İnternet basınını son birkaç günde takip ettiyseniz, ortak bir kaygıyı dile getiren bir makale başlığına illa denk gelmişsinizdir. İçinde farklı farklı kelimeler kullanan, ama esasında aynı şeyden şikayet eden makaleler bunlar. Üstelik Forbes’dan GeekTyrant’a kadar çok geniş bir saygınlık yelpazesinde yayınlarca da, aşağı yukarı aynı fikirlerle yayınlandılar. Genelde de şuydu o aynı fikir: Bize oyunlar erken gönderilmeli.

Yo, gerçekten. Doom, Elder Scrolls, Quake, Dishonored gibi oyunların dağıtımcısı Bethesda, geçen gün aldığı bir kararla artık bundan sonra çıkarttığı işlerin inceleme kodlarını medya odaklarına erkenden dağıtmayacağını açıkladı. Çok kibar ve nazik bir basın açıklamasıyla bunun duyurusunu yaptılar. Verdikleri sebep de –hoş vermek zorunda bile değillerdi de– çok basitti: Biz herkesin, medya mensubu da olsalar, oyunu aynı zamanda oynamasını istiyoruz. Bir oyuncu olarak, oyunu almadan önce inceleme mi okumak istiyorsunuz? Bethesda kibarca şunu ekledi metnine sizler için:

Eğer durum buysa, sizi satın almadan önce en sevdiğiniz yazarların incelemelerini beklemeye teşvik ediyoruz.

dishonored_2_e3_2015_2Emily

Yani Bethesda’nın niyeti çok basit. Biz oyunları herkes aynı anda oynasın istiyoruz. Eğer oynamadan önce inceleme okumak istiyorsanız, bekleyebilirsiniz, bizim için bir problem yok. Üstelik belli ki, dertleri kötü eleştirilerde değil. Zira aynısını Doom’a yaptıklarını, o oyunun da övgüye boğulduğunu –biz de şurada övmüştük– dile getiriyorlar. Haklılar da. Peki o hâlde, yarro basınında Forbes’dan GeekTyrant’a kalkan bu meşaleler niye?

Sorarsanız, size uzun uzun kendi kuyruğunu yiyen makaleler sunarak “Çünkü belli ki Bethesda oyununa güvenmiyor” diyecekler. Öyle demişler zaten. Kelime kotasını doldurmak için, esasında bir tweet uzunluğunda olacak bu cümleyi turist görmüş taksici gibi dolaştır babam dolaştırmışlar bir de üzerine. Ben, bir tweet’ten biraz daha uzun ve biraz daha karmaşık bir fikir beyan edeyim bunun karşısına: Oyun basını, sadece oyuncaklarının elinden alınmasına itiraz ediyor bu senaryoda. Ve bu bana epey asap bozucu geliyor. Çünkü zaten, oyun basını denilen şey, ne zaman bir şeye yekpare itiraz etse, elim silahıma gidiyor.

Ben bu işin mutfağından sesleniyorum size. Bizim de Aral İthalat ile benzer bir anlaşmamız var. Onlar bize fırsat buldukları zaman oyun kodlarını yolluyorlar, biz de o oyunlarla ilgili içerik çıkartıyoruz. Bu bir sözleşme değil. “İyi” inceleme yazmak zorunda değiliz. Bizim tek sorumluluğumuz, sizin okurken eğleneceğiniz içerikler çıkartmak üzerine. O oyun, bize onu yapabilecek bir benzin oluyor. Benzinle neyi yaktığımız da çok önemli değil açıkçası. Belki video çekeriz, belki Facebook’ta caps paylaşırız, belki liste yapar, belki de yazı yazarız. Bizim işimiz oyun incelemek değil. Biz içerik üretiyoruz. Bizim işimiz sizinle sohbet etmek.

DOOM-2016-Cyberdemon_Close_1437988256

Bu perspektiften, beni çok enterese etmiyor Doom ne zaman elime gelmiş. Sizinle aynı gün oynamaya başlamak bana koymuyor. Zira biz burada üç sene içerisinde, oyuna değil, bize gelen bir kitle inşa ettik, edebildik. Biz okurumuzun bizle muhabbete geldiği varsayımıyla hareket ediyoruz. Nasıl ki sevdiğiniz bir arkadaşınız, size bir oyundan söz etmeye başladığında “Abi beş gün oldu oyun çıkalı, sen ne diyorsun” demiyorsanız eğer muhabbet kaliteliyse, bizim de varsayımımız o yönde. Zaten tutup, bazen 15 yıllık, bazen 6 aylık oyunu da yazıyoruz. Burada da bir problemimiz yok.

