Açık söyleyeyim, bu tema ile yapılacak her türlü eseri beklerdim ama komedi beklemezdim. Fox’un 1 Mart tarihinde başlayan taze dizisi The Last Man on Earth bir “post-apokaliptik komedi” ! Gerçi artık çağımızda hiçbir şeye şaşıramaz olduk. Bundan on sene evvel “zombili romantik komedi” olur mu sorularına Shaun of The Dead ile okkalı bir cevap aldığımıza göre dünyada hayatta kalan son erkeğin maceralarından da pekala bir komedi eseri çıkarılabilir, değil mi?
Projenin yaratıcısı Will Forte dizide aynı zamanda yeryüzündeki son erkek olan Phil’i de canlandıran isim. 2019 yılında dünya üzerindeki tüm insan (ve tam olarak açıklanmasa da muhtemelen hayvan) nüfusu ölümcül bir virüs ile yok olmuştur. Gayet gündelik hayatın gündelik bir insanı olan Phil ise görünürdeki tek hayatta kalandır. Seneler boyu ülkeyi gezip kendi gibi bir başka insan evladı bulmaya çalışan Phil en sonunda ümidini yitirip memleketi Arizona’ya gider. Tek olmanın bir sürü avantajı vardır; lüks arabaları zevk için patlatabilir, bir havuzu votkayla doldurup içinde çıplak yüzebilirsiniz. Ancak şunu unutmamak lazım ki bazı ihtiyaçlar için (en az) iki kişi gereklidir.
“Dünya üzerindeki son insan” temasına yıllardan beri alışığız. Klasik edebiyatta Robinson Crusoe ile başlayıp Richard Matheson’un muhteşem kitabı I am Legend ile popüler kültürde yer edinen “bireyin tek başına hayatta kalma savaşı”, beyazperde ve televizyon ekranlarında da defalarca işlendi. Hatta tüm bunları geçelim, son yıllarda akıl almaz hızda artış gösteren crafting/survival oyunları ile artık bu temayı gözlemlemenin ötesinde tecrübe eder olduk. Ancak Will Forte’un bu çiçeği burnunda dizisi tüm bunlara rağmen seyircinin ilgisini çekmeyi çok iyi biliyor. Kahramanımız Phil, hayatta kalması tamamen şans eseri olmuş bir adam, hiç de öyle ideal yaşam savaşçısı şeklinde tasvir edilmiyor. Sifonunu tamir edemediği için bahçedeki dev havuzu açık hava tuvaletine çevirmiş bir yurdum insanı kendisi. Yani öyle zombilere karşı her daim hazırlıklı bir atletik Will Smith beklemeyin. Zaten tam da bu durum, yani hayatta kalmasının tamamen “piyango” olması Phil’i sempatik ve farklı kılıyor.
Her bir bölümü yirmişer dakika olan bu diziye bir şans verin. The Last Man on Earth’ü her şeye rağmen dinamik bir komediye dönüştüren esas öğe ilk bölümün sonunda beliriyor ama spoiler tehlikesinden ötürü burada bırakıyorum. Konuyu ne kadar genişletebilirler bilinmez ama eldeki materyal ile keyifli bir sezon geçireceğiz gibi durmakta. Kaçırmayın.
https://www.youtube.com/watch?v=ZmHZLjL_tVY
7 Comments
Merak ediyordum, tanıtım iyi geldi
ilk iki bölüm yayınlandı izledim fakat tatmin edici bulmadım
“(ve tam olarak açıklanmasa da muhtemelen hayvan) nüfusu ölümcül bir virüs ile yok olmuştur.”
Daha dizinin fragmanında bile kanlı canlı geyik gözüküyor yahu
ne diyeyim, kadı kızı kusuru diyelim
Bilerek yapılmış olabilir mi?
yok ben yazarı şahsen tanıyorum, leyla şu aralar. yapmıştır hata bilmeden.
gürcan yurtun robi ve cuma sına nasıl yıllarca anıra anıra güldüysek bu da tutabilir aga. önyargılı değilim şans vericem