Tamam, eyvallah, internette bir “o kadar kötü ki, çok komik” kültürü yerleşti. Hatta öyle ki, bu kültür Dünyayı Kurtaran Adam’ı dahi kıymete bindirdi, artık bizim küçüklüğümüzde yüzümüzü buruşturarak izlediğimiz peluş uzaylılar, çok efsane komik şeyler olarak kabul ediliyorlar hatta saygı görüyorlar şimdi. Yanlış anlamayın, bir türün klişeleriyle dalga geçmek adına veya sadece komiklik olsun diye kötü çekilmiş filmlere bir şey demiyorum. Ama mevzunun WolfCop‘a kadar gelmesi gerekiyor muydu?
İlk uzun metraj filmini geçtiğimiz ene 13 Eerie adıyla vizyona sokan Lowell Dean’in ikinci filminin adı WolfCop. Film Kanada’nın Saskatchwan yöresinde çekilmiş ve dağıtımını da Kanadalı sinemacılara bütçe ayıran CineCoup organizasyonu yapıyor. Şimdi siz de içinizden diyorsunuz: “Yahu bize ne adam dağıtımcı şirketten?”. Haklısınız da, filmi anlatmak için isminden başka bir şeyi söylememe gerek yok. WolfCop. Bir adam var. Kendisi polis. Bir görev sırasında kaçırılıyor ve üzerinde bir şeyler yapılıyor, adam da kurt adam oluyor. Ama hâlâ polis. Bu yüzden de kendisi Kurt Polis. Durum böyle olunca kelime oyunları da birbirini kovalamış tabii, “Here Comes the Fuzz” (Fuzz hem aynasız, hem de tüylü demek), “The Job Is Getting Under His Skin” (getting under one’s skin = kelime anlamıyla derisinin altına girmek, doğru çevirisi: gıcık etmek), ne ararsanız.
Eğer bu tip B-filmlerinden (hele ki kendini çok ciddiye alarak yapılmamış olanlardan) keyif alıyorsanız bir aşağıdaki fragmana göz atın. Seks, şiddet, mizah koymuşlar, ortaya öyle bir formül çıkarmışlar. E adı WolfCop olan bir filmden de Othello çıkartmayacaklardı herhalde. Filmin Kanada’da vizyona giriş tarihi 6 Haziran. Eylül gibi de dünyanın geri kalanına yayılacak. Ülkemize gelir mi bilmiyoruz.
Buyurun efendim, WolfCop fragmanı!
