Hollywood formülü dediğimiz bir şey var ya, hani böyle olabilecek her hikâyeyi basmakalıp bir hâle getirerek anlatma sanatı, işte ona artık farklı bir isim bulmamız gerekiyor. Çünkü bu terim artık bir formülden ziyade, bir dayatma haline geldi. Bu argümanımın altının inanılmaz boş geldiğini farkındayım ama size bunu kanıtlayacak biraz da şikâyet edeceğim. Fakat bugün buraya toplanmamızın nedeni bu değil. Bugün G.I. Joe serisinin yeni filmi, Snake Eyes: G.I. Joe Origins fragmanından konuşacağız.
İlk G.I. Joe filmi olan G.I. Joe: The Rise of Cobra’nın; akıllara durgunluk veren, tüm standartları altüst eden bir yapım olmadığının farkındayım. Fakat 2009 yılında çıkan film, orijinal G.I. Joe çizgi filmlerine benzeyen teknolojilerle dolu aksiyon sahneleri, onu en azından sıradan bir aksiyon filmi olmaktan kurtarıp, bilimkurgu-aksiyon filmi yapıyordu. İşte tam olarak bu noktada ya ilk filmin, yapımcıya yeteri kadar para kazandırmağı için yaşanan bütçe sıkıntılarından ya da yazının başında bahsettiğim Hollywood formülü dayatmasından, serinin ikinci filmi G.I. Joe: Retaliation dümdüz bir aksiyon filmi olarak karşımıza çıktı. İlk filmdeki aktörlerin yerine Bruce Willis ve Dwayne Jhonson gibi ünlü yıldızları getiren film yapımcıları, daha önce tekrar tekrar izlediğimiz aksiyon filmlerinden birine benzeyen bir G.I. Joe filmini bize sundular. Açıkçası beni de seriden soğuttular.
Şimdi serinin üçüncü filmi Snake Eyes: G.I. Joe Origins ile birlikte, Snake Eyes karakterine odaklanacak ve G.I. Joe serisinde gördüğümüz kişi olmasındaki motivasyonunu anlatacak. Tabii bunları anlatırken aslında ilk filmin de öncesindeki G.I. Joe evrenine bakış atmamızı sağlayacak. Normal şartlar altında ilk iki filmden çok uzakta olmayan bir tarihte çekilmesi planlanan Snake Eyes filmi, bu kadar gecikince haliyle tüm oyuncuları da yeniden seçerek aslında evreni de sıfırladı. Daha önce Ray Parker’ın canlandırdığı Snake Eyes karakteri için Henry Golding seçilirken, Lee Byung-Hun’ın yüzünü verdiği Storm Shadow’u Andrew Koji, Rachel Nichols’ın hayat verdiği Scarlett’i Samara Weaving ve son olarak Sienna Miller’ın The Baroness karakterini Úrsula Corberó oynayacak.
Açıkçası hem fragman hem de yeni seri gerçekten hiç ilgimi çekmiyor dersem bana kızmayın. Ben hâlâ bir G.I. Joe filminin, bilimkurgu-aksiyon türünde olmasını istiyorum. Bunu, gizli ninja klanları arasında yetişen Snake Eyes karakterine odaklanacak bir filmde bulamayacağımı bildiğim için de filme heyecanlanamıyorum. Yine de serinin sıfırlanması benim açımdan güzel haber. Belki bu filmden sonra istediğim Joe filmlerine kavuşurum.
23 Temmuz 2021 tarihinde sinemalarda yayınlanması planlanan Snake Eyes: G.I. Joe Origins filmi için siz ne düşünüyorsunuz sevgili Geekler? Sizin dikkatini çekmeyi başardı mı? Siz bir G.I. Joe filminden ne bekliyorsunuz? Yorumlara bekliyorum.