4. Prince of Persia Serisi
Bozduğu Oyun: Prince of Persia 3D (%58)
1990’ların ortaları ve sonu, pek çok oyun serisi için mezarlık olmuştur. 80’lerin sonu, 90’ların başında iki boyut arasında fırtınalar estiren tonlarca seri, yeni milenyum yaklaşırken Nintendo 64, PlayStation ile Saturn üçüncü boyutu getirdiğinde eriyip gitmişlerdir. O serilerden biri de, Prince of Persia olacak gibi duruyordu. 2000’de çıkan oyun, pek çok 2D’den 3D’ye geçen oyun gibi berbat kontroller ve kameradan muzdaripti.
Muhteşem Dönüş: Prince of Persia: The Sands of Time (%92)
Ama prens son sözünü söylememişti. Fransız firma Ubisoft, Jordan Mechner’in serisini devraldı ve 2003’te muhteşem bir reboot ile çıktı karşımıza. Prince of Persia: The Sands of Time o kadar iyiydi ki, önceki Prince of Persia oyunlarının varlığı dahi unutuldu; artık varsa yoksa Sands of Time ve onun devam oyunları konuşuluyordu. Geri dönüşlerin hası diyeceğiz ama, daha dördüncü sıradayız…
3. Resident Evil Serisi
Bozduğu Oyun: Resident Evil: Outbreak File #2 (%58)
Her oyunun spin-off’ları olur. Olmalıdır da. Detaylı bir evren yarattıysanız, şöyle yan bir mobil oyundan; ya da atıyorum daha küçük çaplı bir indirilebilir oyun üzerinden güzel ek hikayeler anlatabilirsiniz. Fakat Resident Evil bunun çok affedersiniz bokunu çıkartmıştı. 1999’da çıkan Resident Evil 3: Nemesis ile, 2005’te çıkan Resident Evil 4 arasında tamı tamına 10 spin-off ve remake yaptı Capcom. Her biri de bir öncekinden daha kötü gibiydi.
Muhteşem Dönüş: Resident Evil 4 (%96)
Ta ki Resident Evil 4’e kadar. Açık ara PS2-GCN-XBX neslinin en iyi oyunlarından biri olarak kabul edilen, hemen hemen tüm “gelmiş geçmiş en iyi oyunlar” listesinde kendine yer bulan Resident Evil 4; seleflerinin Resi ismine dair yaptığı tüm yanlışları unutturdu bize. Altı yıl bekledik, ama altı yıla değmiş bir oyun gibiydi. Mikami reis yine yapmıştı yapacağını anlayacağınız.
2. Driver Serisi
Bozduğu Oyun: Driv3r (%40)
İlk Driver, PS1’in adı bir hayli iyi anılan klasiklerinden biridir. Driver 2 ise ortada bir yerdedir; ne çok efsane kabul edilir, ne de yerden yere vurulur. Driver 3 ise rezaletin daniskasıdır; berbatlığın kelime anlamıdır; Allah’ın oyunculara gönderdiği bir cezadır. Oyunun bir kısmı İstanbul’da geçiyor diye hepimiz alıp bir kere oynadık vaktinde. Böyle bir pişmanlığı tarif etmeye kelimelerim yetmez sevgili Geekyaparlar. İnanın çok kötüydü.
Muhteşem Dönüş: Driver: San Fransisco (%81)
Aslında arada Parallel Lines da var, fakat serinin salahiyeti ve listenin mantık seviyesi için gelin onu unutalım gitsin. Biz San Fransisco’ya bakalım. Tam bir ummadık taş baş yarar senaryosuydu ne de olsa San Fransisco. Kendisiyle ilk Zero Punctuation programında Yahtzee tarafından övülürken tanıştım. İnanmak istemedim Driv3r’dan sonra bir Driver oyununun iyi olabileceğine. Reddettim. İnkar ettim. Fakat en sonunda bir yerde oyunu deneme fırsatı edinince de önce Reflections’ı bir alkışladım, sonra da “Ulan İstanbul’da geçenini de böyle yapsaydınız ya!” dedim. Ya hakikaten kötüydü Driv3r ama be!
1. Bomberman Serisi
Bozduğu Oyun: Bomberman: Act Zero (%34)
Bir Bomberman oyunu ne kadar bozabilir sorusu sizin de zihninizde dolanıyor mu şu an? Dolanmasın. Cevabını çok uzaklarda aramayın. Eğer siz Bomberman gibi tüm olayı basit eğlence olan bir seriye işkembenizden cyberpunk bir arka plan döşemeye kalkar; üçüncü boyuta taşıyıp ciddiye alınmaması gereken şeyleri ciddiye alırsanız, oyun eleştirmenleri de size %34 gibi bir leş ortalamayı dayarlar.
Muhteşem Dönüş: Bomberman Live (%84)
Peki ne yapmalısınız? Arkadaşım sapkın mısınız, tabii ki yapacağınız şey orijinal oyunu alıp, güzel grafikler ve ek modlarla süsleyip, indirilebilir ufak bir oyun olarak piyasaya sürmek! Sen zaten oyun dünyasının en eski oyunlarından birisin, herkes illa ki seni bir defa oynamıştır. Yap orijinal formülden çok şaşmadan şirin, minik bir oyun. Koy XBL’a işte böyle. Bak gördün mü, nasıl 50 puan yükselttiler iki oyun arasında puanını? Act Zero rezaleti olmasaydı, 90’ı bile görürdü belki de Bomberman Live. Ama insanların damak tadını bozdunuz arkadaş…