İsmimizden müsemmadır, yapan veya yapmış olan geek’lere felaket bir aşkımız var. İçindeki sonsuz tutkuyu yapıcı bir enerjiye dönüştürüp, ortaya bir şeyler çıkartabilen insanlar bizim için inanılmaz değerli bir yerdeler. Bu, elbette bir tutam onların yaptıkları işleri tüketmeyi çok sevmemizden kaynaklanıyor. Tutkuyla yapılıyorsa, bizim de tutkuyla tüketmemiz olası oluyor çünkü genelde. Ama bir parça da böyle hissetmemizin sebebi, şüphesiz, bizden birini başarmış görmek.
İşte Stephen Colbert, o “biz”lerden biri. Yıllar boyu Amerika’nın en iyi politik programlarından birini sunan Colbert, şu sıralar David Letterman’dan boşalan Late Show koltuğunda, Jimmy Fallon’un laubali şapşallığına daha olgun ve keyifli bir alternatif sunuyor. Daha başlar başlamaz No Man’s Sky’ın yapımcıları ve PewDiePie gibi konukları alarak rengini belli etmişti zaten Amerikalı sunucu. Ama esasında, bize bir geeklik ispatlamasına gerek yoktu. Zira onu biraz takip edenler, hiç de gizleyemediği Yüzüklerin Efendisi hayranlığını zaten su gibi biliyorlardı. Siz bilmeyen taraftaysanız, arkanıza yaslanın. Beş videoda, Peter Jackson’ın “hiç şüphesiz, hayatımda gördüğüm en büyük Tolkien hayranı” dediği adamla sizi tanıştırmak isteriz.
Çünkü Jackson hakkında ne derseniz deyin, en azından şunu inkar edemezsiniz: Muhtemelen hiç kimse onun kadar fazla Tolkien hayranıyla karşılaşmadı bu dünya üzerinde.
Buyurun.
1. Program başlamadan seyircilerden sorular alan Stephen, Yüzüklerin Efendisi sorusu gelince coşuyor…
2. Onun karşısına “iddialı” gelen James Franco, Stephen ile Tolkien-off yapıyor, sonunda kaybeden ağır Franco oluyor. Çünkü Stephen ile aşık atılmaz…
3. Ha bu arada, kendisi Hobbit’te bir rol de üstlenmişti, bunun şerefine de çıkıp San Diego Comic-Con’da ağır şovunu yaptı!
4. Hiç karşınızda sizin geek’i olduğunuz bir konuda yanlış bilgi verilince, coşup kendinizi kaybettiğiniz ve milletin üzerine bilgi kustuğunuz oldu mu? Stephen’a da oldu.
5. Ve Smeagol/Gollum demişken, kendisi ülkemizde bir insanın hayatını kurtarmak için de bu engin bilgisini kullandı… E daha ne olsun?
Nasıl? İkna oldunuz değil mi?