Cuba Gooding, Jr., En İyi Yardımcı Aktör – Jerry Maguire (1996)
Oscar lanetinin en efsane örneklerinden birini teşkil eder Cuba Gooding, Jr. Onun ödül konuşması bile kendi başına ödül alabilecek efsanelikteydi. Jerry Maguire ile birlikte yıldızı çok parlamıştı ama, aslında Maguire öncesinde de buralara geleceğinin belirtilerini veriyordu. Sonra? Sonra berbat tercihler yaptı Gooding, Jr. Bugün oyunculuğundan çok, verdiği o efsane teşekkür konuşması hatırlanıyor. Bu da acıklı değilse, nedir bilemiyorum.
Kim Basinger, En İyi Yardımcı Aktris – L.A. Confidential (1997)
Kim Basinger bu ödülü aldığı yıl dünyanın en ünlü aktrislerinden biriydi. En ünlü. Adını bilmeyen yoktu. Eğer yaşınız biraz daha büyükse, muhtemelen bir noktada ona aşık olduğunuzu hatırlıyorsunuzdur. 90’ların en ünlü aktrislerindendi Basinger. Ama yaşınız gençse, muhtemelen kendisinin bir filmini bile hatırlamıyor olabilirsiniz; ki işte burada üzücü olan da budur. Basinger L.A. Confidential’dan sonra hiç kendine yaraşır bir rol bulamadı. O da bugün efsaneler arasında anılıyor olabilirdi, ama şimdi doğru düzgün anılmıyor bile…
Roberto Benigni, En İyi Aktör – La Vita e Bella (1998)
Benigni’yi buraya aktör ödülüyle aldık, ama aslında burada biraz yönetmen laneti de var. Akademi ödülleri doğru pazarlandığı ve lobisi sağlam yapıldığı takdirde pek çok yabancı oyuncu ve yönetmene uluslararası pazara giriş kapısı olmuştur. Ang Lee, Alejandro Inarritu, Gavin Hood gibi tonla isim var bu şekilde sağlam kariyerler elde etmiş. Benigni’ye de bunun olacağını sanıyorduk pek çoğumuz. Olmadı. Bir aktör olarak zaten iyi tercihler yapmadı ama, en affedilmez olanı, yönetmen olarak yaptıklarıydı. Sonraki iki filmi de hem eleştiri hem de gişe cephesinde yere çakıldı…
Halle Berry, En İyi Aktris – Monster’s Ball (2001)
Oscar laneti deyince akla ilk gelen kişidir bu. Halle Berry. 2000’lerin başında onun övülmediği bir odaya girmek imkansızdı. Çok seksiydi, çok yetenekliydi, çok karizmatikti. Monster’s Ball ile ödülü evine götürdüğü sene kimse şaşırmamıştı bu duruma. Berry belli ki daha yukarılara da gidecekti. Gidemedi. Çok kısa bir süre sonra Oscar’ın zıddı olan Altın Ahududu ödülünü aldı. Berbat yapımlarla çıktı hep karşımıza. Lanetin basamaklarını adım adım, teker teker indi. En sonunda ucuz korku filmlerine kadar düşüverdi…
Renee Zellweger, En İyi Yardımcı Aktris – Cold Mountain (2003)
Zellweger’de garip bir durum var. Cold Mountain ile ödülü aldıktan bir iki sene sonra da göz önünde olmayı sürdürmüştü aslında. Cinderella Man ve ikinci Bridget Jones filmi sayesinde ünü devam etmişti. Sonra saçma filmler geldi. Kimsenin hatırlamadığı, ismi bulunması zor filmler. Sonra Oscar’ı aldıktan beş sene sonra bir anda yok oldu. Gerçekten. 2010’dan beri hiç film çekmedi, hatta magazinlerde fotoğrafı dahi çıkmadı aktrisin. En sonunda geçen senenin sonunda, yüzü tanınmaz hâlde bir davete katıldı, beş sene aradan sonra da yeni filmlerinin geleceği açıklandı. Hakikaten akıl sır ermez bir durum….
