PlayStation 2’nin en furya olduğu dönemde Shadow of Colossus oynuyordum. Kendisi epey geniş bir coğrafyaya sahip olduğundan ve bu coğrafya içinde hızlı bir şekilde ilerlemek için tek ulaşım yönteminiz atınız olduğundan ben o atla çok bağlanmıştım. Kılına zarar gelse dünyaları yakasım geliyordu. Dile kolay, atım Agro üzerinde binbir türlü devasa yaratıkla savaşmıştım ve kesinlikle bu süreçte çok ciddi bağlanmıştım.
Spoiler geliyor;
Tabii sonra ne oldu? Sonra Shadow of Colossus beni can evimden vurdu. Hani oyundaki prenses falan hiç umurumda değildi de, atımı öldürmeyecektiniz oğlum siz. O gün bugündür ne zaman “Abi Agro çekiyorsun” deseler içim bir sızlar, kalkar Rumeli Kavağı’nın orada bir sigara yakarım, “KRAAAAAL” diye bağırırım.
Neyse, bu listenin neyle ilgili olduğunu anladınız sanırım. Onlar video oyunlarındaki kahramanların tüm artistliğini sırtlanan, cefalarını çeken ve bunun karşılığında hiç bir şey istemeyen video oyunu hayvanları. Onlar Agro’lar, D0g’lar ve daha niceleri, onlar bizim çocuklarımız, kardelenler.
Agro
Dünyanın en vicdan azabı oyunlarına imza atmış Team Ico’nun şaheseri Shadow of Colossus’un, ana karakteri diyebilecek kadar ön planda olan atı Agro bu listenin ilk konuğu. Wander olarak yaptığımız macerada sürekli yanımızda olan, bizi taşıyan, resmen devasa bozkırlarda sırtının üzerini “yuvamız” yaptığımız Agro’nun yaptığını kaç at yapabilir ki?
Yoshi
Super Mario World’de az mı cefamızı çektin be Yoshi? Tüm sülaleni kurtardık, attık, lavlarda yaktık, garip garip şeyler yedirdik, çocuklarını oraya buraya atıp öldürdük, sen buna rağmen bana mısın demedin o şişman kıçımızı oradan buraya taşıdın. Yavrum benim, sende en az Agro kadar çektin be Yoshi.
D0g
D0g’un ilk sahnesini hatırlayın, devasa bir şey, zangır zangır bağıra bağıra geliyor. Ödünüz kopmuştu değil mi? Sonra size ne kadar yardım ettiğini hatırlayın, o sadık halleri, o cefakar ve mağrur duruşu. Ah ulan D0g, bizde o teknoloji olsa, senden bir tane yapabilsek, her gün sarılıp uyuyabilsek sana, başka da ne isteriz?
D-Dog
Sevgili D-Dog. Seni ilk bulduğumuzda minicik bir bebeydin. O yumuş patilerine kandık seni üsse götürdük, yedirdik içirdik, Ocelot sana numaralar öğretti. Sonra da yanımıza verdi ama sen iyice bir canavar çıktın be yavrum? Seninle az mü üs yok ettik, seni az mı cinayete azmettirdik? Daha bir kaç gün önce yumuş tüylerinle oradan buraya geziyordun. Şimdi maşallah devasa bir ölüm makinesi oldun. Ama olsun be D-Dog. Pompalılarla ateş ettiler bana mısın demedin, düşmana adeta Tarkan’ın kurdu gibi atıldın, senin hakkını nasıl ödeyelim şimdi?
Dogmeat
Fallout 3’ün yegane sembolü Dogmeat’i unutursak ciğerimiz kurusun. Capital Wasteland’de yanımızdaki tek yoldaşımız tatlı mı tatlı köpüşümüz soğuk çöl gecelerinde tek can yoldaşımız oldu. Resmen Capital Wasteland üzerinde kalan son şirin şeydi.
Blade Wolf
Belki de görüp görebileceğiniz en derin hayvanlardan biriydi Blade Wolf. Gerçi kendisinin prototip bir yapay zeka barındırmasından mütevellit bu derinliğe şaşmamak lazım ama yine de başta bir boss olarak giren, sonra kanlı intikam hikayemizde can yoldaşımız olan sevgili Wolf’u bu listeye koymasaydık Raiden gelip portakallarımızdan keserdi valla.
Fable 2 Köpüşü
Böyle bir liste yaparken, Fable 2 köpüşünü koymam gerektiğini başından biliyordum. Fable 2 oynadım mı? Hayır oynamadım fakat Fable 2’deki köpeğin hikayelerini Yiğitcan’dan senelerce dinledim. Yani bu köpeğin hikayesi bana bile bu şekilde oynamadığım bir oyundan gelebiliyorsa, vardır bir olayı diyorum, sözü Yiğitcan’a bırakıyorum.
(e.n.: Fable 2’deki köpek, video oyun tarihinin en güzel hayvanıdır. En güzel. Dünya size tepki verdiği için daha da kıymetlenir. Siz iğrenç bir adam oldukça -ki Fable 2’nin tercihleri organik olduğundan, kendinizi istemeden de olsa iğrenç bir adam olarak bulmanız mümkündür- bütün dünya sizden kaçar, tiksinir, ayıplar. Bir tek köpeğiniz kaçmaz. Siz kötü kararlar verirsiniz, hatalar yapar, insanlar kaybedersiniz. Bir tek köpeğiniz gelip yanınızda durur, gelir sizle oynar, atlar, zıplar. Can yoldaşınız, sırdaşınız, tek dayanağınız, tek sabitinizdir. Bu güzellemeyi burada sonlandırıyor, sözü tekrar Mert’e veriyorum. Teşekkürler Mert.)
Shadowmere
Skyrim ve Oblivion’da Dark Brotherhood görevlerinin sonunda sahibi olduğunuz Shadowmere, oyunun en iyi atıydı. Bir kere aldıktan sonra, bir daha vazgeçemiyordunuz.
Angelus
Drakengard oynadıysanız her Drakengard oyununda farklı bir ejderhanız olduğunu bilirsiniz. Bu ilk oyunda Angelus idi, ikinci oyunda da Legna idi. Üçüncü oyunda da Mikhail. Fakat bunların arasından seçmek gerekirse, ilk oyundaki Angelus tabii ki ilk gözbebeğimiz olarak öne çıkacaktır.
Epona
Zelda adı zikredildiği zaman iki isme çok büyük ayıp ediliyor. Birincisi oyunun ana karakteri Link, diğeri ise Link’in sadık atı Epona. Epona’yı hatırladıkça da, oyunun adının neden “Legend of Link & Epona” olmadığını düşünüp duruyorum. Yani hakikaten?
