Yaz aylarıydı. Bir yandan hayat vuku buluyor, bir yandan da Los Angeles’da E3 fuarı düzenleniyordu. Çok alakasız bir dönemde, önüme acayip bir fragman düştü. Assassin’s Creed serisinin, İstanbul’da geçecek son oyunu Revelations’a ait bir fragman. Bu fragman o kadar büyüleyiciydi ve fragmanın müziği o kadar hipnotikti ki, döndüre döndüre tekrar izledim videoyu. Sonra alakalı alakasız, bulabildiğim kişilere izlettim. Herkes aynı huşuyla kilitleniyordu ekrana.
O zaman fark ettim ki Assassin’s Creed serisinin sadece kendisine ait bir atmosferi vardı ve bu atmosferi sağlayan şeylerden biri de muhteşem müzik tercihiydi. Sadece oyunların fragmanlarda tercih ettiği müzikler değil –ki onlar da gerçekten hep muazzam oldular, bu yüzden Spotify playlist’imizde onlara da bir yer ayırdık– aynı zamanda bestekarlarının soundtrack tercihleri yönünde de hep şanslı oldu Creed serisi.
Jesper Kyd’in Ezio’s Family, serinin leitmotifi hâline gelmekle kalmadı, aynı zamanda bundan 40 sene sonra video oyun tarihinin en ikonik melodilerinden biri olarak Mario Theme‘lerin, Zelda Theme‘lerin, Halo Theme‘lerin arasında anılacak. Onun haricinde de müthiş notalar bahşetti seriye Kyd. Kulağımızda özellikle kalanları koyduk ama, koyamadığımız da bir o kadar vardı. Kyd’den sonrakiler de, az çok, iyi devraldılar meşaleyi.
Ama onun da ötesinde, Assassin’s Creed serisi her zaman atmosferini müzikle güzel destekleyen bir oyun oldu. Bunu en iyi hatırlatan şey olduğu için de listeye Drunken Sailor‘ı aldık. Çünkü eğer bu dünyada “video oyunlarında araç kullanırken çalan müzik” diye bir kategori varsa, ve orada Need for Speed’ler, Grand Theft Auto’lar, Red Dead Redemption’lar falan yarışıyorsa, biz hiç şüphesiz Drunken Sailor’ı tek geçeriz. Onu da en son söylemeden geçmeyelim.
E buyurun o hâlde? İyi dinlemeler!