Peki problemi olanların tutuştuğu yer ne? Çünkü gerçekten, esas cevabı vermeden önce, sizinle bir beyin fırtınası yapmak istiyorum. Bethesda’nın kötü oyunlarını halktan çıkışa kadar gizleyerek, kâr elde etme çabasını açığa çıkartmak mı? Ne fark eder, yalancının mumu kaça kadar yanacak ki durum buysa? Dishonored 2 berbat çıkar, inceleme ambargosundan millet anlamaz. Elder Scrolls VI sümüğe benzer, millet anlamaz. E ama ondan sonra Fallout 5’i kimse inceleme okumadan almaz artık. Çok basit bir mantık değil mi bu? Mesela insanlar Galaxy S8’i yanmayacağına dair güvence veren en az üç makale okumadan alacaklar mı sanıyorsunuz?

Ne olabilir başka o hâlde? Oyun dünyası bu pratiğe alışırsa, oyunların kalitesi düşecek mi diye korkuyorlar? Yapımcılar oyunları eleştiriler için mi yapıyor sanılıyor bu senaryoda? Oyunların bütünüyle YouTube’a konulduğu bir zamandayız, kim neyin kapıkulluğunu yapıyor artık? Dergilerin zımbalanıp satıldığı, oyunlara dair en çok bilginin kutunun arkasındaki resimler olduğu yıllar mı bu da, kalitenin bir muhafızı olarak basının durması gerekiyor? Millet oyunu son bölümünü PewDiePie’dan izledikten sonra alıyor, neyi koruyor olabilirsiniz?

Skyrim

Oyuncuyu eksik oyunlardan mı sakınıyorlar? Early Access’lerin hüküm sürdüğü bir dönemde, zaten kodu iki hafta önce oyun güneşi gördükten sonra alan bir kurum olarak, eksik olduğunu belirtseniz ne olacak, belirtmeseniz ne olacak. No Man’s Sky kış tarlası gibi oyundu, bunu da bütün eleştirmenler zangır zangır söyledi. Oyun böyle eleştiriler yiyince silkinip içine içerik mi doldurdu bir anda? Ne manası var? Hayır kalmış ki, bütün bu soruların da ötesinde, sen Nixon’ı kontrolde tutan Washington Post musun güzel oyun “basını”, hobi sektöründe çalışan bir içerik kanalı mı? Oyun dünyasının bekasından, zaten sana ne? Video oyun sektörünün olgunlaşmasında, sektör olarak ne payın var hile kodu dağıtmaktan başka?

Neden bu coşku, size söyleyeyim mi? Çok basit bir sebebi var: Oyunları erken oynayamamak. Bu kadar basit. O sırça köşkten inmek zorunda olma fikri dahi delirtiyor oyun basınını. Çünkü “basın” olarak zaten manevi akreditasyonlarını GamerGate olayında kapının kenarında teslim ettiler. PewDiePie’lar ve Jahrein’lerin çağında, insanlar bir “basın” katılığında fikir umursamıyorlar yıllardır. Onlar kendileri gibi birinden öneri almanın peşindeler. Bu itibar kaybı, onları bir süredir sarsıyordu zaten. Bethesda sadece proaktif davrandı.

Yıllardır altına basa basa söylüyorum. Oyun basını dediğimiz şey, kendini çok ciddiye aldı. Hep aldı, ve hep kara kulenin muhafızı gibi davrandılar. Halbuki oyunların bir sanat dalı olarak olgunlaşması, sinema ve tiyatro gibi diğer sanatların aksine, bunun üzerine çiziktirilen kalemlerle değil, sektörün içerisindeki faktörlerin iç denetimiyle olmuştu zaten 80’li yılların sonlarında. Fakat buna rağmen, oyun basını kendini o kadar ciddiye almaya devam etti ki, bir noktada “oyun incelemelerinde etik” gibi bir bataklık protestosunun içerisinde buldular kendilerini ve öteki tarafta saçtan tırnağa iğrenç insanlar bulunmasına rağmen toparlanamadılar.

İşte o yüzden bugün “oyunlar bize erken gelmiyor” diye yakındıklarını görünce, gerçekten, tüm samimiyetimle, hissettiğim tek şey, bu mantıkla iş icra edenlerin hâlâ nasıl azalmadan bitmediklerine dair onulmaz bir hayret oluyor…

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.