Sporda beklenti acayip bir şey. Özellikle de modern sporcunun atletten çok bir eğlence sektörü mensubu olduğunu düşünürsek; bu mesele iyice acayipleşiyor. Beklenti bir akşamda oluşan bir şey değil. Tek bir performansa dayanarak oluşmuyor. Oluştuktan sonra da geri gidebiliyor rahatlıkla, o da süreç alıyor. Ancak bir defa o aralıkta kaldınız mı; sizden yüksek beklentiler varsa artık kamuoyunda, yeteneğiniz ölçüsünde yargılanmıyorsunuz. Önce bir handikap konuluyor önümüze. Onu aşmanız yetmiyor. Onu aşarken, handikabı anlamsız göstermeniz gerekiyor.

LeBron James o aralıkta yaşıyor bir süredir. Ve beş yılın ardından, en sonunda, o aralığı geçtiğimiz gece aştı. Kendini bulduğu yer, bir sporcunun çok nadiren iskan kurduğu bir alan: Tüm beklentilerin tatmin olduğu ve konumunuzun bundan sonra sorgulanmadığı bir an, geri dönülmez bir vakit. LeBron James Cleveland Cavaliers’ı, tarihin en iyi takımlarından biri karşısında, 3-1’lik bir yenilgiden sonra, deplasmanda galibiyete taşıdığı an, o mertebeye ulaştı artık.

A Cleveland Cavaliers fan shares his opinion abaout LeBron James before the game between the Miami Heat and Cleveland Cavaliers on Thursday Dec. 2, 2010 at Quicken Loans Arena in Cleveland, Ohio.

Bundan altı sene önce, Akron, Ohio doğumlu LeBron, doğu büyüdüğü eyaletin, onu birinci sırada seçmiş olan basketbol takımın bırakıp; döneminin en iyi diğer iki oyuncusu Chris Bosh ve Dwyane Wade ile buluşarak Miami Heat’e gideceğini ESPN’de yayınlanan bir özel programla duyurduğunda Cleveland’da James’in formalarını yakmışlardı. Nefret etmişlerdi ondan. Kulübün başkanı özel bir mektupla yerin dibine sokmuştu ünlü oyuncuyu.

Oysaki LeBron Cleveland’ı, tarihinin en başarılı dönemine taşımıştı. Kendisinden sonra en büyük yıldızı Zydraunas llgauskas olan bir takımı Doğu Konferansı Şampiyonluğu’na ulaştırmış, NBA Finalleri’ne çıkarmıştı. Cleveland onunla birlikte, ve sadece onun sayesinde Doğu’nun ileri gelen takımlarından biri olmuştu. Ancak Cleveland ona veda ederken “Sağ olasın lan, seninle görmediğimiz seviyede başarı gördük, hayatta başarılar güzel insan” diye çiçeğe kart yazıp kapısına bırakmamıştı da, köprüleri yakmıştı?

Çünkü LeBron’dan başarılı olması beklenmiyordu. O garanti görülüyordu.

LeBron’dan bir destan bekleniyordu.

2016 NBA Finals - Game Seven

Bir destan. Bir hikaye. Bu sadece dramayı çok seven Amerika nezdinde değildi. LeBron’un çekilirken izleyeceğimiz bir Steven Spielberg filmi olmasını tüm dünya aynı anda nefeslerini tutup bekliyordu. Lisede muhteşem istatistikler çıkarmış olan çocuk, drafta gidip, kendi yerel takımı tarafından seçilmişti. Takımı 40 yılı aşkın süredir herhangi bir profesyonel sporda kupa kazanamıyordu. O çocuk ilk maçında 25 sayı atmıştı. İlk sezonunda 20 sayı, 5 ribaund ve 5 asist ortalamalarını aşan, Michael Jordan ve Oscar Robertson ikilisinden sonra üçüncü kişiydi. İkinci sezonunda takımı 1998’den sonra ilk kez playofflara taşımıştı.

