Ne yıldı ama! Yüreğimizin neye dayanıp neye dayanamayacağı test ediliyormuşcasına yoğun ve vurucu bir yıl oldu 2018. Böylesi bir yılı alakadar olduğumuz noktalarından değerlendirmesek olmazdı. Bu yüzden Geekyapar! ekibi olarak oturduk ve son 365 günde üzerimizde etki bırakan birtakım şeyleri listeledik. Baştan anlaşalım listeleri hazırlarken son derece öznel davrandık ve sıralamaları çoğunluk ile coşkuyu gözeterek oluşturduk. Daha sonra kapımıza box office dökümleri, eleştirmen notları bırakırken bunu aklınızda bulundurun.
Başlangıcı filmlerle yapalım diyoruz, zira yılın en dolu olduğu noktalardan biri de sinemaydı. Karşınızda Geekyapar! için 2018’e damgasını vurmuş 5 film:
FIRST MAN
Biyografi filmi ve belgesel denilen şeyler farklı olmalı, ancak son yıllarda, tüketim alışkanlıklarına uygun biçimde belgeseller üretiliyor, aslında film gibiler çünkü düşüncelerimiz kadar duygularımıza da hitap etmeye çalışıyorlar. Biyografik filmler ise eskisine göre gerçeğe daha yakın olmakla övünüyorlar. Bu konuda First Man harika bir denge tutturmuş, hem seyirci için çok sürükleyici bir tecrübe hem de filmden sonra “işin aslı şöyleymiş” dedirtip filmden seni soğutan gerçekten çok uzak tarafları da yok. Tamı tamına tertemiz film ve gerçekle ilgisi de çok etkileyici. – Ömercan
SOLO
Bu sene hiç sanat sepet film izlemediğim için, geek damarımı şahlatan filmlere veriyorum payları. En büyük pay da Solo’ya ait. Star Wars’ı neden sevdiğimi Last Jedi ile unutmuştum. Last Jedi bana küfür gibiydi, aşağılamıştı, üzmüştü beni. Solo ise son bir veda busesi oldu. Son bir kez öpüp, kokladım o bana müthiş gelen Star Wars “hayreti” ve “merakı” ve “çocuksu keşif keyfi” hislerini. Sonra veda ettim. Gözüm yaşlıydı, ama Star Wars benden gitmeden ben onu terk ettim. – Yiğitcan
Solo, Disney’in Star Wars evreni içerisindeki en başarılı filmiydi. Başarısının bir bölümü iddiasızlığından geliyor. Herkes orada ne olacağını, neyle karşılaşacağını biliyor ama yine de keyifle izliyor. Sanki gerçek hayatta yaşamış bir kişinin biyografisini izler gibi. – Cevdet
Ve 2018’in En İyi Üç Filmi
SPIDER-MAN: INTO THE SPIDER-VERSE
Bu filmi daha ne kadar övebilirim hiçbir fikrim yok ama elimden geldiğince bir posta daha yere göğe sığdıramamak istiyorum. Hayatımda izlediğim en iyi çizgi roman uyarlama işi olabilir, çok net. Animasyonun gücünü ve de elindeki onlarca karakteri en dengeli şekilde kullanmanın haklılığını gösteren yegane film bu. Eğer Örümcek Adam’ın bir felsefesi varsa, bu film onu çok iyi anlayıp anlatmış diyebilirim. Her bir referansı, her bir drama ve komedi unsuruyla dört dörtlük bir yapımdı; canlı bir filmden bekleyebileceğinizden kat be kat iyiydi. Gerçekten Örümcek Adam sevgimi göklere çıkarttı, bir de yetmezmiş gibi beklentilerimi arşa yükseltti. – Berna
Şimdiye kadar izlediğim en iyi Spider-Man filmi diyebilirim. Bir animasyon olması diğerlerinden daha alt bir kategoride değerlendirilmesini gerektirmiyor. Absürtlük dozajı ciddiliğinden ödün vermeyen, kendiyle dalga geçmeyi başaran ve eski ile yeni nesil örümcekseverleri bir araya toplayabilen harika bir başyapıt olarak tarihteki yerini alıyor. – Cevdet
Bir çizgi roman yapımının hakkını tam anlamıyla vermek için live-action uyarlamaların ne kadar yetersiz kaldığını tek başına anlatan mükemmel bir yapımdı. – Halit
ROMA
Siyah-beyaz filmlere ayrı bir sempati beslediğimi bulduğum her mecrada dile getiriyorum. Bu nedenle Roma’yı seyrime artı bir puanı baştan vererek başladım. Fakat filmin herhangi bir yerden gelecek avansa katiyen ihtiyacı yok. Cuaron’un post-apokaliptik gerilimleri, uzay serüvenlerini bırakıp kendi evine, Meksika’ya dönüşü harika olmuş. Kendi yuvasını nasıl görüyorsa, detaylarıyla ve doğallığıyla seyircisine aktarmış. Asla yakınlaşmayan kadrajlamalar, hikayenin içine hikaye doğuran sinematik paralellikler, sakince olayları tarayan panlar sinemanın sadece gösterişle değil, durulukla da değerli bir sanat olduğunu kanıtlıyor Roma’da. Cleo’nun basit hikayesi, hepimizin basit hikayeleri gibi, yaşadığı coğrafyanın sosyal ve siyasi problemleriyle tüm olağanlığıyla birleşiyor. Dahasını uzun bir incelemeye saklayıp paragrafı cuk oturduğuna inandığım bir teşbihle bitirelim: Bir Orhan Veli şiiri gibiydi Roma. – Ozan
Roma’yı izlemek, Beethoven’in orkestra şefliğinde 9. senfoniyi dinlemek gibi bir deneyim. Alfonso Cuarón inanılmaz bir yönetmen. Mümkünse sinemada, üstüne bir de evde izleyin. -Can T.
