İster müzik yapıyor olun, ister sinema, isterseniz de yazarlık. İlk işinizle patlamak zordur. Thriller‘a gelmeden önce Off the Wall‘ı yapmak zorundasınızdır. Genelde ilk romanınız Da Vinci Şifresi olmaz, ondan önce Dijital Kale‘yi, İhanet Noktası‘nı ve Melekler ve Şeytanlar‘ı yazarsınız. Steven Spielberg bile Jaws‘dan önce üç film çekmiştir. E o sanat dalları için gerçek olan, genelde oyunlar için de gerçektir. İlk oyunuyla büyük bir hit yakalayan oyun firmalarının sayısı gerçekten azdır. Biliyoruz, çünkü bu yazı için araştırma yaparken ilk hitiyle patladığını sandığımız bazı firmaların bile öncesinde bir dönem süründüğünü öğrendik. Mesela Maxis‘in ilk oyunu kesin SimCity‘dir, Rocksteady‘nin ilk oyunu da kesinlikle Arkham Asylum‘dır sanıyorduk, ama değilmiş.

Ama işte bazen şans oyun firmalarının yüzüne güler. Sağlam bir kadro toplamışlardır, her şey yolunda gider ve ilk oyunları büyük bir hit olur. Hatta çoğunlukla oradan alır yürürler o ilk başarının rüzgarını arkalarına alıp. İşte bu yazıda aynen bu şansa erişmiş 12 firmayı listeleyelim dedik. Ama önce bazı kriterlerimizi ve ön koşullarımızı anlatmamız gerekiyor.

Boldluyoruz, hazır mısınız? Endüstri emektarlarının kurduğu ve eski başka bir firmanın takipçisi olan stüdyoları almadık. Buna en iyi örnek kuşkusuz eski 2015, Inc ekibi. O ekip Medal of Honor: Allied Assault’u yaptıktan sonra stüdyoyu terk edip, Infinity Ward’u kurdular ve Call of Duty’yi yaptılar. Sonra orayı da terk edip, Titanfall’ı yarattılar. Bu iki oyun da büyük hitler oldular, ama aslında hiçbiri o stüdyoların ilk işi değildi gerçekte.

Bunun haricinde bir de büyük dağıtmıcların kurup, bünyesindeki maddi gücü ve insan kaynaklarını kaydırdığı firmaları almadık. O yüzden Black Isle ve Ghost Games gibi örnekler listemizde gözükmüyor, çünkü onlar sırasıyla Interplay ve EA tarafından spesifik bir amaç için toparlandılar.

Bir de, büyük stüdyolar bünyesinde çalışmaya başlayan auteur’ların ilk işlerini almadık, çünkü onlar muhtemelen o stüdyonun genelde ilk işi değildi, ve bağımsız çalışan auteur’ların ilk işlerini almadık, zira bu listede sadece stüdyolara bakalım dedik. Yani ilk kategoriden Hideo Kojima ve Will Wright, ikinci kategoriden de Jonathan Blow ve Phil Fish o yüzden listeye giremediler.

Tamam mıyız? O zaman başlayalım!

12. Enix – Dragon Quest

Dragon Quest

Ülkemizde çok bilinmeyen bir seriyle başlıyoruz listemize. Dragon Warrior / Quest serisi, dünyanın en popüler J-RYO’larından biri. Gerçekten de öyle, ilk piyasaya sürüldüğü seneden bugüne kadar; içinde bulunduğu sistemlerin “en çok satan oyunlar” listesine girmemiş bir oyunu bile yok neredeyse. Bugün de Nintendo’nun mobil platformlarında aynı hızda satmaya devam ediyor. Bütün bunlara bakınca, bunun Enix’in ilk oyunu olduğuna insanın gerçekten inanası gelmiyor. Altın madeni dediğimiz tam da böyle bir şey işte hakikaten.

11. Monolith – Blood

Blood

Blood’ı hatırlayanların sayısının az olduğunu düşünüyorum, ki bu gayet normal. Blood, FPS’lere “Doom gibi” dediğimiz yılların bir oyunuydu. Ürperticiydi, atmosferikti ve her şeyden önemlisi yağ gibi akıp gidiyordu. Gerçekten de oyun yapmanın hâlâ daha çok amatör olduğu yıllarda çıkmış en profesyonel işlerden biriydi. O yüzden de pek çok kişi oyunun yapımcısının id software olmasını bekledi ki, bu karışıklık hâlâ sıklıkla yapılır. Ama hayır, Blood sonradan No One Lives Forever, FEAR ve Condemned’i de yapacak Monolith’in has be has ilk oyunuydu.

