Dünya Nelson Mandela’yı kaybetti. Mandela’nın en büyük isteği, uğruna bütün yaşamını adadığı amacın ölmemesi ve devam etmesiydi.

mandela1995

Mandela’dan alıntılar yapmayı, dramatik görseller paylaşmayı diğerlerinde bırakalım. Biz size Mandela’nın sevdiği, alıntı yaptığı ve hayatının önemli dönemlerinde kullandığı iki şeyi paylaşmak istedik. Okuyun:

Bir Şiir: William Ernest Henley’den,
Invictus

Mandela’nın Robben Island hapishanesinde kaldığı 28 yıl boyunca bu şiiri zaman zaman diğer mahkumlara okuduğu anlatılır. İngilizce metni burada, Türkçesi’ni de elimizden geldiği kadar çevirdik, o da aşağıda!

28 yılını hapihanede geçiren bir adam için bu şiirin anlamını düşünün okurken…

Invictus

Out of the night that covers me,
Black as the pit from pole to pole,
I thank whatever gods may be
For my unconquerable soul.

In the fell clutch of circumstance
I have not winced nor cried aloud.
Under the bludgeonings of chance
My head is bloody, but unbowed.

Beyond this place of wrath and tears
Looms but the horror of the shade,
And yet the menace of the years
Finds and shall find me unafraid.

It matters not how strait the gate,
How charged with punishments the scroll,
I am the master of my fate:
I am the captain of my soul.

Fethedilmeyen

Beni saran gecenin karanlığında,
Uçsuz bucaksız bir çukur gibi siyah,
Dinleyen varsa teşekkür ettim tanrılara
Fethedilmeyen bu ruhum için.

Olayların pençesinde ümitsiz
Kaçmadım, bağırmadım.
Kader döverken ruhumu
Başım kanlar içinde, ama eğilmedim.

Bu öfke ve gözyaşları içerisindeki zaman
Ancak gerçeklerin korkusunun gölgesinde
Yılların getirecekleri yine de
Korkusuz ve korkmamış bulacaklar beni.

Fark etmez kapının ne kadar dar olduğu
Nasıl cezalarla dolu olduğu kitabın
Kaderimin efendisi benim:
Ruhumun dümeni benim ellerimde.

 

Bir Alıntı: Theodore Roosevelt’den,
The Man in the Arena

1995 yılında Günay Afrika’da oynanan Dünya Rugby Kupası’nın finali, tarihe geçen bir müsabaka oldu. Final maçından önce Mandela’nın bu paragrafı takım kaptanı François Pienaar’a verdiği bilinir. Türkçesi yine naçizane çevirimizle orjinal metnin altında.

It is not the critic who counts; not the man who points out how the strong man stumbles, or where the doer of deeds could have done them better. The credit belongs to the man who is actually in the arena, whose face is marred by dust and sweat and blood; who strives valiantly; who errs, who comes short again and again, because there is no effort without error and shortcoming; but who does actually strive to do the deeds; who knows great enthusiasms, the great devotions; who spends himself in a worthy cause; who at the best knows in the end the triumph of high achievement, and who at the worst, if he fails, at least fails while daring greatly, so that his place shall never be with those cold and timid souls who neither know victory nor defeat.

Önemli olan eleştiren değildir, güçlü bir adamın nasıl sendelediğini ya da yaptıklarının nasıl daha iyi olabileceğini gösteren değildir. Aslolan, sahada olanın yaptıklarıdır, yüzü kan, çamur ve tozla kaplanan, inatla yürüyen, hata yapan, defalarca yetersiz kalan insandır gerçek olan; çünkü hatasız ve kazasız bir çaba olamaz; gerçek olan bir işi başarmak için mücadele eden, büyük tutkuya sahip olan, kendi yoluna baş koyan, kendini haklı bir amaç uğruna adayan, sonunda başardığında zaferi tadacağını bilen kişidir gerçek olan, başarısız olduğunda da büyük bir amaç uğruna mücadele verdiğini bilen insandır. Artık onun yeri, zaferi de yenilgiyi de hiç bilmemiş o soğuk ve zayıf ruhların asla arasında olmayacaktır.

Dünya, Mandela’yı kaybetti. Hayatı yaptığı bu alıntılar ile paralel geçmiş bir adamdı. Tanımayanlar araştırsın okusun.

Sevgiler!

Author

Türkiye'nin ve dünyanın en büyük bileklik şeker üreticisi, sucuk distrübütörü, prodüksüyon şeysi ve maydonoz fatihi.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.