7. One-Eyed Jacks / Aşk ve İntikam (1961)
http://www.youtube.com/watch?v=MokwDAIH5fQ
E sıra yönetmeye gelmişti haliyle. Bazen tarih tesadüflerle yazılır. Rıhtımlar Üstünde’den önce Elia Kazan ile (siyasi) görüş farklılıkları yüzünden ilk başta çalışmayı reddeden Brando kararında diretse, rolü Frank Sinatra oynayacaktı. Burada Brando’nun ilk ve tek yönetmenlik deneyimini yaşamasına da Stanley Kubrick’in Paramount ile yaşadığı (sanatsal) görüş ayrılıkları sebep oldu. Film çıktığında Brando stüdyo sisteminden illallah etmiş vaziyetteydi, fakat zaman geçtikçe Aşk ve İntikam, değerini arttırdı.
8. Burn! / İsyan (1969)
http://www.youtube.com/watch?v=dH436x5WAjs
Bu filmin adını hiç duymamış olabilirsiniz. Gayet doğal. İsyan, çıktığı sene içerisinde de çok sükse yapamamış bir filmdi. Brando’nun Portekiz’in sömürgesi bir adaya gidip karmaşa yaratmayı amaçlayan bir İngiliz ajanını canlandırdığı film, çoğu tarih kitabında yerini alan bir eser değil. Tek biri haricinde: Brando’nun kendi biyografisi. Brando açık ve net bir şekilde, Burn için “Yaptığım filmler arasında benim şahsi favorim” ifadesini kullanıyor ve ona göre, sergilediği en iyi oyunculuklardan biri bu filmde.
9. The Godfather / Baba (1972)
Fakat ona Baba’daki ikonik rolünü getiren şey Burn değil. Hatta bilakis, Burn gibi 60’larda gişede başarısız olmuş pek çok Brando filmi yüzünden Vito Corleone rolünü oynamasına yasak geliyor stüdyo yöneticilerinden. Zira Brando artık “bu işten sanatsal bir tatmin alacağına dair umudunu” gömüp para için çalışmaya, bu yüzden de devamlı iş alıp kaytarma yoluna başlayalı çok olmuş. Coppola’ya da çok çektiriyor Brando. Ama Vito Corleone’de bir şeyler onu çekiyor ve neticesinde, ortaya tarihin en unutulmaz filmlerinden biri çıkıyor…
10. Last Tango in Paris / Paris’te Son Tango (1972)
Aynı sene bir de Paris’te Son Tango çıktığı için, 1972 Brando’nun geri dönüş senesi oluyor bir anlamda. Ama bu filmin çekim hikayesi, tam anlamıyla bir korku filmi. Filmin iki başrolü -özellikle önceden haber verilmeden bir tecavüz sahnesi çekmek zorunda bırakılan Maria Schneider- defalarca Bertolucci’nin kendilerini kullandığını hissettiklerini söylüyorlar. Sonuç olarak sinema tarihinin en önemli erotik işlerinden biri çıkıyor ortaya, ama film genel olarak sanatsal yapısıyla değil, arkasındaki skandallarla anılıyor.
Bu başarılı seneden bir sene sonra, Brando 1973’te yakın arkadaşı, dostu Wally Cox’u kaybediyor. Brando’nun Cox’un küllerini karısından aldığı, küller için kadınla kelimenin tam anlamıyla kavga ettiği söylenir. Denilene göre Cox’un karısı küller için dava açmayı düşünmüştür, fakat sonra Brando’nun o küllere kendisinden daha çok ihtiyacı olduğuna kanaat getirip, vazgeçmiştir… Bu, Brando için büyük bir yıkım olur. Yıllar sonra, usta aktör vefat ettiğinde, kendi külleri de Cox’unkilerin üzerine serpilecektir.
11. Superman / Süpermen (1978)
Ve sonrasında Brando’nun umursamazlık yılları başlıyor. Superman’de Kal-El’in babası Jor-El’i oynamak için üç şart koyuyor Brando. Birincisi, çok kısa bir süreliğine rol yapacak olması ön gerekliliği. İkincisi, kendisine filmin gişesinden belli bir pay verilmesi. Üçüncüsü de repliklerini ezberlemek zorunda bırakılmaması. Üç şart da kabul edilir ve Brando iki haftalık bir iş için yaklaşık 4 milyon dolar para kazanır. Ki unutulmasın, 78 senesinden söz ediyoruz. Şimdi başrol oynadığı filmlerden 4 milyon kazanmayan oyuncular var…
12. Apocalypse Now / Kıyamet (1979)
http://www.youtube.com/watch?v=BIsKmAWhPIc
Brando ne mesleğini, ne de kendisini pek umursamamaktadır, ama yine de ölüsüyle bile klasik bir performans sergiler Coppola’nın ikinci klasiğinde. Role fit geleceğine söz veren Brando, çekimlerin yapıldığı Filipinlere daha da kilolu bir vaziyette, repliklerini hiç öğrenmemiş bir vaziyette gelir. Coppola Brando’ya uyum sağlayacağım diye binbir şekle girer, üstelik kitabı hiç okumamış olan Brando, kaytarmak adına Coppola’yla uzun uzun karakteri konuşur, filmin çekimlerini geciktirir. Sonuç? Kendine göre uyduruk bir performansı bile tarihin en unutulmaz sahnelerinden birini yaratmıştır…
13. A Dry White Season / Kuru Beyaz Bir Mevsim (1989)
Brando’nun belki de son önemli filmi. Yönetmenin filme bağlılığını gördüğü için dokuz senelik emekliliğinden çıkan Brando, filmde ücretsiz olarak yer alır. Her ne kadar sonraları filmin montajlanmasıyla ilgili kaygıları olduğu için filmi eleştirse de, Dry White Season ona son Oscar adaylığını getirir. Usta aktörün fiziksel kondisyonu çok büyük bir şok yaratır, ama performansını kimse tartışmaz, pek çok festivalden de ödüllerle döner.
Sonra? Sonra Brando birkaç film daha çeker. Bunların arasında The Freshman ile Don Juan DeMarco önemli yerler taşırlar, fakat usta aktör sonradan kendisi de itiraf edecektir ki, son pek çok filmini ağırlıklı olarak para için yapmıştır. Son olarak 2001’de Robert De Niro ile birlikte Score’da oynayan Brando, 2004’te solunum yetmezliğinden vefat eder. Çok ilginç bir şekilde, son rolü, EA’in geliştirdiği The Godfather oyunu için tekrar Vito Corleone’yi seslendirmek olur. Her ne kadar artık oksijen tankıyla dolaşan Brando replikleri tam anlamıyla söyleyemediği için diyalogların çoğu kullanılmadıysa da, bu şekilde aktör, tam çember dönmüş, hayata en ikonik rolüyle veda etmiştir…