Hoş gerçi, ha bir olmuş, ha üç, orası da ayrı…
