Dünyanın bütün müziklerinin kendine has bir büyüsü olduğu tartışma götürmez bir gerçeklik. Herkese göre bir tını dizisi var şu hayatta, herkesin kendine dokunan bir sesler bütünü var. Ama öte yandan rock biraz diğerlerinden özel, bu da çok ortada. Rock müzik biraz garip insanların müziği, aykırı olanların, sırıtanların, tam yerine oturmayanların. Bu yüzden de hep değişimin sesi; devrimin tozu, isyanın nefesi olageldi. Sadece doğup büyüdüğü yer olan Birleşik Devletler’de değil, tüm dünyada.

Bu içerik dizisi de işte bunu belgelemek için yola çıkmış bulundu. On yedi ülke, kırk dokuz grup, elli bir yıllık bir yelpaze dahilinde farklı sebeplerden 50 milat rock şarkısı alındı. Bu şarkılar bir çalma listesi olarak Geekyapar Spotify‘daydı. Şarkıların beraberinde getirdikleri -ya da ayak uydurdukları- estetik, politik, sosyolojik ve bir iki durumda teknolojik değişimleri görsellerle destekleyen videolar Geekyapar YouTube kanalında durdu. Şarkıların hikayelerini bu sayfalarda beraber –bir çıt– akademik konuştuk. Daha samimi muhabbeti ise podcast olarak Geekyapar Meram kanalında dinlediniz.

Her güzel şeyin bir sonu vardır. O hâlde son defa, önce video; sonra da maddeler:

1. Mogwai – Like Herod

01 Mogwai

Post-rock‘ı tanımlamak zor. Bazen müzik türleri sadece belirli enstrümanlar, belirli sesler ya da belirli dokular üzerinden değil; ortak bir kültürel zemin, ortak bir yaklaşım ya da ortak bir zamanlama ile de ayrışırlar. Post-rock olarak adlandırılan gruplarda çoğu zaman böylesi belli bir ortak payda duyamazsınız. Ama yine de böyle bir şeyin varlığından eminsek hep birlikte, yani gerçekten post-rock diye bir şey var ise, o zaman bunu örnekleyecek en iyi varlık da Mogwai‘dir. 1995’te Glasgow’da kurulan İskoç grup ve onların ilk albümlerinin imza parçası Like Herod, türün temel prensibini anlatır dinleyene. Enstrümanlar rock, evet; ama dert rock değil. Dert ses dokularıyla oynama. Rock için rock değil. Sesi için rock yani.

 

2. Neutral Milk Hotel – Holland, 1945

02 Neutral Milk Hotel

1998 yılında Amerikalı grup Neutral Milk Hotello-fi janrına ait atfedilen ikinci -ve final- albümlerini çıkartırlar. Albüm otuz dokuz dakika, elli beş saniyedir. Folk etkileri de duymak mümkündür, punk etkileri de. Şarkıların çoğunluğu Hollanda’da Nazilerden saklanışıyla meşhur genç Anne Frank hakkındadır. Ne var ki, albümün grubun kurucusu ve vokalisti Jeff Mangum’a zerre hayrı dokunmaz. Ne satışlar ilk etapta iyi gider, ne de Mangum albümün topladığı ilgiyle barışabilir. Ancak yıllar geçer üzerinden ve çoğu sefer olduğu gibi burada da takvim yaprakları döküldükçe gerçek değer açığa çıkar. Mangum ve onun neredeyse bireysel girişimi olan Neutral Milk Hotel rock müziğin içine kapanık, konserlerde ayaklarına bakan, duygusal ve hassas çocukları için yolu yakarak açmıştır. Brand New’dan Jesse Lacey “gelmiş geçmiş en iyi albüm” diyecek, Amazon.com 2009’da albümü “Top 100 Indie Rock Albümleri” listesinde ikinci sıraya, Pitchfork ise “90’ların En İyi 10 Albümü” listesinde dördüncü sıraya koyacaktır.

