Spider-Man: No Way Home hem üç Spider-Man serisinden hem de MCU’nun her parçasından easter egg’ler taşıyan dolu dolu bir filmdi. Önceki Spider-Man filmlerini yakın zamanda izlemediyseniz bazı easter egg’leri hatırlamanız için biraz hafızanızı zorlamanız gerekebilir. MCU easter egg’leri ise daha kolay yakalanabilir ancak böyle liste halinde duyunca taşların biraz daha yerine oturacağından eminiz.
Yalnız bu liste epey bi’ spoiler içerir. Eğer filmi hâlâ izlemediyseniz filmi izleyip tekrar gelmenizi tavsiye ederiz.
Önce No Way Home’u senenin en büyük filmlerinden biri yapan, üç Spider-Man serisine yapılan göndermelerden bahsedelim:
1) Bu sadece bir çocuk!
Eski Spider-Man filmlerindeki göndermeler aslında filmin taa başından itibaren Dr. Strange büyüsünü yapmadan önce başlıyor. Peter Parker’ın kimliği açığa çıktığında MJ’i alıp kaçmadan önce sokaktakilerden biri Peter’a “Sen sadece bir çocuk musun?” diye soruyor. Aynı tepkiyi Tobey Maguire’ın Spider-Man’i Spider-Man 2’de trendeki insanları kurtardıktan sonra da almıştı. Zaman zaman Spider-Man’in ne kadar genç olduğunu unutuyoruz.
2) Bu köprüye ilk çıkışımız değil!
Yine filmin başında Spider-Man ve MJ herkesten kaçarken bir köprünün üzerinde kondular. Bu, Spider-Man ve MJ karakterlerinin bu köprüde ilk duruşları değil. İlk Spider-Man filminde aynı bu köprü üzerinde Green Goblin, Spider-Man’i içi insan dolu Roosevelt teleferiği aracı ile MJ kurtarması arasında seçim yapmaya zorlamış, Spider-Man ise hem aracı hem de MJ’i kurtarmayı başarmıştı.
3) Avucumun içindeki güneş
No Way Home’da yapılan en büyük göndermeler, önceki Spider-Man filmlerinde kullanılan bazı cümlelerin birebir ya da çok benzerini sarf ederek yapılmış. Mesela Dr. Oc’un film boyunca sarf ettiği cümlelerin bazıları, kendi filmindeki orijinal sözleriydi. “Avucumun içinde güneşin gücünü hissediyorum” sözü, Sam Raimi’nin ikinci Spider-Man filmindeki makinesine yaptığı göndermeydi. Kollarına “beni dinleyin” diye kızması da yine aynı filmin sonunda film boyunca onu kontrol eden kollarına sonunda söz geçirmeyi başardığı sahneden alıntıydı.
4) Espri konusu olduk!
Aynı şekilde Green Goblin’in de Sam Raimi’nin üçlemesinde Peter Parker’a sarf ettiği ikonik cümleler, yine bu filmde yer alıyordu. Norman Osborn’un bilim insanı olduğunu söylediği ve internet âleminde artık bir miim (meme) hâline gelmiş “I’m something of a scientist myself” repliğini hemen hatırlamışsınızdır. Aynı şekilde Green Goblin, son savaşa geldiğinde Spider-Man’e yönelik yaptığı “Can Spider-Man come out and play” çağrısı, tüm korkutuculuğuyla birlikte yine Sam Raimi’nin filminde yer alan replikler arasındaydı.
5) Peki bu, kimin problemi?
Eski filmlerdeki replikleri tekrar edenler yalnızca kötüler değil. May Hala’nın Green Goblin’e yardım etmesi gerektiğini söylediğinde Peter’ın ilk tepkisi “benim problemim değil” demek oluyor. May Hala ise bu tepkiye kızıyor ve Peter’a kızmakta da oldukça haklı. Çünkü Tobey Maguire’ın Peter Parker’ı da neredeyse aynı cümleyi söyleyerek kaçan bir hırsıza engel olmamış, bunun sonucunda kaçan hırsız Ben Amca’yı öldürmüştü. Bu filmde ise May Hala Peter’ı Green Goblin’i iyileştirmeye ikna etse de yine de Peter’ın ilk başta yardım etmeyi reddettiği Green Goblin, May Hala’nın ölümüne sebep oldu.
6) Herkesin kötü adamı kendine.
