Hikâye anlatmak büyük bir meziyet. Hele bir de herkesin ezbere bildiği bir hikâyeyi; şimdiye kadar aktarıldığı tüm versiyonlarından farklı ve ilgi çekici olarak anlatmak çok daha büyük bir meziyet. Her ne kadar biz sıradan insanlar, artık dünya üzerinde tüm hikâyelerin, olabilecek tüm hikâye anlatım metotlarıyla anlatıldığını düşünsek de her zaman bize ne kadar yanlış düşündüğümüzü kanıtlayan bir kahraman çıkıyor. Guillermo del Toro, dün yayınladığı Pinocchio fragmanı ile bunun en güzel örneklerinden bir tanesi bize gösterdi.
Bir Pinokyo hikâyesini en fazla ne kadar farklılaştırabilirsiniz ki? Usta Gepetto’nun yaptığı bir kukla olan, yalan söyleyince burnu uzayan ve en büyük hayâli gerçek bir çocuğa dönüşmek olan Pinokyo’nun maceralarını hepimiz onlarca farklı ağızdan dinlemişizdir. Fakat Del Toro’nun Netflix için hazırladığı Pinocchio fragmanı, bir cırcırböceği ile açılıyor. Pinokyo’nun kalbinde yaşadığını iddia eden Sebastian J. Cricket isimli bu cırcırböceği, bize Pinokyo’nun hikâyesini hiç duymadığımız bir şekilde anlatmayı vadediyor. Biz de daha önce hiç duymadığımız bu karaktere inanmak istiyoruz tabii
Del Toro’nun yönetmen koltuğunda oturduğu Pinocchio filmi, klasik öykünün şimdiye kadar stop-motion tekniğiyle çekilen ilk filmi olma özelliğini taşıyor. Ewan McGregor‘un Cırcırböceği rolünü canlandıracağı filmde; Finn Wolfhard, Cate Blanchett, David Bradley, Ron Perlman, Tilda Swinton, Christoph Waltz, Tim Blake Nelson ve John Turturro gibi birçok isim de yer alacak. Kadroya bakınca insan, “Bir Pinokyo filmi için bu kadar büyük yıldız fazla mı acaba?” diye düşünmeden edemiyor.
Filmde Mangiafuoco karakterini seslendiren aktör Ron Perlman’ın söylediklerine göre Del Toro’nun Pinocchio’su, Mussolini İtalya’sında geçiyor. Ünlü oyuncuya göre asla emirleri sorgulamayan, korkuları olmayan ve mükemmel bir askerde olması gereken her şeye sahip bir Pinokyo karakteri göreceğiz. Sadece bu söylemler bile ne kadar yenilikçi bir Pinokyo hikâyesiyle karşı karşıya olduğumuzun en büyük kanıtı sanırım. Acaba Guillermo del Toro orijinal masal ile bu karanlık öyküyü birbirine nasıl bağlayacak, sonrasında nasıl anlamlar çıkartacak. Merakla bekliyorum.
Aralık ayında Netflix’de yayınlanacak Pinocchio filmi hakkında siz ne düşünüyorsunuz sevgili geekler? Sizce de bir çocuk masalının böylesine karanlık bir atmosferde anlatılması fazlasıyla ilgi çekici değil mi? Yorumlarınızı esirgemeyin bizden.