 

3. Rage Against the Machine – Guerilla Radio

03 Rage Against the Machine

Meşhur Anthrax grubundan Scott Ian, Rage Against the Machine için “rap rock türünü icat ettiler” der. Bu biraz indirgemeci bir beyan, zira rap ve rock’ı aynı potaya koymak ilk defa Zack De La Rocha, Tom Morello ve saz arkadaşlarının aklına gelmemişti elbette. Nasıl ki The Shadows‘un klasiği Apache hip hop dünyasına sample’lanmak suretiyle geçiş yaptıysa, rap dünyasından ögeler de rock müziğe geçmişlerdi zaman zaman. Ama Rage Against the Machine bunu tam zamanlı yapan ilk gruplardan şüphesiz en önemlisiydi. Tom Morello’nun akıl almayan gitar teknikleri ve De La Rocha’nın taklit edilemez vokali eşit derecede hip hop ve eşit derecede rock’tı. Ve iki isyan müziğinden beslendiğinin farkındaymışçasına iki kat isyankardı. Bu kutsal kombinasyon ödülleri de toplamıştı. Time dergisi Battle of Los Angeles albümüne senenin en iyi müziği ödülünü vermiş, Rolling Stone bunu takip etmiş, burada misafir ettiğimiz Guerilla Radio da ödül ile dönmüştü 2000 Grammy Töreninden.

 

4. Queens of the Stone Age – Better Living Through Chemistry

04 Queens of the Stone Age

Rock müziğin tarihini keyif verici maddelerden ayrıştırmamız mümkün olmadığı için, esasında “keyif verici maddeleri kullanmaktan keyif alan insan rock’ı” anlamına gelen stoner rock‘ın neden ayrı bir tür olduğunu merak edebilirsiniz. Cevap çok basittir aslında. Kaliforniya’dan çıkan Kyuss ve Sleep gibi grupların öncüsü olduğu, Queens of the Stone Age’in ise Rated R albümüyle mükemmelleştirip, yaygınlaştırıp, paket edip rafa kaldırdığı bu tür başlı başına bir trip temsil eder. Baslar bozuk, tempo yavaş, vokaller melodiktir. İnip çıkar şarkı, bazen koşsa da çoğu zaman adımlarını ağır atar. Sonradan prodüktör olarak da müzik dünyasını etkilemeye devam edecek Josh Homme, bütün bunlarla ne yapmak istediğini bu şarkının başlığında anlatmıştır aslında. Kimya vesilesiyle, daha iyi bir yaşam kalitesi.

 

5. The Strokes – Last Nite

05 The Strokes

Listemizin son bölümünde iki adet revival, yani diriliş göreceksiniz. Bunlardan ikisi de aşağı yukarı aynı dönemlerde doğan ve yine aşağı yukarı aynı zamanlarda kaybettiğimiz iki müzik akımına atıfta bulunur. İkincisi az aşağıda, ilki ise tam karşımızda. Julian Casablancas‘ın yazdığı, yazarken de Tom Petty’nin American Girl’ünden intihal yaptığını açıkça itiraf ettiği –Tom Petty’nin de genel olarak tınlamadığı– Last Nite bir post-punk revival şarkısı. 2000’lerin başında özellikle New York’ta büyük bir akım hâline gelen bu diriliş hâlini bir yandan Neutral Milk Hotel’in temsil ettiği değerlerle de benzeştirmek mümkün. Çünkü post-punk revival ve lo-fi aynı ayakkabılara bakma eğiliminin meyveleri aslında. Sadece biri büyük şehirde, ötekisi ise kasabalar ve köylerde. Ve elbette söylemeye gerek bile yok bu arada, Last Nite bütün bu kültürel etkilerinin de ötesinde muhteşem bir gitar şarkısı. Bize inanmıyorsanız, Q dergisiyle konuşun. Daha 2005 bitmeden “En İyi 100 Gitar Parçaları” listesinde 66’ya aldılar kendisini.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.