Yazar: Büşra Nur Er
Aslına bakarsanız “çizgi film” dediğimiz kavram biraz muğlak bir ifade. Uzun metraj animasyon filmler mi yoksa televizyon veya internet üzerinden kısa ve sürekliliği olan bölümler halinde yayınlanan çizgi diziler mi kast ediliyor kesin olarak ayırt etmek biraz güç. Hatta muhatabınızın bu konuyla olan ilgisine göre animelerin bile çizgi film diye adlandırılabildiğini duyabilirsiniz.
Ama bir zamanlar çizgi film hepimiz için aynı şeyi ifade ediyordu: televizyonda büyüklerin izlediği sıkıcı şeylerin dışında kalan her şey. Büyülü bir dünya… Benim çocukluğumda çizgi filmlere ulaşmak çok da kolay değildi; sırf bu uğurda açılmış kanallar her evde bulunmazdı, ulusal kanalların çizgi film kuşaklarını tutturmanız gerekirdi. Sübjektif bir biçimde dünyanın en güzel çizgi dizilerini yapan Disney Channel ise aslında 2011 yılında ulusal kanal listesine girene değin Digitürk, Tivibu gibi platformlardan yayınlanıyordu.
Daha fazla uzatmadan listeye geçelim dilerseniz.
1) Simba: The King Lion (1996-1997)
Simba, 52 bölüm boyunca yayınlanmış bir İtalyan çizgi dizisiydi. Benim hatırladığım kadarıyla da Disney Channel’da değil diğer ulusal kanallarda yayınlanıyordu. Dizide aslında Aslan Kral filminde izlediğimiz karakterlerin maceralarını, ormanın düzeninin nasıl sağlandığını izliyorduk. Benim favori karakterim ise avcıları göğsündeki ışıkla uzaklaştıran Bimbo’ydu.
2) Winnie the Pooh (1926-)
Sanıyoruz listenin en yaşlı üyesidir Winnie the Pooh. Yazar Aleksandr Milne tarafından çocuğunun oyuncaklarından esinlenerek 1921 yılında bir çocuk kitabı olarak yaratılan eser, zamanla önce çizgi dizi daha sonra animasyon film olarak da yayınlandı. Aslında her bir karakterin belli bir psikiyatrik rahatsızlığı temsil ettiğini söylenen dizi benim için sabah altıda uyanıp Kanal D’yi açmak için büyük bir sebepti.
3) Lilo ve Stitch (2003 – 2006)
Dünyanın en güzel yerlerinden birinde, Hawaii’de ablası ile yaşayan ve kendini yalnız hisseden küçük bir kız çocuğu olduğunuzu düşünün. Gökyüzünü izlediğiniz bir an yıldız kaysa ne dilerdiniz? Evet, Lilo da bunu dilemişti. Bir arkadaş! Üstelik kavuştuğu kişi, hayalinden bile eğlenceliydi; uzaydan gelen ve genetik harikası bir arkadaş! Çocukların zekâsını hiç de küçümsemeyen bir mizah anlayışının olduğu dizide Lilo ve tüm uzaylı dostları, arkadaşlık, paylaşmak ve sevgi gibi tüm soyut kavramları birlikte öğrenirlerdi. Ohana!
4) Disney’in Teneffüs Zili (1997 -2006)
Bir ilkokulun yalnızca ders aralarının anlatıldığı bu dizide her gün yeni bir macera yaşanırdı. Aynı zamanda ispiyoncusundan havalı kızlar grubuna, tembel tenekesinden karaborsacısına her türden öğrenciyi de görmek mümkündü. Dizinin en kötü yanı, ders araları kadar kısa olmasıydı. Yalnızca on dakikaya TJ ve arkadaşları öyle maceralar sığdırırdı ki, gerçekten okuldan eve koşup izlemeyi iple çekerdim.
5) Kim Possible (2002 -2007)
It doesn’t matter where or when there’s trouble
If ya just call me name, Kim Possible
Sanıyorum yazarken en duygulandığım madde bu olacak. Kimberly Ann Possible, kızıl saçlara ve yeşil gözlere sahip okulun amigo kız takımında da oynayan bir lise öğrencisi. En yakın arkadaşı Ron ile çoğunlukla baş düşmanı Dr. Drekken yüzünden başı belaya girmiş dünyamızı kurtarıyorlar. Ama Kim Possible’ın büyüsü, bence yalnızca dünyayı kurtarmak değildi; ilk kez regl olmak, ilk kez bir çocuktan çıkma teklifi almak, anne baba ile yaşanan kavgalar gibi tüm ergenlik klişelerini başarılı bir biçimde işliyor oluşuydu. Kalbimizin biriciğiydin sen Kim! Yine olsan yine izlesek keşke…
6) Genç Ejder (2005 – 2007)
Amerika’da American Dragon: Jake Long ismiyle yayınlanan dizi, küçük bir çocuğun “ejderlik güçlerini” keşfedişi ve bir çekirge olarak büyük babasından eğitim almasını işlerken Çin kültürü hakkında da fazlasıyla bilgi verirdi. Dizinin işlediği bir de imkansız aşk vardı ki… “Ahh” diye iç çekiyorum Jack gibi.
Benim çocukluğumu süsleyen, beni televizyonun başına kilitleyen altı çizgi film bu şekildeydi; bir Geekyapar yazısı klasiği olarak topu size atmak istiyorum. Sizin yorumlarınızı ve en sevdiğiniz çizgi filmleri merak ediyorum. Hangi kanalların, hangi filmlerini izlerdiniz? Yorumlarda buluşalım.
