Oyun motorlarına sinemadan bir denklik bulacak olsaydık, muhtemelen mercek ve film tercihlerini seçerdik. Aynı mercek ve filmde olduğu gibi işin bazı teknik avantajları / dezavantajları var motor seçiminde, ama aynı mercek ve filmde olduğu gibi eserin görsel olarak temelini de bu seçim oluşturuyor. Motorlar mercek ve filmin aksine daha ağır modifiye edilebiliyorlar, ama genelde kaide pek şaşmıyor: Spesifik bir motorun oyunu, büyük ölçüde uzaktan tespit edilebiliyor.

Büyük ölçekli stüdyolar genellikle kendi içeride geliştirdikleri motoru kullanırlar, ama bazen bazı motorlar çok yaygınlaşıyor, sağda solda çok karşına çıkar insanın. Bu konuda örnek olarak parmakla gösterebileceğimiz çok fazla ikonik motor var, AAA oyunların bir numaralı tercihi Unreal Engine, indie oyunların bir numaralı tercihi Unity, grafiklerim münafık çatlatsın diyenler için CryEngine… Tabii ki bir de eski efsaneler var, 90’lar sonu 2000’ler başının yegane hükümdarı id Tech gibi…

Bir de Source var. Biz Source’u çok seviyoruz. Left 4 Dead, Portal, Counter-Strike, Half-Life gibi zaten Valve damgalı oyunların da ötesinde, her oyunda çok seviyoruz kendisini. Garip bir şekilde, onbir yıllık bir motor olmasına rağmen kendisi hiç yaşlanmadı. Modifikasyonlarla birlikte de hâlâ dayanıyor yıllara. Biz madem Source Engine 2 ufukta, bundan sonra da Source Engine oyunu çok göreceğimizi sanmıyoruz, bu efsane motorun oyunlarını bir listeleyelim dedik. Şimdiden söyleyelim, Valve yapımı / dağıtımı oyunlar ve modlar yok burada! Bu listeye girebilmek için bir oyunun “tam sürüm” olarak Steam’de tek başına (HL2 ya da başka bir şeye ihtiyaç duymadan) çıkmış olması, bir de Valve’ın elinin değmemiş olması gerekiyor!

Tamamsak, buyurun!

 

Black Mesa

Black Mesa

Valve’ın gönlü genişliğini Black Mesa kadar güzel kanıtlayan bir şey var mı bilmiyorum. Bazı yapımcıların oyunlarının videosunu YouTube’da yayınlatmadığı bir dönemde Valve bir avuç amatör geliştiricinin kendi incisi Half-Life’ı baştan aşağıya yeniden yapmasına izin vermekle kalmadı, bu oyunu yapımcıların Steam üzerinden satmasına dahi izin verdi. Kabul, Black Mesa Greenlight’ı almasına rağmen hâlen Steam’deki tam çıkışını yapabilmiş değil, ama gelişiyor, ve önceki sürümden bildiklerimiz bu yeni ücretli versiyon için bizi heyecanlandırıyor.

 

Dark Messiah of Might and Magic

Dark Messiah

Dear Esther ne kadar üçüncü dönem oyunuysa, Dark Messiah of Might and Magic de o kadar birinci dönem oyunu. Şimdilerde Dishonored ile sükse yapan Arkane Studios’u ilk bu oyunla tanımıştık. Aynı Dishonored gibi, birinci kişi perspektifindeydi, halefi kadar olmasa da karanlık bir atmosferi vardı ve stealth elementleri boldu. Ama Dishonored’un aksine, tam teşekküllü bir RYO idi kendisi aynı zamanda. Ben bu oyunun hakkının çok yendiğini düşünmüşümdür hep. Özellikle okla düşmanları duvara mıhlaka, orkların poposuna tekme atıp çukura yuvarlamak baya eğlenceli şeylerdi..

 

Dear Esther

Dear Esther

Source motorunun muhtemelen tekil olarak belirleyebileceğimiz üç farklı dönemi var. Birincisi, ilk ortaya çıktığı “oyunlar bir merak etti neymiş bu” dönemi. İkincisi, neredeyse tamamen Valve oyunlarının kullandığı dönem. Üçüncüsü ise indie camiasının motoru eline geçirip, acayip deneysel, acayip farklı türlerde ve acayip güzel oyunlar yaptıkları dönem. Dear Esther belki de tek başına bu üçüncü dönemin bayraktarıdır. Sadece Source motoruyla yapılmış en ilginç oyunlardan biri değil kendisi, aynı zamanda birinci kişi keşif oyunlarının da öncüsü.

 

Garry’s Mod

Garry's Mod

Evet, adında Mod yazıyor, biliyorum, ama Garry’s Mod çok uzun zamandır bize ismiyle yalan söylüyor. Facepunch Studios’un geliştirdiği Garry’s Mod, ilk başta sadece bir kum havuzuydu. Valve ve Source motorunun bilumum modelini kullanabileceği bir oyun alanı, bu kadar. Fakat siz böyle bir oyun alanını hayal gücü yüksek insanların önüne bırakırsanız, onlar size her türlü heykeli, kaleyi, şekli ve şemali yaparlar. Garry’s Mod da bir anda içinde her türlü farklı kafaya girebileceğiniz bir derya oluverdi. O gün bugündür de Steam’in demirbaş oyunlarından biri. Hani gerçekten, yanında paket verecekler yakında…

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

2 Comments

  1. Lenny Nero Reply

    titanfall??? aynen yazıda belirtildiği gibi dumurlardayım

  2. Ruşen Akman Reply

    Süper bir yazı daha gelmiş! Hemen söylemem gerek Dark Messiah of Might and Magic’i çok sevmiştim ve bende yeterli ilgiyi görmediğini düşünüyorum, Vampire the Masqurade: Bloodlines’da aynı şekilde severek oynadığım, sonradan hatırlayıp ne güzel oyundu diye düşündüğüm nadir oyunlardandır 🙂

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.