Hazır mıyız sevgili futbol geek’leri? Aylardır durup durup muhtemel kadrolara baktığımız, fikstürlerden iz takip edip muhtemel kazananları aradığımız Dünya Kupası başlamak üzere. Yarın Türkiye saati ile gece 11’de Brezilya ve Hırvatistan arasındaki maçla turnuva start alacak. Fırsat bu fırsat, geek’in en iyi bildiği şeyi yapalım, İngilizce’de “trivia” diye adlandırdığımız ilginç, komik, meraklı zihinleri tatmin edecek bilgilere dalalım dedik. Şu aşağıdaki 14 şeyi belki biliyordunuz; ama eminiz arada bazı bilmedikleriniz de var. Eğer durum buysa sizi temin ederiz, çok eğleneceksiniz!

Buyurun efendim, dünya kupası tarihi ile ilgili 14 ilginç bilgi karşınızda!

 

1. İlk Dünya Kupasının Üçüncüsü Amerika’ydı

1 USA National Team

1930’da Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’nın üçüncülük-dördüncülük maçı yapılmadı. Fakat FIFA, turnuva içerisindeki skorlara ve averajlara dayanarak 1986’da bir sıralama yaptı ve buna göre üçüncü, yarı finalde elenen Amerika Birleşik Devletleri’ydi. Peki daha o zaman resmi bir ligi bile olmayan ABD nasıl üçüncü oldu? Göçmenler sayesinde. Çoğunluğu birinci nesil İskoç göçmen futbolculardan oluşan kadronun teknik direktörlüğünü Robert Millar üstlendi. Millar’ın kendisi de eski St. Mirren oyuncusuydu ve İskoçya doğumluydu. ABD’nin bu üçüncülüğünden sonra tekrar bir çeyrek final görmesi, 72 sene alacaktı.

 

2. Fransa, Romanya, Belçika ve Yugoslavya Turnuvaya Aynı Gemide Gittiler

2 1930 Ship

İlk Dünya Kupası Uruguay’da yapıldığından, pek çok Avrupa ülkesi katılmayı maddi sebepleri öne sürerek reddetti. Sadece 4 Avrupa takımı turnuvaya katılmıştı. Uçak seyahati daha o yıllarda bu kadar gelişmediği için, bu dört ülke aynı gemide Brezilya’ya gittiler. Oyuncular birkaç ay süren gemi yolculuğu boyunca güvertede antrenman yaptılar. Yolda geçerken de Rio de Janeiro’da durup, Brezilya’yı da aldılar.

 

3. Türkiye 1954 Dünya Kupasına Yazı Tura Sonucu Katılmıştı

3 Franco Gemma

Ülke olarak katılma hakkı kazandığımız ilk Dünya Kupası, elemesinde Suriye’yi yendiğimiz 1950 Brezilya turnuvasıydı. Fakat gelin görün ki o dönemki devlet, maddi sıkıntıları öne sürerek milli takımı Brezilya’ya götüremeyeceğini açıkladı. 1954 İsviçre Dünya Kupası’nda bunun öcünü çok ilginç bir şekilde aldık. O zamanın formatı gereği sadece İspanya ile iki maç oynayacaktık. Henüz averaj kuralı uygulanmaya başlamamıştı. Madrid’deki maçta İspanya Türkiye’yi 4-1 yendi. Fakat Mithatpaşa Stadyumunda rövanşı 1-0 aldık. Penaltılar da olmadığından, üçüncü bir maç tarafsız saha İtalya’da yapıldı. O maç 2-2 bitti. Kararı dönemin kuralları gereği yazı tura atışı belirleyecekti. Milli takımın kaptanı Turgay Şeren, babası statta çalışan küçük Franco’yu yanına çağırıp, kendisinin seçemeyeceğini söyledi, görevi Franco’ya verdi. Franco yazı turanın sonucunu bildi ve Türkiye kupaya katılma hakkı kazandı.

 

4. Pele’nin Kariyerindeki İlk Röpörtajını 1958’de Halit Kıvanç Yapar

4 Pele Halit Kıvanç

1958 Dünya Kupasının başında hiç tanınmamış olan fakat kupanın sonunda bir yıldıza dönüşen Pele’nin kariyerinde Halit Kıvanç’ın özel bir yeri vardır. 1958 Dünya Kupasını yazmak adına İsveç’de olan Kıvanç, favori gösterilen Brezilya’nın oyuncularıyla turnuva başlamadan röportaj yapmaya gider. Röportaj odasına girdiğinde, Garrincha gibi yıldızların yabancı basın mensupları tarafından kapıldığını görür. Kendi deyimiyle, kenarda genç, kimsenin ilgilenmediği bir çocuk takılır gözüne ve içindeki ezilmişe bir sempati besleyen Türkiye damarı titrer, gidip öylece duran o çocukla röportaj yapmak ister. Bu o çocuğun kariyerindeki ilk röportajıdır ve o çocuk Pele’nin ta kendisidir.

 

5. 1950-1966 Arası Meksika’nın Şansı Hiç Yaver Gitmez

Bu yine de Meksika'nın kalecisi Antonio Carbajal'ın efsane olmasını engelleyemez, o ayrı.
Bu yine de Meksika’nın kalecisi Antonio Carbajal’ın efsane olmasını engelleyemez, o ayrı.

Meksika’nın 1950 – 1966 yılları arasındaki rekoru Allah’tan sonra İskoçya da egale etmiştir, yoksa Meksika’nın 1950, 1954, 1958, 1962 ve 1966 turnuvalarında, üst üste tam beş kere ilk turda elenmesi yenilir yutulur lokma değildir. Bir de bunların bir bölümü Avrupa kıtasında olmuştu sevgili Geekyaparlar. Yani Meksika, daha uçak seyahatinin yeni yeni palazlanmaya başladığı senelerde binlerce kilometreyi tepip, iki üç maç oynayıp, Meksika’ya geri döndü on altı sene boyunca. Püü…

 

6. 1966’da Eurovision’ı Avusturya, Şampiyonlar Ligini Real Madrid, Ligi Atletico Madrid Almıştı

6 England 66

İngiltere’nin Dünya Kupası şansını arttıran şey, ne kadrosunun kalitesi, ne teknik direktörü ne de formasının ağırlığı. Tamamen batıl bir durumdan bahsediyoruz biz. Atletico Madrid, 1965-66 sezonunda ligi birinci bitirmişti. Şampiyonlar Ligi ise o sene Real Madrid’e gitmişti Eurovision’u Avusturya kazanmış, Dünya Kupası ise İngiltere’nin olmuştu. 2014’te bu dediklerimizin üçü yine gerçekleşti. Dördüncüsü de olur mu? Olursa vallahi dumurlardan dumur beğeniriz!

 

7. 1970’de Brezilya Üç Kere Kupayı Kaldırdı, Jules Rimet’i Eve Götürdü

7 Jules Rimet

O zamanın kuralları gereği, 1970 senesindeki turnuvanın ekstra bir önemi vardı. Özellikle de ikisi de kupayı iki kere kazanmış Brezilya ve İtalya finalde karşılaştıkları için. O dönem yapılan açıklamaya göre turnuvayı üç kere kazanan takım, kupayı dört seneliğine alıp yeni turnuvada geri vermek yerine, sonsuza kadar elinde tutma hakkını kazanacaktı. Brezilya finalde üçüncü kupayı aldı ve “Jules Rimet kupası” olarak adlandırılan ödülü komple evine götürdü. FIFA 1974 turnuvası için yeni bir ödül tasarladı ve “üç kere alan, komple götürür” kuralını kaldırdı.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.