Kameranın önünde yaşanan olaylardan çok, kameranın arkasında yaşanan olayları anlatma tarzı mükemmeldi filmin. 2018 yılında çıktığına şaşırdığım bir yapım oldu. – Halit
Yılın en iyi filmi bence Alfonso Cuaron’un Roma’sıydı. Şöyle bir düşününce filmin teması çok yabancı gelmiyor, sıradan bir şey izleyecekmişiz hissine kapılıyorum. Ancak film başladıktan sonrası böyle değil. O bize çok da yabancı gelmeyen tema, sürekli olarak ikilemlerle birlikte işleniyor ve sahne sahne durdurup bakabileceğimiz destekleyici görsel tercihler ve tekrarlarla birlikte sunuluyor. İşlenen konuların dayanışmadan, kadın-erkek ilişkilerine ve en sonunda yalnızlığa bağlanan seyri, bir kerede tam olarak anlaşılmayacak kadar detaylıymış gibi hissettiriyor ama insanı boğmuyor. – Deniz
INFINITY WAR
E başka ne olacaktı ki? On senedir beklenen bir film gelir de, hem de bu kadar güzel gelir de, senenin en iyi filmi olmaz mı? Marvel’ın ilmek ilmek işlediği evreninin baş tacı olan Infinity War, beklentileri yıktı geçti. Kötü gitmesi için o kadar sebep varken , karakter çokluğuna karşılık zaman kısıtı bunlardan en büyüğüydü, bu kadar başarılı bir film yapmak takdire şayan. Evrenin bünyesinde barındırdığı kahramanların çokluğu bir kaos ortamı yaratırken Russo kardeşler bunun üstesinden çok akıllıca gelmişler. Ayrılan takımların birbirine uyumu, seyirciyi koltuğunun ucunda tutan ritmin asla düşmemesi ve sinema tarihine geçen sonu ile Infinty War, süper kahraman filmi böyle yapılır diyip noktayı koydu. Son zamanlarda empati kurduğumuz film kötüleri dalında yüksek yapmış Marvel , Thanos ile birlikte bu dalda doktorasını da tamamlamışa benziyor. Film dört dörtlük mü diye sorsanız cevabımız hayır olur, itiraz edebileceğimiz birkaç nokta var tabi. Ancak bu denli zor bir filmin bu kadar başarılı yapılması küçük detayları göz ardı etmemizi sağlıyor. Özetle, on senenin emeğinin karşılığının bu kadar güzel verilmesi Infinity War’ı bu senenin filmleri listesinde birinci sıraya çıkardı. – Aslı
The Snap™ işte. O kadar. Filmin o noktasına gelene kadar kollarımı kavuşturmuş, “bu mu lan Infinity War’ınız, üç taşı ‘aman popon yiyim arkadaşımı vurma da evreni bitir’ diye kaybettiler, uyduruktan teyyare fan servis bir Red Skull cameo sokuşturdular, ne kötü iş ya” düşüncesinde izliyordum. Sonra The Snap™ oldu. Yavaş yavaş karanlığa kayboldu, toz oldu, ve bizim neslimiz 1980’de Vader Luke’un babası olduğunu söylediği an sinemada seyirci olanlar ne hissetti, en sonunda onu anladı. – Yiğitcan
Yaklaşık on sene evvelinden kurulan Marvel Sinematik Evreni’nin gerçekten en sağlam meyvelerinden biriydi bu film. Bir geek olarak neredeyse sevdiğimiz herkesin tek bir filmde olması ve bunu yaparken de dengelerinin çok şaşmadan sağlam bir raya oturtulması son derece iyiydi. En başından beri ince ince işlenen Tony’nin travmasını, çok klişe bir şekilde karanlıklar içinden çıkagelen Steve’in verdiği gazı, “Bay Stark, kendimi iyi hissetmiyorum. Gitmek istemiyorum.” cümleleriyle bir ömür boyu psikolojimi bozma yeteneğine erişmiş Peter Parker’ın acısını asla unutmayacağım. Üstelik Thanos’u da en harika şekilde işlediği ve bir kötü karaktere bile hak verebilmemiz için empati kurdurabildiği için Infinity War kesinlikle bu senenin konuşulması gereken filmlerindendi. – Berna
Süper kahraman filmlerinin altın çağında yaşadığımız ortada. Bu tür filmlerin maddi başarı amaçlı yapıldığını da biliyoruz. Bu kaygıya rağmen düzgün ve nispeten orijinal bir film yapabilmek bence takdire şayan. – Ömercan
Infinity War’ı 2018’in en iyi filmlerinden değil de en değerli olaylarından kabul ederdim elimde olsa. İlmek ilmek işlenen 10 yıl, ikinci (ya da bilmem kaçıncı) dünyamız olan MCU ve nihayetinde tek bir parmak şıklatması. Sadece salonda oturduğumuz 2 saat ve etkisini sürdürdüğü birkaç günü ya da 2018’i değil; geçmiş 10 yılı ve gelecek birkaç yılı içinde barındıran bir hadiseydi Avengers: Infinity War. – Ozan