Daha çok erken böyle bir beyanda bulunmak için. Evet, biraz beta’da vakit geçirmişliğimiz var. Evet, daha end-game görmek lazım, PvP yapmak lazım, hiçbir şey değilse bir Level 100 olmak lazım şu cümleyi kurmadan evvel. Ama kendimi tutamıyorum. Gece TSİ 01:00’de kapılarını açan Dark Portal’dan içeri girdiğim andan beri aynı şeyi düşünüyorum. Belki biraz kalabalık gazı da vardır bir parça hissettiklerimin içinde. Ne de olsa sadece “WoW tarihinin en iyi girizgah tecrübesi budur değil mi?” diye sormamla birlikte, “Evet!” cevaplarının akması yetmişti sunucumda.
Önce çok kilit bir noktadan başlayalım. Warlords of Draenor dışarıdan baktığımızda çok cılız bir ek paket. Yeni ırk yok, sınıf yok, meslek yok. battleground yok, ilk tier olarak sadece iki raid mevcut… Gerçekten konuyla ilgisi olmayan eski bir WoW oyuncusunun bakıp “tek bir Garrison mıdır yani olay?” demesi çok haklı, çok meşru bu tabloda. Biz de BlizzCon 2013’te oyun ilk defa duyurulduğunda aynı şeyi düşünmüştük. Sırf Garrison konulacak diye, böyle kuş gibi ek paket çıkartılır mıydı?
Bu yukarıdan böyle gözüküyor, zira Warlords of Draenor’un getirdiği yenilikler, mekanik tabirlerle anlatılabilecek şeyler değiller. The Burning Crusade öyleydi mesela. Vanilla WoW’un temel felsefesine dokunmadan, rakamlara dökülebilecek şeyler getirmişti oyuna. İki yeni ırk, bir yeni meslek, yirmi beşe düşürülen raid limiti, bilmem kaç yeni instance, bilmem kaç yeni raid… Warlords of Draenor’un yaptıkları böyle rahat kağıda dökülebilecek şeyler değiller. Warlords of Draenor komple felsefe değiştiriyor çünkü.
Yapılan en öncelikli değişim, sunuşta şüphesiz. WoW’un her zaman anlatacak güzel hikayeleri vardı, bu konuda en kısır olduğu Vanilla döneminde bile. Ama onları anlatış şekli saçma sapandı hep. Bu Wrath’ten beri her ek pakette daha da gelişen bir özellik. Bu ek pakette de seri bozulmamış. Khadgar, Thrall ve Maraad ile birlikte Dark Portal’dan içeri girdiğiniz andan, Tanaan Jungle’daki girizgah deneyimini bitirdiğiniz ana kadar muazzam bir sunum başarısı var.
Warlord’ların size tek tek tanıtılışı, git gide genişleyen bir ordu kurmanız, arada giren ve oyundan ara ekranlarla kopmayan sinematiklerin başarısı… Tanaan Jungle gerçekten de oynadığım en iyi WoW enstantanelerinden biriydi, eminim buna. WoW hayatım boyunca ilk defa kendimi gerçekten bir ordunun parçasıymış ve bir savaş veriyormuşum gibi hissettim. Bunda şüphesiz Blizzard’ın inadını kırıp doğru düzgün ses sanatçılarına para ayırmasının da payı büyük. İnsan 10 yıldır oynadığı oyunda ilk kez ikna edici bir İskoç aksanıyla konuşan Dwarf’lar duyunca, modu da biraz düzeliyor tabii ki.
Ama Tanaan Jungle, WoW’un çok eleştirildiği “lunapark” modelinden pek kopmuş değil. O modelin belki de uygulanabilinecek en iyi şekli bu, şüphe yok. Ama yine de bir lunapark treninin olduğu ve bizim ona binip Blizzard’ın yokuş koyduğu yerlerde tırmandığımız, düşüş koyduğu yerlerde çığlık attığımız aşikar bir gerçek. Bu da haklı olarak pek çok oyuncuyu rahatsız ediyordu öteden beri. Çok sterildi WoW’un deneyimleri artık. Arada spontane şeylere çok fırsat kalmamıştı.
İşte Warlords of Draenor’un hesap makinesiyle anlatılamayacak değişikliği bu. Bir anda Blizzard’ın her şeyi bırakıp bir Minecraft yaptığını iddia etmiyorum. Ama lunaparkın bazı yerlerini de sizin için boş bırakmaya karar vermişler. Daha doğrusu şöyle altını çizmek gerek: Bu hâlâ bir lunapark, ancak artık trene binmezseniz de lunapark içinde eğlenebileceğiniz bazı şeyler var.
