Çoğunlukla bedenleri bezlerle sarılmış ve bir yerde öylece bırakılmış şekilde düşündüğümüz mumyalar, gerçek hayatımızda bir arkeolojik merak ve gizem unsuru olarak yer alıyor; kurgu eserlerde ise yine bu gizemli ve egzotik havalarından müteşekkil, bir korku figürü hâline geliyorlar. Fakat ünlü Tutenstein çizgi dizisindeki gibi bazıları da var ki günümüze şirinlik katıyor, onları görmemizle birlikte yüzümüzde bir tebessüm oluşturuyorlar veya bazılarının hikâyelerini öğrendiğimizde, yüzümüzdeki tebessümü bir anda silebiliyorlar. Mumya temalı son dosya yazımızda, bu son gruptaki beş mumya karakterden bahsedeceğiz.
1) Cofagrigus (Pokémon)
Pokémon severler koşun, bu karakter sizin için geliyor. Pokémon oyunlarının beşinci neslinde -ben pek bilmem ama pokemon oyunu geekleri bu nesilleri iyi bilir- Pokémon Black and White isimli bir Nintendo DS oyununda karşımıza çıkan hayalet türü pokémon Cofagrigus, altın bir lahit formuna sahip. Doğrudan bir mumya olmasa da, mumyaya en yakın şey desek yanlış olmaz.
Yamask isimli siyah küçük bir gölge formundan bu forma geçerek evrimleşen Cofagrigus, kırmızı gözlere ve keskin dişlere sahip olmasının yanında tabii bir de bazı mumya güçlerine sahip. Kendisine fazla yaklaşan herkesi mumyaya dönüştürmesi gibi. Altın kendisinin favori yiyeceği ve bedeni de tamamen altından olduğu için kendisini çalmaya çalışan mezar hırsızları olabiliyor. Cofagrigus ise bu hırsızları içine hapsederek cezalandırıyor.
2) Amumu (League of Legends)
Bu da LoLcülere gelsin. Açıkçası ben bir League of Legends oyuncusu olmamama rağmen arkasındaki sanatı ve karakter hikâyelerini daha çok seviyorum. Amumu da benim için hikâyesini ilk öğrendiğimde ilgimi çeken karakterlerden biri.
Amumu, lanetlenmiş yapayalnız ve üzgün bir mumya. Karakterin arkasında hüzün kokan, acıklı mı acıklı bir hikâye var. Bir gün bulunduğu lahitten çıkan Amumu, geçmişine dair hiçbir şey hatırlamaz ve kalbini hissetmemektedir. Bu boşluğu doldurmak için de kendisine arkadaş bulmak amacıyla dünyayı dolaşmaya başlar. Ancak birden kadim bir büyü tarafından ölümüne kadar yalnız kalmaya mahkum edilir. Bu lanet karşısında gözyaşları döker, asla kontrol edemediği öfke nöbetleri geçirir ve bu öfkesiyle birlikte etrafına zarar vermeye başlar.
Amumu’nun oyundaki güçleri ve çıkardığı sesler de bu hikâyenin kanıtı niteliğindedir. Daha karakteri seçer seçmez “beni hiç seçmeyeceksin sanmıştım” diyerek yalnızlığını ifade eder. Gözyaşları düşmanlarına zarar verebilir, sarılı olduğu papirüsleri düşmanını yakalamak için kullanabilir ve bu güçleri kullanırken de “gel sana bir sarılayım”, “hey! geri gel”, “sonsuza dek arkadaş olalım” ve “benimle oynasana” gibi cümleler kurar.
3) Isaac ‘Zack’ Foster (Angels of Death)
Bu karakterimiz, Angels of Death animesinden geliyor. Görünüşünden de anlayacağınız üzere animenin ismine de cuk oturan bir ölüm meleği. Kafanızdaki ölüm meleği tasvirinin mumya formunda olduğunu düşünün, işte Isaac ‘Zack’ Foster tam anlamıyla o.
