Frank Darabont’u tanıyor musunuz? Belki ismi bir ampul yakmamıştır zihninizde. Kendisi garip bir adam. 1959’da, Fransa’nın Montbeliard şehrinde bir mülteci kampında doğuyor. Ailesi macar, 56’daki devrimden kaçıp gelmişler. Daha çok küçükken, Amerika’ya göçüyorlar. Darabont gençken George Lucas’ın çektiği deneysel film THX 1138’i izleyip, sinemacı olmaya karar veriyor. İşte o andan sonra da hepimizin ayıla bayıla izlediği onlarca filme imza atıyor.
Ha söylemiş miydim bilmiyorum, ama yönettiği filmlerden biri yıllardır IMDb’nin oylamalarına göre tarihin en iyi filmi. Evet, kendisi Shawshank Redemption’ın yönetmeni. Ve Saving Private Ryan’ın yazarı. Ve Green Mile’ı hem yazdı, hem yönetti. Minority Report ile Collateral da onun senaryosu. Son Godzilla? Onun kaleminden. Ha bir de, küçük bir dizi var onu TV’ye uyarladı, geliştiricisi olarak geçiyor, bir de ilk sezonunda baş yapımcılığını yaptı. Şimdi dünyanın en çok izlenen dizisi. İkinci sezonunda alicengizliklerle diziden kovuldu. Şimdi de kanalı dava ediyor. Dizinin adı? The Walking Dead.
Aynen öyle. Darabont ikinci sezonun ortasında, hâlâ net bir biçimde bilinmeyen sebeplerden diziden uzaklaştırılmıştı AMC tarafından. Çirkin bir süreçti. Hemen peşinden de hukuki süreçler başladı. Bir süredir Darabont resmi dava hazırlıkları yapıyordu, işte o konuda hukuki aksiyon alındı. Biz de detayları öğrenmiş olduk bu biçimde. Fransız-Macar-Amerikan yönetmen, AMC’ye toplam 280 milyon dolarlık bir dava açıyor.
Sebep çok basit. Darabont diziden haksızca uzaklaştırıldığını, bu yüzden de kârın bir bölümünde (tam olarak %10’u) hak sahibi olduğunu iddia etmekte. Yalnız bu 280 milyon dolar, bugüne kadar The Walking Dead toplam 3 milyar dolar kâr elde etmiş demek değil. Darabont, AMC’nin hem yapımcı stüdyo, hem de kanal olduğu için diziyi pazar payının çok aşağısına lisanslayıp, Darabont gibilere para koklatmamak için dalavere çevirdiğini iddia ediyor. AMC de “Kanal bizim, stüdyo bizim, lisanslama ücretini istediğimiz gibi koyarız” diyor. Darabont’un bir diğer iddiası da, ikinci sezonun tümünde çalışmış olmasına rağmen, yarısında çalışmış gibi para almış olması. Orası da TV çalışma takvimleri sebebiyle biraz karışık, ama genel olarak, Darabont çok da haksız değil.
Uzun ve çirkin bir dava olacak gibi duruyor. Bizim de gönlümüz niyeyse Darabont’tan yana. Samimi bir sinemacı ile, devasa bir holding yan yana gelince, huyumuz kurusun, sinemacıdan saf durasımız geliyor. Bilmiyorum, belki de naifliğimizdendir. Siz ne diyorsunuz?