Üç Spider-Man savaştıkları kötülerden bahsederken Tobey Maguire siyah uzaylı bir sıvıyla savaştığını söylüyor. Bunın bariz bir Venom göndermesi olduğu aşikâr. Üstelik hem yeni çıkan Venom filminin hem de bu filmin sonunda Tom Holland’ın da aynı siyah uzaylı sıvıyla savaşacağına dair göndermeyi düşünecek olursak, buna çifte gönderme diyebiliriz. Andrew Garfield’ın savaştığı Rus adam da Amazing Spider-Man 2’nin sonunda savaştığı Rhino’dan başkası değil, ki bu filmin sonunda da Rhino’nun siluetini Dr.Strange’in kapatmaya çalıştığı yarıklarda görüyoruz. Andrew Garfield’ın kendini “ben ezik gibi sıkıcı adamlarla savaştım” gibi lanse etmesi, Amazing Spider-Man 2’nin final sekansına gelen eleştirileri adeta destekler gibiydi.
7) Amazing Spider-Man!
No Way Home filmi boyunca Andrew Garfield’ın karakteri, üç Spider-Man arasında kendini ezik olarak görüyordu. Bunun sebebi üç Spider-Man arasında Garfield’ın, en fazla kayıp veren Spider-Man’i canlandırması olabilir. Tobey Maguire’ın, tüm Spider-Man serileri arasında en az sevilen filmlere sahip olan Andrew Garfield’ın moralini düzeltmeye çalışırken arka arkaya “You are amazing” demesi de hem serinin ismine güzel bir gönderme yaptı hem de hepimizin Andrew Garfield hakkındaki duygulara tercüman oldu.
8) Kefaret gibi kefaret!
Eh, bundan bahsetmeden geçemezdik öyle değil mi? Andrew Garfield’ın MJ’i kurtarmasının duygusal önemini Amazing Spider-Man 2’yi izleyenler hemen yakalamıştır zaten. Gwen Stacy’i düşerken yakalayamayan Spider-Man bu sefer MJ’i yakalayabilmesi gerçekten filmin en duygusal anlarından biriydi. Böylece Andrew Garfield’ın Peter’ı; bir anlamda kendi kaybının kefaret hikâyesini tamamlamış oldu.
9) Bir bel kütletsek çözülecek her şey!
No Way Home filminde, Sam Raimi’nin Spider-Man serisininde Tobey Maguire’ın güçlerini kaybetmesine yapılan bir değil iki gönderme vardı. Bunlardan ilki ve tabii ki en komiği Tobey Maguire’ın belinin ağrıdığını ve Andrew Garfield’ın onu kütlettiği sahne. Spider-Man 2’de güçlerini kaybeden Peter Parker binadan yere çakıldığında sırtını incitmiş ve “sırtım!!” diye bağırdığı için komik ve akıllardan çıkmayan bir sahneye imza atmıştı. Andrew Garfield sağ olsun, Tobey Maguire’ı şöyle güzelce bir kütleterek en azından bu sorunu çözmüş oldu. Sam Raimi’nin üçlemesinde güç kaybı yaşayan Tobey’in Peter’ına yapılan ikinci gönderme ise üç Spider-Man ağ atıcıları hakkında konuşurken, Tobey Maguire var oluş problemleri yaşadığı bir dönemde ağ üretemediğini söylemesiydi. Çok acılar çekti bu adam çok…
10) Böyle de güzel bir orijin hikâyesi!
Son olarak da MCU Spider-Man’inin, Ned ve MJ ile birlikte MIT’ye gitmek yerine bırakıp New York’ta kaldığını görüyoruz. Taşındığı yeni apartman dairesi de Tobey Maguire’ın, May Hala’nın evinden çıkıp Manhattan’da yerleştiği eve çok benziyor. Bu da Tom Holland’ın Spider-Man’ini, hem Tobey Maguire’ın Spider-Man’ine hem de çizgi romanlardan alışık olduğumuz Spider-man portresine daha çok yaklaştırıyor. Üstelik Tom Holland’ın Peter Parker’ının hikâyesinde yeni bir sayfa açıyor.
Gelelim MCU göndermelerine…
Filmde neyin gönderme neyin ise hikâyenin parçası olduğunu ayırt etmek açıkçası biraz güç oldu. Mesela Dr.Strange’in Peter’ın benliğini vücudundan çıkarmasına sırf diğer filmlerde de bunu gördük diye easter egg diyebilir miyiz? Bizce diyemeyiz. Peki ya MJ Peter’ı hatırlamasa da ona Venedik’te aldığı kırılmış kolyeyi hâlâ takması easter egg midir, yoksa MJ’in Peter’ı hatırlayacağına dair umut taşıdığından hikâyenin ana parçası diyebilir miyiz? Bakın işte bunu ayırt etmek o kadar kolay değil. Bu sebeple biz de sadece diğer hikâyelere ve filmlere yapılan göndermeleri aldık. Bunları çıkarsanız bu filmin hikayesi bozulmaz, ama filme de tadını veren ufak tefek göndermeleri de çıkartmak istemeyiz, değil mi?
1) Bunu bütün gün yapabiliriz!