Seri katil olan Zack, fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Ona okuma yazma öğretemeyecek kadar fakir bir ailenin çocuğu olarak. Daha çocuk yaştayken, annesinin sevgilisi onu öldürmek için ateşe verir ama Zack, hayatta kalmayı başarır. Vücudundaki yanıkları kapatmak için de tepeden tırnağa bir mumya gibi sarıp sarmalanır. Bu olayın üzerinden çok geçmeden annesi onu bir yetimhanenin önüne bırakır. Kaldığı yetimhane öylesine kötü bir yerdir ki bakıma muhtaç birçok çocuk gereken ilgiyi görmediği için ölür. Küfürbaz ve kötü huylu bu bakıcılar, bazen günlerce çocuklara yemek vermeyi bile unuturlar. Zack de karnını çöp tenekelerinde bulduğu yemek artıklarıyla doyurmaya çalışır. Bakıcılar, vücudundaki yanıklardan dolayı Zack’e sürekli onun bir canavar olduğunu söylerler ve bakmadıkları için ölen çocukları zorla ona gömdürürler. Zack de istemeyerek de olsa kendisine dayatılanları soru sormaksızın yerine getirir. Ta ki o güne kadar.
Bir gün bakıcılardan biri televizyonu açık bırakır ve ekranda aşırı şiddet içeren bir korku filmi oynamaktadır. Zack bu filmi izlemeye başlar, oradan gördüklerinden de ilham alarak, öldürmenin problemlerini çözebileceğini düşünür ve yetimhanedeki bakıcıları tekrar tekrar bıçaklayarak öldürür. Cesetlerini de ona zorla gömdürülen çocukların yanına, yetimhanenin arka bahçesine gömer. Zaman içinde de Zack, işlediği cinayetlerle en ünlü seri katillerden biri olur.
4) Mummy Boy (The Nightmare Before Christmas)
İşte karşınızda Disney’in mumya çocuğu Mummy Boy. The Nightmare Before Christmas isimli 1993 yapımı stop-motion müzikal animasyon filminde görebileceğimiz mumya çocuk, oldukça sevimli bir karakter. Mummy Boy, Halloween kasabasının vatandaşlarındandır ve vücudu, beyaz bir bezle kaplıdır. Tek görünen kısmı göz bebeğidir. Animasyondaki karakterler arasında belki de en şirin görüneni o olabilir. Çünkü karakterler Halloween temasıyla oluşturulduğundan ve korkunç bir görünüm kazanmaları gerektiğinden, bütün özen gösterilmiş. Oysa Mummy Boy, yalnızca bez parçalarıyla çevrili, tek gözlü bir mumya. Tam da masanızda bir köşede durmasını isteyeceğiniz şirinlikte bir figür gibi. Animasyon da çok tatlı ve keyiflidir bu arada, izlemenizi tavsiye ederim.
5) Tutankhamen (Sphinx and The Cursed Mummy)
Tutankhamen, Mısır tarihinin en genç firavununun yani Tutankhamun’un Sphinx and The Cursed Mummy adlı oyuna uyarlanmış bir versiyonu. Genç bir prens olan Tutankhamen, doğum gününü kutlarken kendisini ölümsüz bir mumyaya dönüştürecek olan tuhaf bir ritüele zorlanır. Ancak ritüel tamamlanmadan oyunun ana karakteri olan Sphinx tarafından kurtarılır ve yarım kalmış ritüel sebebiyle de lanetlenir. Ama karakterimiz Sphinx, Tutankhamen’i sebep olduğu lanetten kurtaracağına söz verir.
Bu iki karakter, birlikte, içinde bulundukları esrarengiz tapınaktan kurtulmanın yollarını arar ve Tutankhamen’in lanetini de bir avantaj olarak kullanırlar. Öyle ki tapınağın her yerinde görebileceğiniz ve normalde ölüme sebep olabilecek tuzaklar ve engeller, Tutankhamen’in zaten ölü olan mumya bedenine zarar veremezler. Duvarların arasından geçen bıçaklar ona hiçbir şey yapamaz, aksine kesilen kısımlardan bedeninin kopyaları oluşur. Elektriğe maruz kalsa da veya zehirli dumandan oluşan bir bulutun içinden geçse de, Tutankhamen’e hiçbir şey olmaz. Ee, zaten ölü olan birini nasıl öldürebilirsin ki?
Mumyalar, papirüslerle sarılı bez bir varlık gibi görünseler de, arkalarında onlara derinlik katan öyküler ve karakteristik özellikler olduğu sürece bir geek malzemesi olabiliyorlar. Eğer sizin de sevdiğiniz ve hikâyelerini bildiğiniz mumya karakterler varsa durmayın, paylaşın geekler!