Birazdan anlatacağımız haber için kolaya kaçmak mı dersiniz, mantıklı bir karar mı; bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var, o da şudur: Bu şirketler arası telif tantanası yüzünden biz hayranlar hiçbir zaman umduğumuzu alamayacağız galiba.
Bildiğiniz üzere Marvel son derece geniş bir alana yayılıp kolunu her alana attı on senelik hayatında. Bunu dizilerle destekleyip, yan stüdyodan ödünç karakter almaya kadar da ilerletti. “Her şey birbiriyle bağlı” sözlerini de hiçbir zaman eksik etmediler. Çünkü hayranları gazlayacak, yeni projeleri sonuna kadar izletebilecek bir fikre ihtiyaçları vardı.
Ancak gel gelelim bu haberi gördüğümden beri kandırılmış gibi hissetmekten alamıyorum kendimi. Abarttım mı? Tamam kabul, birazcık abartmış olabilirim ama yine de pesimist yanım sayesinde bu haberi olumsuzluğun yedi kat dibinde yorumlamaktan da alamıyorum kendimi.
Olay şu arkadaşlar: Jeph Loeb, gelmekte olan tüm Marvel dizilerinin Infinity War öncesi bir dönemde geçtiğini duyurmuş. En azından Screenrant kaynağımızın onayladığı haber böyle. Bu dizilere daha geçen gün prömiyerini yapmış olan Cloak&Dagger da dahil. Hani kimsenin pek de sallamadığı ama hala Inhumans inatçılığıyla gelmeye direten şu dizi.
Belli bir yere kadar Loeb gayet mantıklı ve yerinde bir cümle kurmuş, yalan yok. Çünkü sahiden de çıkıp da yeni gelen dizilere çat diye Infinity War etkisiyle bir hikaye kuramazlar. Buna çok ama çok tamamız zaten. Ancak şöyle bir sıkıntı var ki, halihazırda iki sezondan fazla süredir yayın hayatına devam eden ya da edecek olan tüm Marvel dizilerinin bu unsuru gözardı etmek zorunda bırakılması biraz kalp kırıcı. Agents of SHIELD’ın şu yazıda da anlattığımız gibi birazcık tutarsız davranması, en az bahsettiğimiz diğer dizilere yansımayacak olan büyük Infinity War tokadı kadar üzücü.
Neden mi? Çünkü Disney’e ait olmasa da Marvel karakterlerini anlatan her bir dizi ve diğer yapımların normal şartlar altında MCU’ya bağlı olması gerekiyordu değil mi? Bu durumda, en azından Agents of SHIELD’ın yaptığı minik jest tadında “Aa Thanos diye bir herif varmış, dünyaya gelmiş falan filan, hadi gidip dünyayı savunalım yehu!” gibi bir şeylerin geçmesi gerekiyor her yapımda zannımızca.
Öte yandan aklımızda kalan tek buna benzer hareketi de Daredevil’deki New York Savaşı’na yapılan selam olarak katalım bu olaya. Zaten o vakitten beri hiç MCU ile Netflix dizileri arasında büyük çapta bir bağlantı varmış gibi hissedemedik. Üzücü olan da bizzat bu ya zaten: Verdikleri “Her şey bağlı” sözünün ardında “yaparız bir ara yeaağ” gibi bir davranışla durmaları.
Loeb bu açıklamayı yaptıktan sonra, muhtemelen stüdyolar arası tüm sıkıntıya bir çözüm bulmuş gibi oldu. Çünkü her köşede bir Marvel hayranının “E ama şunu katmadınız!”, “Bunu niye olmadı?”, “E hani gelmişti!” gibisinden feryatlarına kısa bir sessizlik sağlamış olabilir. Ama kısa, sahiden de kısa. Çünkü hayranlar olarak biliyoruz ki, bu biraz işin kolayına kaçmak gibi bir şey. Tamam, şirketler arası haklar vesaire derken hiç kolay işleri olmayabilir; kabul. Ancak bir yerden sonra da, on senedir “Aslında aynı evrendeyiz ehe mehe” deyip çok az miktarda istediğimizi alabilmemiz de, ne bilelim, biraz aldatmacılık.
Loeb’in açıklaması sizin fikrinize göre hangi tarafta? Film ve dizi sektörünü kurtaracak cinsten mi, yoksa hayranları hala oyalamaya yönelik bir beyan mı?
