Princess Unikitty
Hah! Az daha seneyi The Lego Movie’den bahsetmeden kapatıyorduk iyi mi? Phil Lord ve Christopher Miller bu sene iki kroşeyle yere serdiler bizi; birincisi The Lego Movie’ydi, ikincisi de görece iyi bir devam filmi olan 22 Jump Street. O Lego Movie’nin de tonla acayip yanı vardı, ama madem hayvanlardan bahsediyoruz, şirinlik timsali Princess Unikitty’ye bir pas vermesek hak geçerdi. Selam olsun sana Princess Unikitty!
Colin
Bir domuz nasıl bir ahlaki ikileme sebep olabilir? Eğer mevzubahis evren Bill Willingham’ın gıpta ettiren Fables dünyası, işin başındakiler de dramatik hikaye anlatımının tepe noktası Telltale ise bal gibi olur. Bigby Wolf’un “istenmeyen” misafiri Colin, oyun içerisinde çok altı çizilen bir karakter değildi. Ama o kadar yoğun bir varlığı vardı ki, bittikten sonra aklımızda en çok kalan karakterlerden biri oluverdi.
Octodad
Octodad: The Dadliest Catch iki şeyin mükemmel bir sembolüdür. Birincisi, eğer başarılı bir fikriniz varsa ve bunu uygulamaya şahane bir şekilde dökebiliyorsanız birkaç kafadar yaptığınız oyun Sony ve Microsoft gibi devlerin ilgilsini çekebilir. İkincisi ise ahtapotlar aslında sevimli şeylerdir. Hele ki insan kılığında gezmeye çalışıyorlarsa!
Goat
2014’ün en acayip şeyiydin be Goat Simulator. Hayatına bir teknoloji demosu olarak başladın ama o kadar saçmaydın ve o kadar abesle iştigaldin ki tam oyun oldun. Her şeyin temelinde de inceden inceye “viral hayvan” tahtını kedilerden almakta olan keçi vardı. 2013’te çok şarkıya remikslenen, videoları çok yayılan keçilerin bu sene bir de oyunları oldu. Kısmetse seneye film, ondan sonra da HBO dizisi artık!
Chewie
Chewbacca’dan bahsetmiyoruz. Haşa, ona hayvan diyenin dili kırılır. Biz burada Carol Danvers’ın… kedisinden bahsediyoruz. Öhöm. Yani kedi diyorum ama? Neyse, ben daha fazla bir şey demeyeyim, siz Kelly Sue DeConnick’in borusunu çok öttürdüğüm Captain Marvel serisini okuyun, sonra da “No one steals my flerken cat!” cümlesi niye hafiften viral oldu onu anlayın. Çok yaşa Chewie!
The Hounds
Release the hounds! Uzun süre WoW’un en arzu nesnesi objelerinden birini düşüren Houndmaster’ın meşhur çığlığıydı. Sonra bu sene, Hearthstone’da kart oldu. Hunter’ların destelerinde, doğru kullanıldığında masayı temizleyen, çok acayip bir karttı. Gören ürperdi, kullananın başı göğe yükseldi. OP dendi ama, kullanması da, kendisine karşı kullanılan tarafta durması da keyifliydi be aslında!
2 Comments
Senenin hayal kırıklıkları listesine ilk üçte yazarım Ninja Turtles’ı. Yönetmeni farklı olsa da Michael Bay hissiyatı buram buram hissedildi. Her Transformers filmi ne kadar kötüyse, ne kadar yüzeyselse, ne kadar zorlamaysa bu da öyleydi. Burada anılması bile gerdi beni. Açık konuşucam 80’lerde yapılan ilk Turtles filmi çok daha içten çok daha başarılı, halen. Transformers ise ayrı bir başarısızlık. Mark Whalberg’in gişesi iyiymiş demek ki. Dinobotlar görsel olarak güzel ama anlamsızdılar, sırf poster olsun diye konulmuşlardı. Colin de değişik bi karakterdi hakkaten. Rolü fazla olabilirdi, hiç de sırıtmazdı. Rocket’a, Ceasar’a laf söylenmez zaten (Sezar’ın hakkı Ceasar’a esprisi yapıldı mı bilemedim.. 🙂 ). Güzel bir yıl oldu Zooloji açısından.. 🙂
Dinozor hayvandır yalnız ya la 😀
Colin konusunu da hiç açmayaydın iyiydi, ben onu Farm’a göndermiştim, hala içimde bir buruk acı…