Adventure Time Ayıları Gibi Partileyelim!
Bu konuyu nasıl ve nereden düşündüm hiçbir fikrim yok cidden, dediğim gibi; film boyunca sadece bana bu anları çağrıştırdıkları için bu detayları yazma ihtiyacı hissettim. Trollerin deliler gibi partilemeleri ve sesi kökleyerek eğlencenin dibine vurmaları konusunda ise Adventure Time’ın oldukça eski bölümlerinde yer alan şu görseldeki partici ayılar aklıma geldi, hem de bayağı nedensizce. İkisini birbirine yakın görebilmek için sizlere sunabileceğim tek kanıt bir şeyleri nasıl kutladıkları üzerine olurdu sanırım. Resmen hiçbir şey umurlarında olmayarak yaptıkları partilerle başlarına dert alan iki tarafın da sonu pek hoş olmuyordu.
Zira Adventure Time’daki ayılar bir canavarın midesinde bu partiyi veriyorlardı; bizim Trollcanlar ise Bergen ırkından saklanmak için yaşadıkları yerde sesi kökleyerek kutladıkları özel günlerinde hiçbir şey umurlarında değil gibi davranıyorlardı, tıpkı ayılar gibi. Adventure Time’ın o bölümünü izleyeniniz varsa ve olur da Trolls’ü de izlemeyi planlıyorsanız, o parti sahnesinde şu dediklerimi bir düşünün derim. Bakın bu ayılar da bizim Troller de partinin dibine vururken başka hiçbir şeyi önemsemiyorlar zaten, hemen hemen aynı yolda ama farklı hikaye örgülerinde ilerledikleri kanısındayım. Öyle olmasa bile bana böyle çağırışımlar yapıyor olması bir bakıma değişik hissettirdi. Belki bir Cinderella ya da Yüzüklerin Efendisi kadar basmakalıp bir örnek sayılmayabilir Adventure Time, ama yine de bu tür şeylerin birbirini bir şekilde hatırlatması hoş.
Kafası Yeni Geldi!
Nedense yakaladığım ayrıntı dediğim maddeler arasında beni en çok düşündüren bu oldu, neden olmasın ki deyip kendime destek çıktığım çok olurken, bir yandan da ama neden olsun ki yani dediğim de az sayılmaz hani. Tartışmak istediğim konu Poppy’nin ismi üzerine aslında. Poppy’nin Türkçe meali kısaca bir tür uyuşturucu oluyor; sözlüğe baktığınızda karşılık olarak haşhaş ya da afyon gibi seçenekler bulacaksınızdır mutlaka.
İzlediğiniz film ve dizilerde, okuduğunuz kitaplarda illa ki bu tür şeylerle karşılaşmışsınızdır diye umarak bu teorimsi detayı öne sürüyorum aslında: Çünkü “poppy milk” denilen ve bu vücudu uyuşturan maddenin sütü olarak insanlara sunulan bir çeşit içecek var, bilmem bilir misiniz. Game of Thrones’da bile bir ara Arya’nın acıları dinsin diye ona bu içecekten vermişti şu tiyatrocu kadın, yani bir bakıma bu süt oldukça var olan bir şey ve babalar gibi de başka tür yapımlarda dahi yer alıyor. Elbette sadece tek örnekle sınırlı kalmıyor bu poppy milk olayı, okuduğum bazı İngiliz edebiyatı eserlerinde bile metaforlar yoluyla kullanılmakta ve bu gerçek uzun yüzyıllardır var.
E peki böyle bir şey gerçekten varsa ve bizim bildiğimiz poppy kelimesinin karşılığı aslında uyuşturucu bir manaya geliyorsa, bizim burada Trolls’de kurmamız gereken bağlantı tam olarak ne? Hemen açıklayayım: Filmi izlerseniz çok net anlayacaksınız ki Troll ırkı içinde inanılmaz bir coşku, sevecenlik, canlılık, hareketlilik ve aklınıza gelen her türlü sevimlilik mevcut. Neşeden, keyiften ölüyorlar adeta. Sürekli bir sarılma vakitleri, sürekli bir şarkı söyleme anları falan gırla gidiyor. Kralın kızı olan Prenses Poppy ise hiç de şaşırtmayacak şekilde Troller içinde bu tür neşe dolu ve sürekli pozitiflik içeren duyguları en uçta yaşayan yegane kişi. Yani bir bakıma ciddi manada bu toz pembe hayatın kaynağı aslında basit bir şekilde kıyak olmuş kafalar gibi bir durumla açıklanabilir sanırım… Bilmem, fazla mı aşırı oldu bu teorim, en azından bir animasyon için?
Bu tür isim ve karakter bağlantıları kurmak, edebiyatta önemli bir pozisyondadır ve öğrendiğim bir şey varsa o da kesinlikle karakterleri yaratan insanların bu isimleri rastgele koymadıklarıdır. Yani yapımcılar Poppy ismini koyarken muhtemelen ay bu güzelmiş hadi bu olsun şeklinde bir beyan ile ana karakterin ismini belirlememişlerdir. Eğer gerçekten poppy isminin bir uyuşturucu türü olmasıyla ilgiliyse bu isim seçimi, gerçekten inanacağım. Zira Alice In Wonderland eseri her ne kadar bir çocuk kitabı olarak gözükse de, aslında LSD denilen bir uyuşturucu maddenin yaşattığı kafalar üzerine döşenmiş bir romandır. Böyle bilgileri de akılda tutmak lazım bu sırada.
Evet, eğer edebiyatta bu kadar önemli bir eserin arkasında böyle bir gerçek yatıyorsa, neden sübliminal mesaj verme konusunda son derece rahat olan medyadaki film yapımcıları da bu yöntemi kullanmasın ki? Bir bakıma mantıklı gelse de diğer yönden çok uzak bir ihtimalmiş gibi düşünüyorum bu maddeyi. Diğer saydığım her şeyi sadece bana öyle geldiği için saydım desem, yine Poppy ve ismi konusunda bir tereddüte düşüyorum. İsim ve karakterler konusunda şüphe duymak için yeterince edebi eserle karşılaştığımı düşünüyorum -her ne kadar daha yolun başındaymışım gibi hissetsem de. Ve bir bakıma da bu maddeyi sona bırakmamdaki sebep, sizin de fikirlerinizi duyma isteğimdi.
Filmi izleyin, özümseyin ve bana Poppy ile bu isim teorim konusunda fikirlerinizi sunun lütfen. Çünkü bu ihtimalin olması kadar olmaması da mümkün ve bir şekilde kararsızlık beni bu konuda çıldırtıyor. Öğrenmek istediğim şey şu: Siz ne kadar hak veriyorsunuz bu konuda bana? Belki tamamen hatalıyım, göremediğim, gözden kaçırdığım detaylar var. Bana karşı gelecek ya da bana destek olacak her türlü yorumunuzu bekliyorum. Amaç, fikir yoğunluğu olsun, tartışacak konu bulunsun, değil mi?