Filmin başında Spidey ve MJ kalabalıktan kaçarken Rogers the Musical’ın posterlerini görüyoruz. İlk Avengers filminin hikâyesini anlatan müzikali Rogers müzikalini Hawkeye dizisinden de görmüştük.
2) Göremeden mahvoldu!
Rogers müzikalinin yanı sıra filmde Özgürlük Anıtına yapılan renovasyonun da Hawkeye’da bahsi geçiyordu. Bu iki madde, Matt Murdock’un Spider-Man’de olup Kingpin’in Hawkeye’da olması ve üzerine iki hikâyenin de kış mevsiminde geçmesi Hawkeye dizisiyle Spider-Man:No Way Home’un hemen hemen aynı tarihlerde geçtiğine işaret ediyor.
3) Zararımızı kim karşılayacak?
Spider-Man’in Peter Parker olduğunun açıklanmasından sonra hem Peter’ı sorguya çeken federallerde hem de haberlerde Department of Damage Control’ü görüyoruz. MCU içerisinde ilk kez Homecoming filmiyle gördüğümüz Tony Stark’ın devletle birlikte el ele vererek kurduğu Department of Damage Control, süper güçlü bireylerin ve uzaylı işgallerinin sebep olduğu zararın karşılanması için kurulan bir departman olarak daha karşımıza çok çıkacak gibi gözüküyor.
4) Nerede bu SHIELD?
Sonunda Peter Parker, Nick Fury’nin bir senedir gezegende olmadığını öğreniyor. Biliyorsunuz bu film Far From Home’un hemen ardından geliyor yani Peter’a sorsanız Nick Fury’i daha yeni gördüğünü söyler. Fakat biz iki senedir biliyoruz ki durum hiç de öyle değil. Hem Far From Home filmindeki after credits sahnesinde hem de WandaVision’da MCU, SHIELD’ın başındaki adamın akıbetini bize göstermişti. Damage Control’da çalışan herkesin, Nick Fury’nin gezegen dışında olduğu bilmesi ve bu bilgiyi Peter’a bu kadar rahatlıkla söylemesi oldukça garip olsa da artık Peter Parker, öyle her istediğinde Nick Fury’e ulaşamayacağının farkına vardı. Gerçi bu saatten sonra ulaşsa da pek bir fark yaratmaz.
5) Bilim, Marvel’da olsa gidip alın!
Peter’ın okulunun bir nevi bilim yuvası olduğunu hatırlıyoruz. Okuldaki duvarlarında bilim adamlarının bulunduğu bir duvar resmi var. Görmeyeli bu duvar resmine Howard Stark ve Hank Pym de eklenmiş. E MCU evreninin en büyük iki bilim adamının burada olması gayet normal, değil mi?
6) Her şey birbirine bağlı!
Spider-Man Dr. Strange’den küpü çaldığında pelerinin Spider-Man’i yakalamak için boynuna dolanmasıyla sanki Spider-Man pelerini giyiyormuş gibi bir an görüyoruz. What If..? dizisini izleyenler “What If… Zombies?!” bölümünden bu sahneyi hatırlayacaklardır. Ayrıca Spider-Man’in Dr.Strange’in pelerinini giymesi çizgi romanlarda da daha önce gördüğümüz hikâyelerden bir tanesi. Bir taşla iki kuş sizin anlayacağınız, ya da örümcek mi demeliydim?
7) Bu işte bir “tuhaflık” var…
Filmin sonundaki Dr.Strange fragmanından gördüğümüz üzere Multiverse of Madness’ta Evil Dr.Strange arkı göreceğimizi gördük ama aslında bunu filmin ortasına gösterdikleri bir easter eggle bize çoktan söylemişlerdi. Ned Dr.Strange’in buzdolabını açtığında kavanozların içindeki farklı varlıklar, tıpkı What If..?’de Evil Dr. Strange’in uğraştığı varlıklara benziyor. Bunu yakaladıysanız filmin sonundaki fragmanda Evil Dr.Strange’i görünce çok da şaşırmamış olmanız lazım.
8) Ah Dum-E ah.
Peter bütün kötü adamları toplayıp Happy’nin evine geldiğinde masanın yanında duran Dum-E’nin, masadaki Lego Death Star’ı devirdiğini görüyoruz. Dum-E Tony Stark’ın evindeki çalışma atölyesindeki robotlardan robotlardan en çok aklımızda kalanıydı. Ayrıca Dum-E’nin devirdiği Lego Death Star’ı da Spider-Man: Homecoming filminde Ned’in elinde görmüştük. O filmde de kaderi aynı oluyor ve yere düşüp parçalara ayrılıyordu. Verilen emeğe yazık be.
9) Eskilerden kim kaldı?