10. Supergiant Games – Bastion

Bastion

İlk oyunla patlamanın bir parabol eğrisi var. Bu iş, 80’ler sırasında, yani hemen hemen herkes ilk oyununu yaparken kolaydı. Sonra 90’ların başında artık modern video oyunu konsollarının ikinci nesline geçerken zorlaştı; çünkü bazı büyük firmalar oturmuştu. 90’ların ortasında ise PC pazarı genişlemeye başladı ve tekrar yeni yapımcılar için ortam açıldı. 2000’lerin başında pazar tekrar kapanmış giyidi, 2010’lara girerken ise indie yapımcılar sağ olsun, her şey mümkün gözüküyordu. Bu parabol eğrisinin ucu şimdi aşağıya bakıyor. O kadar fazla bağımsız geliştirici, o kadar fazla içerik platformu var ki, sesini duyurabilmek büyük bir iş. Supergiant Games, Bastion ile o işi başardı. Öylesine başarılı oldular ki, bir sonraki oyunları Transistor’ı insanlar “Bastion’ı yapan adamların elinden gelen oyun” diye beklemeye başladılar. Marka hâline getirdi adamlar kendilerini bir nevi.

9. Gas Powered Games – Dungeon Siege

Dungeon Siege

Aslında Chris Taylor’un daha öncesinden Total Annihilation sağ olsun, endüstride ciddi bir tecrübesi vardı, ama Gas Powered Games neresinden bakarsak bakalım bizim kriterlerimizin dışında kalmadı, zira stüdyonun pek bir öncülü, insanların oyunu satın alıp bir başarı haline getirmesini sağlayacak bir ön şanı yoktu. GPG bir anda Dungeon Siege ile çıktı karşımıza ve Dungeon Siege gerçekten çok güzeldi. Bağımlılık yapan basit sistemiyle, zengin içeriğiyle ve tabii ki eşeğiyle unutulmaz bir tecrübe oldu. Tabii GPG devamını getiremedi sonra, o ayrı…

8. CD Projekt RED – The Witcher

The Wticher

Dedik ya, bazen ilk oyun öyle bir hit olur ki, firma sadece oradan alır yürür diye? CDPR şimdilik sadece The Witcher’ın omuzlarında yükselen bir stüdyo. Bir sonraki oyunları Cyberpunk 2077 nasıl olur tam olarak bilmiyoruz, ama The Witcher’dan çok sağlam bir kredileri olduğu muhakkak. The Witcher’ın inanılmaz bir başarı olduğu da… Çünkü Polonyalı bir yazarın, Polonya kültürüne sırtını yaslayan bir oyununu Polonya’da yapıp dünyada böylesine isim duyurmak, ilk oyununu yapan bir firma için gerçekten de çok zor olmalı. Ama The Witcher ile CDPR bunu yaptı. The Witcher 3’ü heyecanla bekleyen insanların sayısına bakınca, daha da yapacakları kesin gibi!

7. Crytek – Far Cry

Far Cry

Biz bu başarı hikayesini çok iyi biliyoruz. Çünkü bunun arkasında, üç Türk kökenli kardeş yatıyor: Cevat, Avni ve Faruk Yerli. Onların Almanya’da kurduğu Crytek’in ilk oyunu inanılmaz bir iş başardı. Belki şimdi dönüp bakınca, o kadar da acayip gelmiyor olabilir, ama dönem şartları gereği Far Cry’ın böylesine parlaması gerçekten de akıl almaz bir şeydi. Çünkü sene 2004’tü ve o sırada tüm oyun dünyası FPS dendi mi sadece iki oyunu konuşabiliyordu: Doom 3 ve Half-Life 2. Bu iki titanın arasından sıyrılan ve 2004’ün en akılda kalıcı FPS’lerinden biri olmayı başaran ise ufak Crytek’in yaptığı dev oyun Far Cry oldu. Dev başarı!

1 2
Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.