Mark Twain büyük yazar. Özellikle Tom Sawyer ve Huckleberry Finn romanları sağ olsun Twain pek çok farklı kaynakta 19. yüzyılın en büyük Amerikan romancılarından biri olarak anılır. Bu haksız ya da yersiz bir mevki de değildir. William Faulkner, Twain’i “Amerikan edebiyatının babası” olarak tanımlamış; Twain’in romanları, öyküleri, makaleleri ve kaleme aldığı eleştirileri İç Savaş sonrası ulusal kimliğini yeni yeni oturtmaya çalışan Birleşik Devletler’de büyük popülarite kazanmıştır.
E Jane Austen da büyük yazar. O da İngiliz edebiyatının en yaygın, bilindik ve sevilen kalemşörlerinden biri. Ömrü dahilinde metinlerinin takdirine şahit olamamış Austen’in yaptıkları bugün pek çok edebiyat tarihçisi tarafından 19. yüzyılın realizmine geçiş konusunda milat ve mühür işler olarak kabul ediliyor. Özellikle Sense and Sensibility ile Pride and Prejudice yaklaşık 200 yıldır düzenli olarak basılıyorlar.
Bu seviyedeki iki büyük yazar birbirlerinden genelde en kötü temkinli bir saygı ile bahsederler. Sevmeseler bile bunu alttan alta verirler; çünkü hem bir yandan meslektaşlarını kırmak istemezler, hem de negatif hislerini güzel kelimelerle gizleyecek kadar hakimlerdir kalemlerine. Yalnız 1898 senesinin Eylül ayında bir talihsiz gün, Mark Twain can dostu Joseph Twichell‘e yazdığı bir mektupta bütün bu görgü ve saygı kurallarını bir kenara atmış. Twichell ile kendi kitabını eleştiren bir eleştirmeni konuşurken, “Mesela ben hiç beceremem” diye giriyor Twain lafa. Ve şunu diyor, Jane Austen’ı örnekleyerek:
Kitap eleştirmenliği icra etmeye herhangi bir hakkım yok ve onlardan nefret etmedikçe de böyle bir şey yapmıyorum. Sıklıkla Jane Austen hakkında bir eleştiri kaleme almak istiyorum, ama kitapları beni o kadar deli ediyor ki okurdan bu göz dönmüşlüğünü gizleyemez hâle geliyorum.
Nasıl? Sert, değil mi? Daha hiçbir şey görmediniz. Twain’e aynı zamanda –kaynağı Twichell mektupları olarak verilen, ama emin olamadığımız- şu cümle de sıklıkla atfediliyor:
Pride and Prejudice’i her okuduğumda onu mezarından kazıp kafatasını kaval kemiğiyle dövmek istiyorum.
Yani vay babam, biz bunları Zack Snyder’a demedik be? Moffat’a demedik? Hatta kendimizi herhangi birine böyle şeyler derken hayal edemiyoruz. Kimseyi sırf kitabı üzerinden başka birini böyle anarken göreceğimizi hayal edemiyorduk be hatta. Ayıptır günahtır sör Twain, ne istediniz kitaptan bu kadar?