WANDAVISION Dördüncü Bölüm SPOILERLI İnceleme – Öyle Birden Çıkılır mı, Ödümüz Koptu!

WandaVision’ın ilk üç bölümünde oldukça büyük teoriler kurduk ve bu teorilerin bir noktada dizi tarafından açık edileceğini öngördük. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse dizi, benim beklediğimden bir bölüm daha hızlı davrandı ve sezonun dördüncü bölümünde yaşanan tüm olayları, anlatıcı bakış açısını değiştirerek açıklamaya çalıştı. Bu noktada bazı sorularımıza cevap bulsak da bazı sorular daha fazla kafamızı kurcalamaya başladı. İyisi mi ben daha faza lafı uzatmayayım ve WandaVison’ın, “We Interrupt This Program” adlı dördüncü bölümünü spoilerlı olarak incelemeye başlayayım.

Geçtiğimiz bölümlerde hem inceleme yazılarında hem de videolarda genel olarak tek bir şeyin üzerinde durmuştuk: Wanda ve Vision bu maceralarını nerede yaşıyor? Farklı bir gerçeklik mi, gerçekliğin içerisindeki farklı bir bölge mi yoksa tamamen dış dünyadan izole bir simülasyon mu olduğu konusunda birbirinden farklı teoriler konuştuk. Fakat bu bölüm artık tamamen ortaya çıkardı ki Wanda, gerçek dünyadaki bir bölgeyi tamamen farklı bir gerçeklikle izole etmiş ve bölgenin içinde yaşamaya başlamış. Hatta öyle ki bölgeye giren insanlar dış dünyayı, dış dünya da bölgeye giren insanları tamamen unutuyor.

Wanda’nın yarattığı bu izole gerçeklik ve dış dünya arasındaki bağı anlamamıza neden olacak kişi olan Geraldine ya da Monica Rambeu’nun, Avengers: Endgame filminde gördüğümüz Blip’ten geri gelmesi, sadece Spider-Man ve diğer büyük süper kahramanların değil normal insanların da bu geri dönüşten nasıl etkilendiğini anlamamız için oldukça kısa ama güzel bir sahneydi. Annesinin başında ameliyat olmasını beklerken yok olan ve geri geldiğinde annesinin ölmesinin üzerinden tam üç yıl geçtiğini öğrenen Monica, geri döner dönmez annesinin kurucularından biri olduğunu öğrendiğimiz S.W.O.R.D. üssüne gitti fakat annesinin koyduğu kurallar neticesinde uzaya değil de farklı bir anomaliyi araştırması için Westview’e gönderildi.

Fakat Monica’nın da gerçekliğin içine düşmesiyle beraber artık bu işi daha fazla ciddiye alan S.W.O.R.D. ve FBI, iş birliği yaparak bir üs kurmuşlar ve dünyanın her tarafından farklı alanlarda bilirkişi getirmişler. Bu bilirkişilerden biri olan ve daha önce Thor filmlerinde gördüğümüz Kat Dennings’in canlandırdığı Darcy’nin çok hızlı bir şekilde olayı çözmesiyle, bizim iki üç bölümdür aklımızdaki soruların üste bulunan herkesin de aklını karıştırdığını öğrenmiş olduk. Wanda’nın neden böyle bir gerçeklik yarattığını, neden 50’li ve 60’lı yılların sitcom dizilerini taklit ettiğini merak eden ekip buna engel olmak ve Wanda ile iletişim kurmak için birkaç farklı yol denediler ve biz de ilk üç bölümde izleyip anlam veremediğimiz bazı şeylerin arka planını öğrenmiş olduk.

