Eğer bir kayanın altında yaşamıyorsanız, muhtemelen Monochroma’dan haberiniz vardır. Türkiyeli Nowhere Studios’un geliştirdiği oyun; çok uzun bir süre sonra ilk defa yabancı oyun medyasının dikkatini çekmeyi başaran yerli yapım bir oyun oldu; hatta belki de, Mount & Blade’den beri bunu yapabilen ilk oyun kendisiydi. Çıkmadan önce IGN, GameSpot, Kotaku gibi sitelerin haberleştirdiği oyun, gittiği fuarlardan da hem yapımcıların, hem de oyuncuların ilgisiyle döndü.
E koltuklarımız kabardı tabii. Geekyapar olarak Nowhere Studios’a acayip bir hayranlık duyduğumuzdan, oyunu da delicesine merak ettiğimizden ilk günden oyuna yumulduk. Aslında niyetimiz oyuna bir Let’s Play çakmaktı, fakat teknik sorunlardan dolayı videoyu bir türlü denkleştiremedik. Tam bir yandan buna üzülüp, bir yandan da oyunu oynamaya devam ederken bir şey fark ettik. Oyun sessizdi.
Yani yanlış anlamayın, müzik var, ses efektleri var, hepsi de çok güzeller. Ama adeta Oscar’lı film The Artist gibiydi Monochroma. Bize de o andan sonra Monochroma üzerine gürültü yapmak çok saçma geldi. Dedik ki bırakalım, oyunun kartpostal vari duru bir güzelliğe sahip görselliği anlatsın kendini. Monochroma’nın -objektif bir şekilde- bu sene çıkan ve en güzel gözüken oyunlardan biri olduğunu düşünüyoruz. O yüzden, şu aşağıdaki 13 ekran görüntüsünü de kanıtı olarak beğeninize sunuyoruz.
Eğer gördükleriniz hoşunuza gittiyse, Monochroma’yı Steam üzerinden satın alın! Size masrafı en fazla beş sigara paketi tutarında olacak; ama karşılığında hem naif bir maceraya çıkmanın keyfini yaşamış, hem de Nowhere Studios’un varlığı çok bariz olan gelecek potansiyeline bir omuz atmış olacaksınız. Durmayın, şu linkten kapın hemen hazır %10 indirimdeyken! Kredi kartıyla uğraşmak istemiyorum diyen TTNET üyeleri internet faturalarına ekletip, Playstore aracılığıyla şuradan da alabilirler. Hazır eliniz değmişken, daha fazla detay için resmi sitelerine uğramayı da unutmayın.
Buyurun, Monochroma’nın bu senenin en güzel gözüken oyunlarından biri olduğunu kanıtlayan on üç ekran görüntüsüne alalım sizleri. Bunların hepsi oyunun ilk yarım saatlik bölümünden. Tadımlık verelim dedik, zira geri kalanı gerçekten de bizzat görülmeyi hak ediyor. İlk otuz dakikasından on üç tane çok güzel görsel çıktıysa; düşünün oyunun geri kalanında neler neler gizli!
1. Kaydıraktan kayan çocuk ve onun kırmızı atkısı. Monochroma’nın ilk sahnesi.
2. O uçurtmadan gözlerinizi ayırmayın.
3. Kardeşinizi ilk sırtınıza aldığınız andan itibaren bağlandığınızı hissedeceksiniz.
4. Ve onu karanlıktan korumak için, oyun boyunca hep aydınlığı ona taşıyacaksınız.
5. Dünya öylesine bir endüstriyel karanlık içerisindeki, kardeşinizi bundan sakınmak isteyeceksiniz.
6. Ve hep onu güvende bırakacağınız aydınlık yerler arayacaksınız.
7. Bazen şimşek çakacak ve bir saliseliğine aydınlanacak dünya.