İki ay kadar önce Scarlett Johansson, Black Widow’un çıkışını yaptığı gün Disney+ üzerinden yayınlandığı ve özgün sözleşmede de böyle bir madde bulunmadığı için, sözleşmesinin ihlal edildiği gerekçesiyle Disney’e dava açmıştı, illaki hatırlarsınız. Sinema devlerinin salgın nedeniyle tez elden çağa ayak uydurmak zorunda kalarak aldıkları yayıncı platform kararları, Mulan, Wonder Woman 1984, Cruella gibi pek çok diğer filmi ve söz konusu markalarla anlaşmalar yapan Christopher Nolan ile Dennis Villenueva gibi pek çok yönetmeni de etkiliyordu. Hâliyle bu dava, hem çekimi salgından önce tamamlanan ancak salgın zamanı çevrimiçi şekilde yayınlanan filmlerin hem de salgından sonraki süreçte sinema + çevrimiçi ikili sisteminde yer alacak filmlerin tarafları için bir emsal oluşturacaktı.
Süreci takip etmeyenler için özetlemeye çalışalım: Black Widow’un yayınlanması öngörülen zamanlarda henüz küresel bir salgın gerçekleşmediği için, aktris ve Disney arasındaki sözleşmede doğal olarak filmlerin yayıncı platform gelirlerini dâhil eden bir madde bulunmuyor. Salgın nedeniyle Black Widow, bir yıldan fazla ertelendiği ve bu süreçte hemen her yeni film de yayıncı platformlara doğrudan geldiği için her ne kadar Black Widow, sinemalarda gösterime girmiş olsa da Disney tarafı filmi, Disney+ üzerinden de aynı gün seyirciyle buluşturuyor. Tabii bu durumda, normal şartlarda geleneksel olarak 90 gün sınırının korunacağını düşünen Scarlett Johansson’a Disney+ bütçesinden pay verilmiyor ve hâliyle kendisi de sözleşmesinin ihlâl edildiği iddiasıyla mahkemenin yolunu tutuyor. Tarafların tüm açıklamalarını ve farklı kollardan çevrimiçi yayın tartışmasına dâhil olan diğer ünlü isimleri merak eden varsa şuraya bakabilir.
Geçtiğimiz gün gerçekleşen ilk duruşmadan sonra hem Disney+ hem de Scarlett Johansson birer açıklamada bulunarak anlaşmaya vardıklarını söylediler. Anlaşma şartlarının neler olduğu kamuya açıklanmadığı için, buradan nasıl bir yere gideceğimizi bilmiyoruz ama muhtemelen Disney tarafı, Scarlett Johansson’ın Black Widow sadece sinemalara gelseydi kazanacağına yönelik iki tarafın da hoşuna gidecek bir miktarda ödeme yapmayı kabul etmiştir.
Salgının kademeli olarak, umarız, bitişinin ardından ikili yayınlama stratejisini devam ettirmeye niyetli olan şirketler, yapacakları sözleşmelere bunlara ilişkin maddeler de ekleyeceklerdir zaten. Oradan sonrası da filmlerinin aynı gün sinema salonu dışındaki izleyiciye ulaşmasından rahatsız olan, filmlerin temelde sinemada izlenmek için çekilmesi gerektiğini savunan yahut yayıncı platform filmlerini “sahte film” olarak nitelendiren isimlerin, çağa uyum sağlama sürelerine kalır.
