Bu sene itibariyle yirminci senesini dolduran kült bir dizinin haberini getirdik sizlere. Vampirlerin daha kaliteli olduğu zamanların Sunnydale’ine kısa bir yolculuk yapıp çoğunuzun favori gençlik dizisi olan ve çizgi romanlarının hala devam ettiği Buffy: The Vampire Slayer’dan bu haber tabii ki de! Tabii haber demeye bin şahit ister, ortalıkta dönüp dolanan bazı dedikodular fena halde yabancı hayranları karıştırmış, sizler de karışmadan bir dur diyelim dedik…
2003 yılında yayın hayatına veda eden dizi Buffy: The Vampire Slayer’ın 2018 yılında, Warner Bros’u arkasına alarak bir film ile geri geleceği konusunda bazı dedikodular yayılmış ortalığa. Bakın şu konuya bir açıklık getirelim: Tamamen yalan bu haber. Henüz böyle bir şeyin planı yok, sadece dönen dedikodular üzerine cevaplanan sorular yardımıyla hayranların bir şekilde kendilerine göre ihtimal yaratmasından başka bir şey değil. Bu konu hakkındaki kısa görüşlerimi sona saklayacağım; o nedenle önce sizlere, kadroda yer alan oyuncuların bizzat kendi sözlerini aktararak bu haberi ilerletmek istiyorum. Sorumuz “Buffy’nin geri dönmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?”, cevaplar da aynen şöyle:
“Hayır, asla; iş bitti, hadi görüşürüz, sıradaki! Efsanevi seyirci kitlemizle hiçbir problemim yok ve bu tür yapımlara da kesinlikle geri dönerim ama ben “yeniden birleşme” adamı değilim. Daha çok, hep ileri gitmeyi sevenlerden oldum. Geriye dönmekten, ayağımda buz pateni giyip hokey oynamadığım sürece hoşlanmam.”
-David Boreanaz
“Bence bu “kitabı filminden daha iyi” olayına benziyor.” -Seth Green
“Bu dizi hakkında en eşsiz şeyin, korku ögeleriyle o yıllara şekil vermesi olduğuna inanmışımdır hep. Lise ve üniversite cebimizdeyken; ırkçılık, kişilik problemleri, kabadayılık, suçluluk, ölüm, ilk aşk ve kalp kırıklıkları gibi birçok konuyu iblisleri metafor olarak kullanarak aslında gerçekte yüzleştiğimiz iblislere gönderme yapabiliyorduk. Bunun yetişkin hayatına nasıl uyarlanacağı konusunda bir fikrim yok ama yine de bir şekilde başarılabileceğinden eminim. Dünyayı kurtarmanın yükü her zaman Buffy’nin omuzlarındaydı; umarım Hellmouth’tan çok çok uzakta güzel bir kumsalda hayatına devam ediyordur, en azından kendi iyiliği için.”
-Sarah Michelle Gellar
“Eğer bir Buffy: The Vampire Slayer filmi yapsaydık ve sonuç berbat olsaydı; anlarsınız ya, serinin adını bir anlamda lekelemiş olurduk.” -Charisma Carpenter
Gelen yanıtlarla da anlayacağınız üzere, kadromuz bu konuya pek de ılımlı bakmıyor maalesef. Kimse Buffy’nin yirmi yıl sonra daha yaşlı bir halde vampir avlamaya devam etmesi fikrine tav değil. Aslında bir bakıma da haklılar, zamanında zirvesini fazlasıyla yaşamış ve hala da sadık bir kitleye sahip olan Buffy: The Vampire Slayer serisinin geri gelip suyunun çıkmasına gerek yok, değil mi? Her yapıma uygulanan bu yeniden hayata getirme yöntemi ne yazık ki çok sağlıklı bir şey değil. Şimdi sorsanız “Buffy’nin daha çok bölümü olsun istemez miydin? Daha fazla Buffy izleyebilmek hoşuna gitmez miydi?” diye, muhtemelen “Yahu saçmalamayın, elbette evet!” gibisinden bir şey derdim. Ama şu an demiyorum. Peki neden? Çünkü artık Buffy, eski Buffy değil. Bu yüzden.
Bakın her reboot, spin-off ve benzeri birçok haber gibi bir durum olduğunu düşünmüyorum bu Buffy’nin film ile geri dönmesinin dedikodusunda. Hikayesi biten birçok kurgunun bile, bir gün geri dönebilme ihtimaliyle bırakılmış açık kapılar kullanıldığı sürece hiçbir itirazım olmaz. Ama ne bileyim, sanki oyuncular da haklı bu konuda. Özellikle Sarah Michelle Gellar’ın sözleri oldukça dikkat çekici: “Bunun yetişkin hayatına nasıl uyarlanacağı konusunda bir fikrim yok.” Sahiden de, onca izlediğimiz olay, Buffy’nin lise yıllarından başlayarak yoluna devam ediyordu. E şimdi her bir oyuncu fazlasıyla orta yaşlarında, çoluk çocuğa karışmış vaziyette. Üstelik eski enerjilerini yakalayabilecekleri ya da halihazırda var olan projelerinden zaman bulabilecekleri de muamma. Zaten hiçbiri de bu konuda net olarak sıcak baktığını belirtmemiş. Bu ihtimale en yakın Gellar konuşmuş olsa da, sözlerinin sonunda belirttiği “Buffy’nin bir kumsalda dinleniyor oluşunu umması” fikri de “Hayır kalsın, kız çok çekti biraz da hayatını yaşasın” tarzında çevrilebilir bence. Bilmem siz ne dersiniz?