Öncelikle bu bölüm şunun farkına varıyoruz ki Wanda’nın yarattığı gerçeklik tamamen kendine has zaman ve mekân kurallarını barındırmakta. Helikopter şeklindeki drone’un Wanda’nın gerçekliğine girer girmez bir oyuncağa dönüşmesi, S.W.O.R.D. ajanının giydiği radyasyon koruyucu kıyafetin alandan geçer geçmez bir arıcı kıyafetine dönüşmesi gibi durumlar; Wanda fark etmese bile bu alan içerisindeki her şeyi kontrol ettiğini gösteriyor. Fakat hangi durumlarda bu alanın içine giren insanların hafızaları siliniyor ve dış dünyayı unutuyorlar ya da hangi durumda dışardakiler bu dünyanın içindeki insanları unutuyorlar bunun ucu biraz açık bırakıldı.

Yaptığı kısa bir araştırma sonucu anlam veremediğimiz bir şekilde Wanda’nın, yarattığı gerçekliği sadece eski televizyonların görebileceği bir frekansta yayınladığı öğrenen Darcy, birkaç tane televizyon alıp karşılarına geçti ve bizim üç bölümdür izlediğimiz şeyleri izlemeye başladı. Bu noktada iki ayrıntı göze çarpıyordu; birincisi Darcy’nin istediği bu televizyonların, tıpkı dizi yayınlanmadan önce gösterilen afişlerde farklı yıllara ait birçok televizyondan oluşması, ikincisi ise Wanda’nın gerçekliğinin dış dünya gerçekliğinden farklı bir zamana sahip olması. Öte yandan Darcy televizyonda tıpkı bizim gibi WandaVision dizisini izlerken bazı noktalarda, özellikle Dottie’nin elini kestiği ve Wanda’nın Monica’yı fırlattığı noktalarda yayını kesmesi gerçekten oldukça ilginçti bir o kadar da kafa karıştırıyordu. Wanda hâlâ bu gerçekliğin tek hâkimi mi yoksa başka bir güç bu yayına müdahale mi ediyor hâlâ çok belirsiz.

Efendim gelelim dizinin en vurucu anlarına. Monica’nın bir anda Pietro’nun adını duyması sayesinde Wanda’nın yarattığı bu izole gerçekliğin dışındaki dünyayı hatırlayan ilk karakter oldu. Fakat ilk ettiği sözlerin Ultron olmasıyla beraber tabii ki Wanda’yı da kendi gerçekliğinden uyandırdı ve öfkesini üzerine çekti. Bu noktadan sonra kendisine hâkim olamayan Wanda’nın Monica’yı adeta kendi bölgesinden sürgün etmesini gördük ve hemen sonrasında ruh taşı kafasından alınan Vision’ın soluk ve ölü bedenine tanık olduk ve hepimiz şok olduk. Bu zamana kadar Vision’ın, Wanda tarafından canlandırıldığını düşünen ya da en azından düşünmek isteyen bizler için Vision’ın o soluk bedenini görmek oldukça şok edici bir görüntüydü. Fakat ne yazık ki dizinin yapısından dolayı hâlâ Vision tam olarak ölü diye kesin olarak konuşamıyoruz. Zira belki de Vision gerçekten geri döndü fakat Wanda birkaç saniyeliğine onu eski ölü haliyle hatırladı. Ya da Vision şu anda ölü ve Wanda onun ölü bedenini tıpkı bir kukla gibi, yarattığı yeni gerçeklikte oradan oraya götürüyor. İşte bu gibi soruları bize her bölüm sordurduğu için de biz bu diziyi çok seviyoruz.

Başta söylediğim gibi, ben dizinin açılma bölümünün beşinci bölüm olacağını düşünüyordum fakat bu bölümle beraber artık kartlar ve akıllarımız tamamen karıştırıldı. Bu bölümden sonra artık olayların daha bariz bir şekilde açıklanmaya başlayacağını düşünüyor ve umut ediyorum. Tabii WandaVision bu, belki de gelecek bölüm tamamen farklı bir gerçeklik yaratarak tüm bu soru ve cevaplarımızı bir kez daha en baştan düşünmemize sebep olacak.

Siz nasıl buldunuz WandaVision’ın yeni bölümünü? Sizce gelecek bölüm neler olacak? Dizinin gidişatından memnun musunuz? Bunların hepsinin cevabını yorumlara yazmanızı bekliyoruz.