Bazı oyuncular vardır, bir rol üstlerine yapıştı mı sürekli bu tipe uygun teklifler alırlar hani. İşte tam da bu aktör ve aktrislerin, kendi meslektaşlarının girdiği kalıplardan sıyrılarak harika işler çıkardığına şahit olduğumuz anlar bazen bizi fazla heyecanlandırıyor ki sormayın gitsin. Çok basit bir örnekle açıklayalım mı bu durumu? Mesela Jim Carrey’i izlediğiniz rolleri bir durun ve düşünün. Çoğunluğu komik, dalga geçilecek, safça, neresinden tutsanız absürtlük akan ve hepsinin sonunda yine fazlasıyla komik tiplemeler, değil mi? Çok ciddi kişilikler canlandırdıysa bile, bunlar ya azınlıkta kalmış ya da aklımızın tozlu köşelerinde çürümeye yüz tutmuş bir halde öylece bekliyorlar. Tabii bu olay çoğu insana göre örnek açısından değişen bir şey sanırım. Aklıma en klişe örneğin Jim Carrey olmasını bir kenara bırakırsak, sanırım asıl olayı kaptınız.
Evet, çoğu oyuncunun bir kadroya dahil olması, genelde en başarılı şekilde canlandırdığı karakter çizgisinde ilerliyor. Bu fazlasıyla doğal bir gerçek, kabul ediyorum. Fakat yine de bu kalıptan sıyrılıp her rolün üstesinden başarıyla gelmeyi başaran aktör ve aktrisler denilen bir gerçek de var haliyle. E durum böyle olunca insan ister istemez işlerini bu denli harika yapan insanlara karşı ister istemez bir sevgi besleyiveriyor doğrusu. İtiraf edin, hanginiz Game of Thrones dizisinde ölesiye nefret ettiğimiz Joffrey ya da Ramsay gibi karakterlerden ölesiye tiksinip aslında aktörüne karşı içten içe saygı duymadınız ki? Şahsen ben duydum, hem de fazlasıyla. Bu nefret-sevgi ilişkisinden nasiplenen sadece Jack Gleeson ve Iwan Rheon değil elbette. Aynı kadroda aynı mesleği yapan bir diğer isim olan Lena Headey, bir röportajında bu durumu çok güzel özetlemişti aslında. Tam cümlelerini hatırlayamasam da, bir hayranının (!), Cersei Lannister karakterini fazlasıyla ciddiye alan cümlelerle kendisine hoş olmayan şeyler söylediğinden bahsetmişti. İşte tam da bu yüzden, oyuncuların aslında yaptıkları işleri ne kadar iyi başardığı konusunda hemfikir olabiliriz bence. Ama peki gelmek istediğimiz asıl konu ne?
Hazır size ondan bahsetmişken, gelin ondan konuşmaya devam edelim: Iwan Rheon. Kendisini tanımam Misfits dizisiyle oldu açıkçası ve daha sonralarında da aslında bir müzisyen olduğunu öğrenmiştim. Canlandırdığı Simon karakteri, aslında oldukça ürkütücü, asosyal tipte biriydi ve inanır mısınız, Iwan Rheon aslında bu rolü fazlasıyla iyi yapıyordu. Tabii bunu anlamam biraz zaman almıştı, zira kendisinin (*spoiler alert*) gelecekten gelen karakterinin (*spoiler alert*) çizdiği portrenin, Simon karakteriyle çok zıt bir konumda olduğunu görünce jetonum düşmüştü. Adam iyiydi, oyunculuğu bir hayli iyi kotarıyordu. E peki bu karakterlerden sonra Rheon’a gelen tekliflerden en çok akılda kalanı neydi sizce? Tabii ki de Ramsay Bolton. Ramsay olarak eminim ki izleyenlerin çoğu ondan tiksindi, nefret etti, bir kaşık suda boğmak istedi. Bunun sebebi, oyunculuğunun harika olmasıydı. E peki meşhur piç Ramsay diziden, biz izleyicileri fazlasıyla Nirvana’ya taşıyan bir sonla ayrıldıktan sonra, Rheon kariyerinde ne gibi adımlar atmaya girişti? Müzisyenliğe hiçbir zaman ara vermeyen Rheon, şimdilerde yeni bir projeyle dikkat çekiyor, ki bu proje aslında daha şimdiden ilgileri üzerinde topluyor.
