İlk Kingsman filmi geldiğinde hepimiz sapına kadar mizah ve aksiyonun buluştuğu zekice tasarlanmış bu filmi büyük bir beğeni ile karşılamıştık. Hele o unutulmaz kilise sahnesi ile film, uzun bir süre dilimize pelesenk olmuştu. Ama çoğu güzel filmin devamı gibi Kingsman 2 gelip Kingsman’in yarattığı çoğu şeyi yıktı. Hani tamam o kadar da kötü film değildi, yine eğlenceliydi ama ilk film gibi de değildi işte. İlk filmin mizah ve aksiyon oranını mükemmel tutturmasından sonra serinin tadı adeta damağımızda kaldı. Ama bu kadar karamsar olmayalım şimdi, her şey bitmiş değil. Kingsman’in kuruluş yıllarını konu alacak olan serinin üçüncü filmi The King’s Man seriye olan umutlarımızı yeşertmeye geliyor!
Dönem filmi olması, serisinin benim için en ilgi çekici kısmı olan Kingsman örgütünün köklerini anlatması ve tarihten gerçek karakterler ve olayları konu alması dolayısıyla, daha duyurulduğu ilk andan beri filme dair heyecanım zaten çok büyüktü. Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan olaylar zinciri sırasında dünyayı kurtarmak isteyen bir grup ajanın, bütün ülkelerden bağımsız bir örgüt kurmasının anlatılacağı The King’s Man filmi, üçüncü ve son fragmanla filme olan heyecanımızı iyiden iyiye arttırdı.
Öyle gözüküyor ki The King’s Man özel birliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında kimliği sır gibi sağlanan bir adam tarafından kurulan, içerisinde Rasputin gibi önemli tarih figürlerinin de olduğu gizli kötüler cemiyetinin planlarını durdurmak için kurulan bir tim olacak. Rasputin’in de dâhil olduğu bu gizli kötüler cemiyeti inanılmaz iyi bir fikir bana göre. Özellikle Rasputin’in dillere destan korkutuculuğunu, biraz esprili olmasına rağmen oldukça iyi bir şekilde resmedilişi çok başarılı gözüküyor. Bu da beni oldukça mutlu ediyor açıkçası. Sonuçta insan kaç kere Rasputin’i bir masanın üstünde döne döne kılıç savaşı yaparken görür öyle değil mi?
Öte yandan fragmanın bir diğer sevdiğim özelliği ise ajan filmlerinin olmazsa olmazı gelişmiş teknolojilerin bu filmde de var olması. Birinci Dünya Savaşı’nın öncesinde geçecek film teknolojik olarak ne kadar gelişmişlik gösterebilir diye düşünebilirsiniz. Ama fragmanda kılıçların arasından çıkan küçük namlulu silahlar gibi hileler bu konuda size yanıldığınızı kanıtlayabilir. Umut ediyorum filmde böyle basit ama zekice teknolojileri daha fazla görürüz.
18 Eylül’de vizyona girecek olan The King’s Man için ben oldukça heyecanlıyım valla. Fragmanda Edwin Starr’ın ünlü War müziğinin ve ilk filmdeki “Manners Maketh Man” sloganının kullanılması da kalbimi çalan önemli etmenlerden. Ben filme biletimi aldım sizde durumlar nedir? Yorumlara yazmazsanız asla bilemeyiz öyle değil mi?