Bu hikayenin sonu, “O çocuk gider, döneminin en iyi oyuncularıyla güçlerini birleştirir ve şampiyonluğu kolaydan kazanır” olmamalıydı. Buna kızdı insanlar. Bunun için gücendiler LeBron’a. Ve LeBron önündeki handikapı o anda anladı. Onun sadece çok iyi olması yetmiyordu. O aynı zamanda çok iyi bir hikaye de olmak zorundaydı. Bunun için önce PR tarafını düzeltti. Talk show’larda zıpır oyunlar yaptı. Sağlam performanslar koydu, daha açık oynadı. Yüzükler aldı. Ve en sonunda, Cleveland’a dönmeye karar verdi, bunu da “Bu şehre bir yüzük kazandırmak için dönüyorum” diyerek açıkladı.

Kazandırdı, ve bu sefer yazılan hikayeden tatmin oldu herkes.

01 LeBron JAmes

Bunu yargılamak için söylemiyorum. Bu doğru bir beklentiydi. Çünkü iyi basketbolcular vardır. Görevlerini yaparlar, takımlarının taraftarları onları hep çok iyi anar. Döneminde anımsanırlar, sonra unutulurlar. Çok iyi basketbolcular, dönemlerini aşarlar. Muhabbetlerin “Ya ne oynardı hatırlar mısın?” köşesinden mezesi olurlar. Efsane basketbolcular olur bir de. Onlar “en iyi” listelerine yazılırlar. Yıllarca anımsanırlar. Sembol olurlar. Bayrak olurlar. Ama onların da üstünde bir mertebe vardır. Destansı oyuncular. Hikayesi yazılan adamlar. Spor dışında bir mitolojisi olanlar.

LeBron da geçtiğimiz gece o adamlardan biri oldu. Tarihin en iyi takımına karşı oynadı. 3-1 geriye düştü seride. Takımı Kyrie Irving dışında tekledi. Üçüncü büyük Kevin Love’ın savunma zaafiyetleri ayyuka çıktı. Tüm gözler ona baktı. Ve o 41 sayı attı iki maç üst üste. Son maç deplasmandaydı. Tüm sezon boyunca 9 mağlubiyet almış olan takıma, kendi evinde on sekizinci toplam mağlubiyetini tattırmaktı amaç. Maç gitti geldi. Skor üstünlüğü defalarca iki takım arasında sıçradı. Sonunda bir ara, 89-89 oldu. Öylece kaldı. Kimse atamadı, kimse attırmadı.

Sonra Warriors hızlı atağa çıktı. Andre Iguodala’daydı top. Geçen sene, sırf LeBron’u durdurabildiği ve Cavs’in halihazırda Irving ve Love’dan yoksun olduğu için güdük hücumunu kestiği için MVP ödülü almış olan adam, skora gidiyordu. Kolay bir turnikeye hazırlandı Iguodala. Topu bıraktı. Sonra LeBron geldi. Yarı sahadan deparla. İnanılmaz sıçrayıp, resmen uzayarak. Blok vurdu topa. Mutlak basketi engelledi. Top döndü bir süre daha, Irving bir üçlük attı, LeBron faulle maçı iki hücumluk farka çevirdi ve Cleveland şehri, 52 yıl sonra profesyonel bir şampiyonluk yaşadı.

04 LeBron JAmes

LeBron yere düşüp ağladı sonra. Bir muhabir göz yaşları bittikten sonra yakaladı LeBron’u. “Niye yukarıdaki beni hep en zor yoldan yürütüyor bilmiyorum” dedi. “Bu şampiyonluk neden daha özel?” diye bir asist yaptı sonra muhabir. LeBron da “Çünkü evimdeyim” dedi. O an, LeBron’un filmi çekilince arkadan gaz müziğin geleceği andı işte. O an, LeBron, sonradan Isaiah Thomas’ın da söylediği gibi, adını Kareem Abdul-Jabbar, Wilt Chamberlain, Bill Russell, Michael Jordan gibi isimlerin yanına yazdırdı. Artık çok fazla bir şeyi tartışmaya gerek yok. The Block, ve o röportaj, ve LeBron James, kendine ansiklopedide bir sayfa ayırdı artık.

Kral hep yaşayacak.

 

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.