19 Ocak 2017‘de -muhtemelen bu haberin sizinle buluştuğu tarih olacak- çıkacak olan Urban Myths ismindeki beş bölümlük mini dizide Adolf Hitler’i canlandıracak kişi, aslında size yazının başından beri anlatmaya çalıştığımız isim olarak belirlendi: Iwan Rheon. Onca cümleyi, onca giriş konuşmasını işte tam da sırf bu kısmı anlatabilmek için yaptım aslında. Kariyerinde akılda kalan ve aslında çok farklı konseptte olan iki karakterin altından başarıyla kalkan Rheon da artık meslektaşlarının girdiği kalıba zorla tıkılmış gibi gözüküyor. Ramsay Bolton karakteriyle yarattığı o feci ün sonrasında, “Lan bu adama ne rol versek yapar?” diyen dizi yapımcılarının arasından biri “Verin Adolf Hitleri, oynasın çocuk. Öldürmeye de alışık nasılsa. Mis.” demiş sanki. Zira tarihi bir kişilik olan Alman diktatör Hitler’i oynamadan önce George R.R. Martin’in serisindeki izdüşümü olan Ramsay Bolton ile bu role fazlasıyla hazır gibi duruyor Rheon.
Tabii bu Urban Myths dizisi için tanıdık isimler yalnızca Iwan Rheon ile bitmiyor. Harry Potter serisinden “Kralımız Weasley” olarak tanıdığımız Ronald Weasley karakterine hayat veren Rupert Grint de bu projede yer alıyor. Hatta ek olarak yine Game of Thrones dizisinden hatırlayacağınız Aidan Gillen bile var kadroda, vallahi ilgi çekici! Ama her şeyi bir kenara bırakırsak, bu mini dizinin bölüm isimleri, konusuna dair daha bir merak uyandırıyor doğrusu bizlerde. IMDB’de yer alan bilgilere göre sırasıyla “Bob Dylan”, “Samuel Beckett and Andre the Giant”, “Hitler the Artist” ve “Cary Grant and Timothy Leary” şeklinde isimlendirilen bölümler söylenilene göre, toplum tarafından genel olarak bilinen bu kişiliklerin hikayelerini, biraz daha bilinmeyen bir açıdan ve muhtemelen daha sarkastik şekilde ele alınacakmış.
Diziye dair kısa fragmanımızda da oyuncuların her birinin karakteriyle beraber görüntüsünü görebilmemiz mümkün. Tabii bu kişilikler içinden eğer dikkatinizi Michael Jackson çektiyse, küçük bir bilgi de vermeden geçmeyelim. Bu trailer yayınlandığı günden bu yana, son zamanlarda çıkan bin bir türlü dedikodu nedeniyle çok konuşulur hale geldi. Michael Jackson’ın kızı, bizzat kendi açıklamalarıyla, babasının canlandırılmasına dair olan rahatsızlıklarını dile getirdi. Son derece uygunsuz ve rahatsızlık verici bir betimleme olduğunu belirten Jackson, babasına karşı saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle öfke püskürdü. E haliyle de bu bayağı olay yarattı ve şu sıralar internette bulabileceğiniz trailerların bazılarından da Michael Jackson’ın sahnesi çıkarıldı. Ne diyelim, kader.
Bu küçük bilgi de bittiğine göre, adettendir soralım: Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Hayır, Michael Jackson olayını sormuyoruz, Iwan Rheon’un Adolf Hitler’i canlandırması olayını diyoruz. Zira yazının girişinde de döktüğümüz onca cümle sonrası, aslında çok farklı rollerde oynasa da bir yerden sonra yine monoton rol düzenine girecek bir diğer ismin de Rheon olması gerçeğine karşı nasıl bir görüşünüz var? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın! E tabii bir de dizi ilginizi çektiyse, izlemeyi ihmal etmeyin!