Bunu ilk defa Timeless Isle’da denemişlerdi. Şaka yapmıyorum, Timeless Isle’ı ilk gördüğüm an, kafamdan geçen düşünce şuydu: “Tüm bir ek paketi bu model üzerine kurmalılar”. Timeless Isle WoW’un gururla “sandbox” tabirini yapıştırabileceği tek işiydi. O adayı dolaşıp, rastgele spawn olan boss’ların peşine düşmek, rastgele spawn olan hazine sandıklarını avlamak, rastgele yerde bulduğunuz toprağı eşelemek muazzam bir şeydi. Bütün sandıkları bulup, her boss’u kesmek görece uzun, ama yine de kısa bir vakit alıyordu; fakat olsun, en azından uzun yıllar sonra ilk defa ortada keşif hissi diyebileceğimiz bir şey vardı.
Warlords bunu direkt ek pakete yaymış. Garrison sistemi malumunuz, kendi üssünüzü kurup Warcraft’ın GZS günlerine selam çakar bir şekilde farklı binalarla şekillendirebiliyorsunuz. O üssünüzde takipçileriniz oluyor, bunları da Hero’larınız gibi düşünün. Onlar görevlere gönderebiliyor, onlara level atlatabiliyor, item kasabiliyorsunuz. Bir yandan da size oynanışta fayda sağlayacak binaların peşinden koşuyorsunuz. Hemen hemen bütün bunlar tek bir kur üzerinden dönüyor: Garrison Resources. Bu kur da, aynı Timeless Coins gibi, tüm Draenor’a yayılmış vaziyette.
Nasıl Timeless Isle’da Coin toplamak için toprağı eşelemek, rare boss kesmek, sandık kovalamak keyif veriyorsa, Garrison Resources için de aynı hazdan söz etmek mümkün. Sadece bununla da yetinmemiş Blizzard. Evet hikaye bizi yine A noktasından B noktasına götürüyor, ama oraya giderken karşımıza çıkan başka şeyler de var. Quest’lerini ilk defa kategorize etmiş Blizzard, hikaye görevi dediği şeyler net bir şekilde lunaparkın hızlı tren kısmı. Fakat bir de bir bölgeye girdiğinizde rastgele açılan bonus görevler var, yolda giderken karşınıza çıkan tüccarın verdiği görevler var.
Bunların üzerine Timeless Isle’dan kalma sandıklar, rare boss’lar ve olur olmaz lootlanabilir gizler (mesele yumurtadan da Garrison Resources çıkabiliyor) eklenince Warlords of Draenor, Elder Scrolls serisini efsane yapan şeye yaklaşmış oluyor bir adım. Elder Scrolls serisini oynadıysanız bilirsiniz, oyunu bu kadar büyüleyici yapan şey ne cici skybox’ları, ne combat sistemi ne de hikayesidir aslında. Elder Scrolls’u diğer her oyundan ayıran, Bethesda’nın gerçek dehasını kanıtlayan şey; oyunda sıkılırsanız sadece atınızı atlayıp kafanızın estiği bir yere gitmek suretiyle kendinizi oyalayacak, büyüleyecek ya da düpedüz bağımlısı olmanıza sebep olacak bir şeyler bulabilmenizin neredeyse garanti olmasıdır.
Warlords of Draenor’da da bu var. Timeless Isle döneminde kendimi sık sık oyuna girip, sadece Timeless Isle’da amaçsız sağa sola koşarken bulduğumu hatırlıyorum. O his bütün Draenor’a yayılmış vaziyette. 250 kişi bir karganın spawn noktasını beklediği için bitiremediğim questimden sıkılıp, az açığa gitmem, Pandaria ve öncesinde beyhude bir eylemdi belki. Ama Draenor’da o quest’ten koparak, bir saat açıklıkta, sonucunda tatmin olmuş bir keşif gezisi yapabildim. Biraz bonus görev tamamladım, iki rare boss kestim, yerden ufak tefek şeyler topladım…
Bu temel felsefe değişimi, ideal değil. Daha üzerine eklenecek çok şeyin olduğu da aşikar. Bileti keserken görevlilerin size “bak buna binmeden etmeyin ama” dediği şeyin de hızlı tren olduğu da hâlâ değişmez bir gerçek. Ama WoW’da artık daha fazla bir şeyler de var. O yüzden de erken olmasını umursamadan söyleyebiliyorum, Warlords of Draenor, WoW’un çok büyük ihtimalle en iyi ek paketi!