İnsanlık tarihi içerisinde hepimizin favori bir dönemi vardır. Kimimiz firavunların hâkim olduğu Mısır’ı, kimimiz Orta Çağ Avrupa’sını, kimimiz İç Savaş dönemi Amerika’sını okumaktan, araştırmaktan, dinlemekten büyük keyif alır. Şahsen ben ise Vikinglere ve Vikinglere dair her şeye büyük bir tutkuyla yaklaşıyorum. Viking öyküleri, kitapları, dizileri, oyunları, filmleri acayip gaza getiriyor beni. Pazartesi sendromunu bile Viking şarklıları ile atlatıyorum ben ya! Bu yüzden eğer size Robert Eggers’in en yeni filmi The Northman’e aşırı derecede coştuğumu söylersem lütfen bana inanın!
Vikinglerle ilgili en sevdiğim şey sanırım onların hikâyelerini dinlerken içimde hiç bilmediğim bir öfkenin ortaya çıkması oluyor. Gerçekten ne zaman bir Viking içeriğine denk gelsem ses tellerim patlayana kadar bağırmak istiyorum. Fakat hem toplumumuzun mevcut kuralları hem de üst komşum buna izin vermiyor. Ben de bu öfkeyi daha çok Viking dizisi ya da filmi izlemeye harcıyor, enerjimi böyle kullanıyorum. Tabii kaliteli içeriklerin de bir sınırı var bu yüzden uzun zamandır güzel bir Viking içeriğine resmen aç kalmıştım. Dün gece bomba önüme düşen The Northman ise bu açlığımı fazlasıyla doyuracak cinsten.
Babasını öldüren amcasından intikam almak ve annesini kurtarmak için yeminler eden Amleth’in hikâyesini konu alacak The Northman fragmanı her anlamda oldukça tatmin etti beni. Alexander Skarsgård, Anya Taylor-Joy, Ethan Hawke, Nicole Kidman ve Willem Dafoe‘lu oyuncu kadrosu, insanı gaza getiren müzikleri, İskandinav hikâyeleri ile özdeşleşmiş renk paleti ve sinematografisiyle beraber oldukça etkileyici gözüktüğünü söylememiz gerekiyor. Eh, zaten Robert Eggers‘in yönetmen koltuğunda oturduğu bir filmden başka bir şey beklenemezdi öyle değil mi?
Bir diğer taraftan The Northman filminin hikâyesinin size oldukça tanıdık geldiğini düşünebilirsiniz. Zira direkt olarak William Shakespeare’in Hamlet eserinden uyarlanma ki bunu yönetmenimiz de söylemekten geri durmuyor. Zaten dikkatinizi çektiyse filmin başkahramanı Amleth bile bir Hamlet anagramından meydana gelmiş… Yine de bu zamana kadar birçok kez anlatılan ve bir o kadar da farklı tarzlara uyarlanan Hamlet öyküsünün bir de Viking nefreti ile bezenmiş versiyonunu izlemek büyük bir keyif verecek bana. Ayrıca kim iyi bir Hamlet uyarlamasına hayır diyebilir ki öyle değil mi?
Önümüzdeki Nisan ayında sinemalara gelmesi planlanan The Northman filmi için ben çok gazım. Şimdiden evde İskandinav çalma listelerimi dinleyerek beklemeye başladım ben. Sizde durumlar ne?
4 Comments
Sanırım bir yerde hata yaptınız, ya da kaynak aldığınız yer bu hatayı yaptı, siz de buraya aktarırken aynen eklediniz, o da şu ”William Shakespeare’in Hamlet eserinden uyarlanma ki bunu yönetmenimiz de söylemekten geri durmuyor. demişsiniz, doğrusu ise tam tersi olacak, William shakespeare’in Hamlet adlı eseri aslında 10.yüzyıla ait bir Viking Saga’sına ait, bu film de o Saga’nın filmi, yani aslında Shakespeare’e ilham veren ana hikayenin filmi yapılmış.
Eğer yönetmenimiz Shakespeare’in Hamlet adlı eserinden esinlendim demişse ki hiç sanmıyorum, ama bir ihtimal öyle bir şey dediyse de Shakespeare bu hikayeyi vikinglerden alıp İngilizceye kazandırırken illa ki kendi dil bilgisi ve süslemesi ile İngilizceye kazandırmış ve dünyaca ünlü bir eser haline getirmiştir, bu noktada yönetmenimizin o açıdan ilham alması olabilir, yoksa dediğim gibi, aslen bu hikaye shakespeare’e dahi ait değil.
Halitçim ”Amleth bile bir Hamlet anagramından meydana gelmiş” demişsin ama doğrusu bunun tam tersi, yani Hamlet Amleth’in anagramı, çünkü bu çok eski bir İskandinav hikayesi, Shakespeare’in Hamlet adlı hikayesi de aslen buralardan alıntı, yani çok özgün bir hikaye değil 🙂
Her gün bir yeni bilgi resmen. Bunu bilmiyordum ben, çok teşekkür ederim valla.
Rica ederim 🖖