Happy’nin televizyonda gösterdikleri uzun saçlı fotoğrafını hatırladınız mı? Happy bu saç kesimini daha önce, Iron-Man 3 filminin başındaki 90’lar flashbackleri sırasında görmüştük. Ayrıca Happy’nin hâlâ Downton Abbey izlemesi, Tony’nin bize yine Iron Man 3’te verdiği tatlış göndermenin devamı niteliğinde.
10) Kötülük eden kötülük bulur.
Dr. Strange’in istese Spider-Man’in ağzını burnunu kıracağını aslında hepimiz biliyoruz. Fakat Peter’a zarar vermeden onu durdurmak istemesi, Peter’ın onu alt etmesine ve on iki saat boyunca Büyük Kanyon’da asılı kalmasına sebep oldu. Tıpkı Thor Ragnarok’ta Loki’yi yarım saat boyunca düşmeye mahkum bırakması gibi. Loki ile benzer tepkiler vermesi Dr.Strange’e kendi ilacından tattırmak gibi olmuş.
Ve diğerleri…
Filmdeki easter egg’ler sadece Spider-Man filmleri ve MCU ile sınırlı değil, MCU dışına yapılan göndermeler de oldukça fazlaydı. Zaten bu filmin One More Day adlı Spider-Man fasikülünden uyarlandığını biliyoruz, bu sebeple bu fasikülde yer alan hikâyeleri belirtmek tam da easter egg sayılmaz. Bizim yakaladıklarımız Sony’nin diğer Spider-Man projelerine yaptıkları göndermeler ve bir kısmı da henüz ekranlara gelmemiş Spider-Man çizgi romanlarına yapılan atıflardı.
1) Böyle gönderme olmaz olsun!
May Hala’nın Dr.Oc’a su verirkenli ufak flörtünü Marisa Tomei’nin inanılmaz tatlışlığına veya May Hala’nın bu Spider-Man serisindeki genel çekiciliğine verebiliriz ama aslında bu da Spider-Man çizgi romanlarında May Hala’nın Dr. Oc ile evlendiği bir sayıya göndermeydi.
2) Kimseye güvenemeyecek miyiz biz be?
Ned, Tobey Maguire’ın Spider-Man’ine en yakın arkadaşı hakkında sorular sorduğunda Peter Parker’ın Harry Osborn tarafından ihanete uğradığını öğrenince kendi Peter’ına bunu asla yapmayacağına söz verdi. Çizgi romanlarda ise Ned, Spider-Man kötülerinden biri olan Hobgoblin’e dönüşüyor ve sonunda en yakın arkadaşına ihanet ediyor. MCU’da büyü yapabildiğini öğrendiğimize göre bu yola gidip gitmeyeceklerini bilemeyiz ama belki de Ned’in, Peter’a ihanet etmesi kaçınılmazdır?
3) O eski hâlin neydi ya öyle!
Electro, Özgürlük Anıtı’ndaki savaş sırasında elektrik yüklemesi yaşadığında, elektrik akımları kafasının üzerinde taca benzeyen bir şekil oluşturuyorlar. Bu da Elektro’nun çizgi romanlardaki klasik kostümüne epey yakın bir görüntü ortaya çıkarmış. Önceki mavi hâli neydi ya öyle?
4) Bir gün mutlaka!
Andrew Garfield, Elektro’ya yardım ederken maskesini çıkardığında Elektro “Queens’lisin ve yoksul insanlara yardım ediyorsun. Nedense siyahi olduğunu düşünmüştüm.” diyerek belki başka bir evrende siyahi bir Spider-Man vardır diyor. Tabii hepimiz, bu göndermenin Miles Morales’ten başkasına yapılmadığını biliyoruz. Ayrıca Homecoming filminde Donald Gloover’ın, Miles Morales’in amcası olan Aaron Davis karakterini canlandırdığını düşünürsek belki de bu evreni çok da uzağımızda aramaya gerek yoktur?
5) Kostüme modern dokunuşlar!
Ve son olarak bunca zamandır Tony’nin yardımıyla olağanüstü kostümlere sahip olan Peter’ın, yeni kostümünü görüyoruz. MCU Spider-Man’inin diğer kostümlerinde kullanılan siyah renkten, parlak maviye geçen yeni kostümümüz bize çizgi romanlardaki klasik Spider-Man’i hatırlatıyor. Filmin sonunda Spider-Man’in attığı taklalar ile bu yeni kostüm birleşince ister istemez Play Station 4’ün Spider-Man oyunu akla geliyor.
Bizim film boyunca yakaladığımız yapılan göndermeler aşağı yukarı bunlardı. Ama eminiz No Way Home, bizim göremediğimiz ve sizin konuşmak istediğiniz pek çok ayrıntı barındırıyordur. Sizin en sevdiğiniz gönderme hangisiydi?