Kickstarter, çok büyük, çok anlamlı, ama çok nadiren doğru kullanılan bir araç. Sanatı ve üretimi punk’laştırması¸özgürleştirmesi, sanayiden kurtarması ve kurumsallaşmış, endüstriyelleşmiş sektörlerin korku ve kaygılarından uzaklaştırıp ilericileştirmesi gerekirken; internetin saçma fantezilerinin ve ana rahmine dönme isteğinin tatmin edildiği bir mecra hâline geldi. Kimsenin bununla ilgili bir sıkıntısı da yok üstelik ilginç bir şekilde.
Bu benim şahsi gergolanmam, siz bana bakmayın. Esas meselemiz de, bununla ucundan ilintili zaten sadece. Kickstarter’ın onlarca, yüzlerce müthiş projesi arasında, bugün bir tanesi çıkıp, gerçekten medeni cesaret nedir, nasıl sergilenir onu gösterdi hepimize. 20 yaşındaki Devin Tripp ile tanışın. Kendisi oyun yapma konusunda bir bilgiye sahip değil. Bu konuda bir tecrübesi yok. Kodlama bilmez, programlama bilmez, tasarım bilmez… Aynı zamanda bunu bilen arkadaşları da yok. Fakat bunların hiçbiri Devin’i yıldırmamış. Devin gitmiş, Kickstarter açmış. Ne için? Açık dünya bir Star Wars oyunu yapmak için. Öyle indie, mobil bir şey mi? Hayır, baya AAA bir yapım. Skyrim’in Star Wars’lısını yapmak istiyor yani. Ne istiyor? 200 bin dolar.
Ha bu arada, Devin’in yasal olarak Star Wars oyunu yapma hakkı da yok zaten.
Devin garip bir şekilde 118 destekçi ve muhtemelen tamamen geyiğine 18 bin dolar kaynak bulacak olan bu projesini Kickstarter’da açıyor, açtığı gibi de gelen yorumlar üzerine kapatıyor. Sonra da gelen yorumlara kızan, muhteşem komik bir beyan yayınlıyor. Çok uzun, çok saçma, ama inanın bana özeti şu şekilde: “Tlfndan yazıyorum, bakamadım imla kuralarına, bakmıycam da. Siz beni nşye kardşinizi babaya ispiyonlar gibi Disney’e şikayet ediosunuz, çok komiksiniz. Bundan çıkartılacak ders herkes hayallerinin peşinden kpşmalı. Disney de Walt Disney’nin bir hayali var diye kuruldu, kurulmadı mı?”
Bütün davayı şuradan görebilirsiniz. Metni de tam hâliyle okumanızı tercih ederim. İnsan gerçekten de ufak bir helal olsun çekiyor. Kısa bir süre “ya çocuk heves etmiş, bırak” diyorsunuz ama, sonra hiçbir dayanağı olmadan, ürün sunamayacağı tüm mantık çerçevelerinde sabit bir gerçek olmasına ve yasal hakkı da bulunmamasına rağmen insanlardan iki yüz bin dolar¸yani Türkiye’de ortalama bir çalışanın bir senede göremeyeceği bir para istediğini fark edince, o tatlış bakış bir anda “sen hayırdır la?” kıvamına geliyor. Yani vallahi helal olsun, nasıl bir özgüven bu yahu? Acaba gerçekten yapabilirim diye mi düşündü, o kadar mı saf; yoksa milletin –ve Disney’nin– yapabileceğine inanacağını mı sandı, o kadar mı çakal? Hangisi? Yorumlarda tartışın!