Soundgarden‘dan, Temple of the Dog‘a, Alice Mudgarden‘dan, Audioslave‘e; solo işlerine, garip coverlarına, canlı performanslara, enteresan çıkışlara, elektronik albümlere, pop şarkılara, grunge’a, alternative metal’e, melodilere ve ritmlere; Chris Cornell‘in hayatında şarkıya dair ne varsa toplamaya çalıştık. Spesifik olarak “her döneminden bir şey olsun” değildi amacımız. Cornell’in müziğini, hayatını ve eserlerini ölümsüzleştirmekti esasen; mümkünse ölümsüzleştikleri sıra ve dizilişte.
Fark edeceksiniz ki, çok farklı müzikler var listede. Çünkü bu koskoca bir müzik devinin kariyeri, onun izleri. Onun beraber çalıştığı farklı farklı müzisyenler, kesiştiği farklı dehalarla kombinli. Ama bir yandan da fark edeceksiniz ki, hepsinin ortasından geçen müşterek bir akıl da var. O da Cornell işte, onun ruhu. Sesindeki alımlı pürüzler, çığlıklarındaki ciğer. Bir dev. Ne olursa olsun, gölgesi daima üzerimize düşecek bir dev.
Gözlerimin içinde, rahatsız
Kimsenin bilmediği kılıklardayız
Saklıyor suratı, yalanlar ve yılanları
Güneş, benim yüz karamıSıcak kavuruyor, yaz kokuyor
Siyahın altında gök ölü gözüküyor
Kaymağın arasından çağır adımı
Ve ben duyacağım tekrar çığlığınıKekeliyorum, üşüyorum ve ıslağım
Sıcak yağmurları çal, yorgun arkadaşım
Çağı kapandı dürüst adamların
Ve bazen fazlaca uzun kaldı yılanlarınPabuçlarımda yürüyen bir uyku
Dua ediyorum tutmak için gençlik ruhumu
Cennet cehennemi kovdu
Artık kimse senin gibi şarkı söylemiyordu