Forest Whitaker, En İyi Aktör – The Last King of Scotland (2006)
Bu lanetin en iyi açıklaması şu şekildedir: Eğer Oscar’ı aldığınızda hak ettiğiniz sorgulanmıyorsa ve sizden dahası bekleniyorsa süper. Önünüzde iki yol var. Ya lanetten kaçınacaksınız ve o beklentilere cevap verip, sinema dünyasının efsaneleri arasına yazılacaksınız. Ya da lanete boyun eğeceksiniz ve insanlar bir süre sonra ödülünüzü haklı bir değerlendirme değil, kariyerinizin içerisindeki bir istisna olarak görmeye başlayacaklar. Whitaker’a işte tam olarak bu oldu. The Last King of Scotland’dan televizyonda dahi tutmayan rollere kadar serbest bir düşüş. Lanetin şimdilik son halkası. Bakalım bu sene onun yanına katılacak olanlar olacak mı?
9 Comments
Julianne Moore, Still Alice
Michael Keaton, Birdman
Kim Bessinger hiç bir zaman iyi bir oyuncu olarak anılmamıştı ki. O zamanın gençleri için Alicia Silverstone, Christina Applegate gibi bişeydi. Ama L.A. Confidential o kadar sağlam bir filmdi ki ben de oynasam, ben de aday olabilirdim.
Bir de burada ödül alanları düşündüğümde Oscar’ın bazı yıllar baya sağlam adayları varken bazı yıllar daha zayıf kaldığını düşünüyorum. Bir de işin içine politik konuların öne çıktığı yıllar olunca o kadar da haketmeyen adaylara da gidebiliyor. Dolayısıyla lanet normal…
Julianne Moore, Still Alice
Michael Keaton, Birdman
Patricia Arquette, Boyhood
J.K. Simmons, Whiplash
klasik akademiyi göze aldığımızda bu arkadaşlar kazanacağından ve hepsi yaşlı olduklarından çok da problem olmayacaktır: ) kariyerlerini oscarla taçlandırıp emekli bile olabilirler.
bir ihtimal genç olanlardan Eddie Redmayne ve Rosemund Pike oscarı alabilir. bana kalırsa ikisinde de yitip gitme potansiyeli yok.
ha böyle bir lanet yok mu var, liste de zaten neredeyse hepsini ele almış. bu arada F. Murray Abraham en iyi yardımcı oyuncuyu aldı. o filmden sonra asıl Mozart’ı oynayan aday olan ama ödülü nedense alamayan Tom Hulce yitip gitmişti. baktım da en son Jumper’da rol almış 2008 yılında. peh.
pardon benim hatam murray en iyi oyuncuyu almış. tom hulce neden alamadı belli oldu: ) ama biraz overacting de olsa Hulce’ye de oscar verip bir ilke imza atabilirlermiş.
Nicholas cage ve kariyeri devam etse de hours la aldigi oscar dan sonra muthis düşüş yaşayan nichole kidman bence bu listeye cok gerekliydi
En çok üzüldüklerim Cuba Gooding, Jr.,Forest Whitaker. Ancak sanırım Cuba’nın durumu lanetten çok biraz da politik, yani şimdi detaylarını hatırlamadığım kendisi hakkındaki bir yazıdan sonra bu düşünceyi edindim. Muhtemelen de Cuba gibi Wesley Snipes gibi kişiler bazı politik nedenlerden geride bırakılıyorlar ya da kendileri böyle istiyor çok detayını bilmemiz zor. Politik nedenler daha çok ön plandadır diyorum çünkü ahlaki olarak toplum kurallarına uymasa da tutulan oyuncular var keza inanç olarak çok çok farklı uç bir noktaya gidenler de var.
Marisa Tomei nasıl olmaz diye düşündüğüm liste…
Kim Basinger ve Anna Paquin için asla iyi oyuncu olduklarını, Oscar alabildiklerini kabul etmeyeceğim. Ne olur azalarak bitsin Anna da bir an önce, X-Men’den sonra yeniden keşfetmiş gibi davranmasınlar hatunu, ne olur…
Watchmojo?