Malumunuz; Lucasfilm Disney tarafından satın alınınca; Star Wars evreninin yeni overlord’ları bir odaya toplanıp, bundan sonra neyin “canon”, yani evren içi resmi hikaye; neyin ise “non-canon”, yani uyduruktan teyyare, yokmuş gibi davranılan dış hikaye olduğuna karar vereceklerini duyurmuşlardı. Biz toparlanmış, düzenlenilmiş bir devamlılık beklerken; Disney göbek bağını sert keseceğini ve ana altı film ve Star Wars: Clone Wars çizgi dizisi haricinde her şeyi “non-canon” olarak kabul edeceğini duyurdu. Buna çizgi romanlar da dahildi.
Biz bu kararla artık yok hükmünde sayılacak karakterlere üzülürken, biraz da ümitliydik aslında. Zira temiz bir sayfa açıyor olmak, gerçekten de ihtiyaç duyulan bir şeydi. Star Wars evreni, pek çok multimedya dünyası gibi defalarca birbiriyle çelişmiş, kafası karışmış, devreleri attırmıştı. Sırf Death Star planları bile en az üç kere farklı kişiler tarafından gözümüzün önünde çalındı. Bunları silme geçip, yeni, tutarlı bir evren başlatma fikri hoşumuza gitmişti bir yerde de. Bu uğurda hele bir de Star Wars çizgi roman hakları Dark Horse’dan alınıp, Disney’nin bünyesindeki Marvel’a gelince; iyice heyecanlandık.
Biraz geç kaldık, farkındayız; ama şimdi buradayız. Marvel Star Wars bünyesinde şu an itibariyle üç sayı çizgi roman çıkartmış vaziyette. Star Wars #1, Star Wars #2 ve Darth Vader #1. Bunların üçünü ayrı ayrı değerlendirmeyelim dedik. Onun yerine her zaman yaptığımızı yapalım, fikri bölelim, size neden bu çizgi romanların baya okunmayı hak eden şeyler olduklarını ispatlayalım istedik. O sebepten karşınızdayız. Buyurun, Marvel’ın Star Wars çizgi romanlarını okumanız gerektiğini gösteren 8 kanıt!
1. Öncelikle, Her Şey Canon!
Bu tabii ki biraz bariz; farkındayız. Sonuçta önceki diğer tüm çizgi romanlar da yazıldıklarında resmi bilgi statüsündelerdi. Evet, yeni Star Wars çizgi romanlarında da her şey resmi bilgi ama, asıl parmak basmak istediğimiz şey farklı. Bu sefer her şey aynı ağızdan çıkan bir resmi bilgi. Bu çizgi romanı öncekiler gibi Lucasfilm’in ihraç ettiği bir mecra yapmıyor. Eski kitaplar gibi farklı farklı yayıncılar yok ortada. Şu an canon kabul edilen ne varsa onu yapan Disney’nin elinden çıkma şeyler bunlar. Yani bir devamlılık karmaşasına mahal vermeme hatta belki de daha görmediğimiz şeylere dair ipuçları bırakma olasılıkları çok yüksek.
2. Bu Sefer, Episode 1-2-3’ü Yok Saymıyoruz
Bu da bizi ikinci maddemize getiriyor. Genişletilmiş Evren’de çok işlenen bir konuydu aslında Episode IV ile Episode V arasındaki süre. Star Wars filmleri hiçbir zaman peş peşe geçmedikleri için, aradaki karanlık dönemler hep yazarların ilgisini çekti ve bu uğurda IV-V arasına tonla iş yığıldı. Yeni Star Wars çizgi romanları da bunun bilincindeler ve bu yüzden o dönemde geçiyorlar. Canon silinmese, o tarihte bu kadar rahatlıkla yürüyemezlerdi muhtemelen ama, şimdi her şey tabula rasa onlar için. Ve bunun avantajını, çok olumlu bir şekilde kullanıyorlar. İlk yaptıkları doğru ise Episode 1-2-3’ün etkilerini hissettirmek. Zira bu, daha önceki hiçbir IV-V arası işin yapamadığı bir şeydi. Neticede onların çoğu Episode 1 çıkmadan önce yazılmışlardı. Peki neye yarıyor bu?
3. Çok Farklı Bir Vader Portresi Var
Muhtemelen Star Wars’un çıkan ilk üç çizgi romanında sizi en çok Vader şaşırtacak. Bugüne kadarki tüm Vader tiplemeleri, çoğunlukla Episode IV-V-VI döneminden alınmadır. Fakat çizgi romanları okudukça fark edeceksiniz; o filmlerde Vader çok fazla konuşmuyor aslında. İmparator ile olan ilişkisi nedir, iç çekişmesi var mıdır, kafasından neler geçer son filme kadar pek göremiyoruz. Daha doğrusu şöyle diyelim, Vader’ın içindeki Anakin’i hissedemiyoruz orijinal filmlerde. Çizgi romanlar bunun için bir ara yol çıkartmışlar kendilerine. Burada gördüğümüz Vader’ın içinde Anakin de var. Hâlâ o başına buyruk, tutkulu gencin yankısını belli belirsiz sezebiliyorsunuz. Bu da çok ilgi çekici bir karakter portresi çıkartıyor ortaya ve hikayeye de bir dinamizm katıyor.
4. Diyaloglar Ve Çizimler Üst Seviye
Ki zaten bu da bizi dördüncü maddemize getiriyor. Geçen hafta başlangıç veren Darth Vader serisini daha önce Uncanny X-Men ve Thor gibi eserlerle ismini duyuran Kieron Gillen yazıyor, çizimleri de Marvel’ın kıdemli X-Men sanatçısı Salvador Larroca üstlenmiş. İlginç bir şekilde, Marvel ana Star Wars serisini Vertigo ve MAX mezunu yazar Jason Aaron ile Planetary’den tanıdığımız John Cassaday‘e emanet etmiş. İki set yaratıcı da bu görevleri hakkıyla ifa etmişler; orası kesin. Diyaloglar sırıtmıyor, panel yerleşimi kaymak gibi, hikaye çekici ve sürükleyici; üstelik belki de en önemli şeyi de yakalayabilmişler ki; o da şu…
7 Comments
Bu haberde bile AKP’ye sataşmışsınız, neyin peşindesiniz anlamıyorum. Geek, geekliğine baksın! Benim inancıma saygı göstereceksiniz!
siktir lan adam ne istiyorsa yazar okumak istemiyorsan okuma zorla okutanmı var
AKP bir din değil, partidir. AKP’yi eleştirmenin veya yermenin de inançla ilgisi yoktur.
İnsanlar AKP’yi seçmiyor, desteklemiyor artık, bir dinmişçesine inanıyorlar.
İnanç ne lan? Siyasi parti bu birader.
Bu güne kadar hiç oturupta Star Wars evreninden bir çizgi roman okumadım; ama her zaman bunun eksikliğini de yaşadım diyebilirim. Sanırım Marvel bu eksikliğimi tamamlayacak etken olacak.
Hali hazırda takip ettiğim DC, Marvel evrenleri ve envai çeşit manga yanına bir de Star Wars eklemenin bir zararı olmayacaktır sanırım. 🙂
Hepsi iyi güzel hoş da Revan ve onun hikayesini hiç ederek aldıkları antipatiyi yok etmeye 8 değil 80 madde yetmez.