Elden Ring’de Leyndell, Royal Capital bölgesinde gezinirken birçok kişi gibi ben de ilk bakışta önemsiz gibi görünen o heykelle karşılaştım. Sonrasında oyunun da ipucunu verdiği üzere “Law of Regression” büyüsünü kullandığımda öğrendiğim şey karşısında oldukça şaşırmış ve From Software’in hikâyelerini, dünyasına böyle parça parça yerleştirmesinin bana ne kadar çok keyif verdiğini hatırlayınca tekrardan mutlu olmuştum. Kaldı ki oyun bunun gibi irili ufaklı bir sürü hikâye parçası ile dolu. Düşmanların hareket şemalarından, oyuncu dışı karakterlerin giydiklerine ve kullandıkları silahlara kadar, hepsi aslında daha büyük bir yapbozun parçaları.

Elden Ring

Bu sene God of War: Ragnarök’ün de çıkması ve en az Elden Ring kadar -belki de daha fazla- ses getirmesiyle beraber oyuncuların büyük bir kısmı ikiye ayrıldı. Ragnarök’ü oynamadım ancak ilk oyunu deneyim etmiş birisi olarak, Kratos’un yeni macerası beni heyecanlandırmadı. Bunun sebebini kendimde aradım. Severek oynadığım diğer oyunlara baktım. Diğer souls oyunlarını tekrar ve tekrar bitirmiş ancak tüm dünyaca övgüye boğulan The Witcher 3’ü bile ikinciye oynayışımda yarıda sıkılıp bırakmıştım. Oyunlarda hikâyelere kendini çok kaptıran ve sevdiğim oyunların dünyalarının wiki’lerinde saatlerini çürütmüş olan birisi olarak asıl aradığım şey şuydu: “Bana bir oyun hikâye anlatacaksa bunu sadece bir oyunun yapabileceği şekilde anlatmalı.” Ne demek peki bu? Şöyle anlatayım:

Bir sinema filmine gittim diyelim ki. Heyecanlıyım, merak ediyorum nasıl bir film diye. Belki uzun zamandır vizyona girmesini bekliyordum. Sonrasında film başlıyor ve ekranda tamamen yazılar var. Benden bu yazıları okuyarak hikâyeyi anlamamı istiyor. Yani elindeki medyumu, hikâye anlatmak için kullanamayan bir filmden bahsediyoruz. Yazılan iş muhteşem olabilir belki ama ben oraya dev ekranda kitap okumaya değil, bana görsel bir şeyler anlatılsın diye gelmişim. Hâl böyle olunca canım sıkılıyor ve kısa bir süre sonra salondan çıkıyorum.

Anlatımlarında sürekli olarak sinema filmi kadar iyi kurgulanmış olan ara sahneleri kullanan oyunlar da bende aynı etkiyi yaratıyor. Ben buraya senin yazdığın ve yönettiğin filmi izlemek için gelmedim. Bırak da kontrolcüyü elime alıp kendi hikâyemi oluşturayım. Bunu iyi yapan firmalardan biri de Bethesda bence. Evet, oyunun önceden yazılmış bir ana hikâyesi ve yan görevleri var ancak bunları nasıl, ne zaman ve ne sırayla yapacağımız tamamen bize kalmış durumda. Bir film senaryosu değil de o oyunun benim için yarattığı dünyanın içinde olduğumu hissedebiliyorum.

From Software ise son yapımı olan Elden Ring’de hikâye anlatımında sektörün diğer büyük bütçeli yapımlarına kıyasla ne kadar üstün olduğunu bir kez daha gösterdi. Bir oyuna yaraşır şekilde sadece oynayarak ve deneyim ederek anlaşılabilecek bir hikâye… Eternal City’ler ve Ranni’nin bağlantısı ne? Caelid bölgesi neden bu durumda? Bu ve bunlar gibi sorular, adeta ayrı bir mini-oyunmuş gibi tüm dünyaya saçılmış durumda. Elbette yap-bozun her parçası tek seferde bulunamayabiliyor. Bu noktada da internet çağında olduğumuzu hatırlıyor ve diğer oyuncularla beraber, bu on binlerde parçadan oluşan devasa bulmacayı çözüyoruz. Elden Ring’in hikâyesini yeni yeni anlamaya başladığımız o 2022 Şubat-Mart ayları benim için oyundan en çok keyif aldığım zamanlardı.

elden ring prophet

Bir örnek daha vereyim mi? Oyunda “Prophet” adında bir başlangıç sınıfı var. Bu karakter oyuna inanç üzerinden yaptığı büyülerle başlıyor. Yani çoğu RPG oyunundan alışık olduğumuz Cleric karakter olduğunu söyleyebiliriz. İşte bu karakterler oyuna iyileştirme büyüleri ve bir saldırı büyüsüyle başlıyorlar ve bu saldırı büyüsü de devasa kutsal bir ağaca tapan kimseler olmalarına rağmen bir ateş büyüsü. Ancak bu, öylesine verilmiş bir karar değil. Zira bu karakterlerin oyuna başladığı kıyafetin açıklamasına bakacak olursak Prophet’lerin “İnançlarının alevler içerisinde yok olacağını görmüş olan sürgün kahinler” tarzı bir ifadeye rastlıyoruz. Bu kişiler inançlarından sapmış ve ateşin ağacı yakacağını öngörmüş oldukları için kovulmuşlar ve biz de bu yüzden bir ateş büyüsü ile başlıyoruz. Bu zincir gibi birbirine bağlanan hikâye parçaları bana, hiçbir oyunun veremeyeceği bir keyfi veriyor. Oyun hikâyesini, sadece bir oyunda anlatılabilecek şekilde sunuyor çünkü.

Neyse, aklıma daha çok örnek geliyor da daha da uzatmamak adına burada kesiyorum. Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Elden Ring beni hem mekanikleri hem dünyası hem de hikâye anlatımı ile içine çekti ve yıllar sonra da hatırlayacağım bir deneyim sundu. Tüm Geekyapar ailesine de benim Elden Ring oynarken aldığım mutluluğu diliyorum yeni yılda.

Yazan: Furkan Yıldırım

Author

Geekyapar okurları Yazı Çağrısı altında toplaşıyor, belirlenen konularda kalem coşturuyor. Sen de parçası olmak istiyorsan, duyuruları takip et!

1 Comment

  1. Elden Ring evet çok farklı bir oyun seni resmen içine sürüklüyor.. Fakat God of War ise bambaşka bir nüans; onun da yeri apayrı ikisi de bulunmaz bir cevher fakat siz kıyaslamayı yaparken bunun üzerinden yapmanız, sapla samanı bir birine karıştırmanız gibi olmuş.. Aynı tarz farklı bir oyundan bahsetseydiniz olabilirdi… Elden Ring de lore u biz dünyayı keşfettikçe öğreniyoruz.. ana tema aslında ortada fakat from software bunu yaparken o kadar farklı hikayelerden bahsediyor ki emin olun onlarda ne yazdıklarını kendileri de bilmiyor.. Parçaları birleştirmek “anlam çıkartmaya” çalışmak; anlam çıkartmayı tırnak içine aldım biz oyunculara kalıyor.. tabii artık ne anladıysak o yanımıza kâr kalıyor o kadar…

Tarkan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.