Homoseksüellik, diğer adıyla eş cinsellik, birçoğumuzun duyup aşina olduğu bir yönelim ancak çok da ilginç olmayan bir sebepten ötürü böyle bir kavramı animasyon filmlerinde çok fazla görme şansımız olmuyor. (Alıştıra alıştıra diyecektim ya, tüh, çat diye animasyonu soktum araya.) Böyle diyorum, çünkü animasyon filmlerinin genel olarak daha küçük yaşta bir kitle için yapıldığına dair ortalıkta yaşayan bir kanı var -evet her seferinde bunu reddetmeye devam edeceğim- ve bu kanı oldukça benimsenmiş bir vaziyette.
Mesela hanginiz bir animasyon filminde açık açık belirtilen bir cinsel tercih ya da yönelim mesajı görebildiniz? Tamam, kabul ediyorum, belki bilinçaltına gönderilen ya da gizli gizli yedirilmek istenen birçok düşüncenin arasında bunlar da yer alıyor olabilir, o konuda sert bir iddiam yok. Fakat şöyle bir gerçek var ki, belli başlı filmler haricinde neredeyse hiçbir animasyon filminde böyle bir meseleyle karşılaştığımızı söyleyemeyeceğim. Zaten karşılaşsaydık, muhtemelen “çocuklar için yapılan bir filmde” böylesine bir farklılık olduğundan dolayı bir düzine ebeveynin ayaklanmasıyla başlayacak bir isyanın ortasında bulabilirdik kendimizi, yanlış mıyım?
Eşcinsellik ve animasyon filmleri gibi aslında birbirinden çok uzak gözüken bu iki konuyu neden böylesine çat diye size sundum, şimdi onu açıklamak istiyorum. Daha önceden böyle bir şeye rastlamadığım için çok açık ve net olarak belirtiyorum ki, birazdan anlatacağım mesele ciddi anlamda gerçekleşse, büyük ses getirecek bir olay olurdu. “E peki olay ne? Sadede gel.” diyenleriniz için de doğrudan ana temaya giriş yapıyorum: Eşcinsel bir Elsa ihtimali sizi ne derecede ilgilendiriyor? Animasyon filmlerine ne kadar aşinasınız ya da hangilerini daha çok benimsersiniz bilemem ama birçoğunuzun, “Let It Go” şarkısıyla sürüsüne bereket internet kullanıcısının ilgisini çekmeyi başarmış bir animasyon yapımı olan Frozen’dan duyacağımız bu gelişme, aslında sadece bir konuşmadan ibaret.
Idina Menzel, The Ellen DeGeneres Show’da kendisine yöneltilen bir soru üzerine fikirlerini belirtmekten hiç de geri durmadı. “Elsa’yaBirKızArkadaşVerin” (#GiveElsaAGirlfriend) hashtagiyle Twitter’da belli bir süre ses getirmeyi başaran bir kampanya hakkındaki düşünceleri sorulunca, Menzel’in yanıtı gayet açık oluyor:
“Dürüst olmak gerekirse, yani sahiden dürüst olmam gerekirse, bilmiyorum. Ben sadece Disney’in bir uşağıyım.”
Aslına bakarsanız, Indina Menzel bu eşcinsellik fikrine hiç de soğuk bakmamış, aksine yansıttığı şeye karşı oldukça olumluymuş.
“Ben buna tamamen varım. Bence harika bir fikir. Bir Disney prensesi veya kraliçesinin eş cinsel olup olmamasını konuşabiliyor olmamız harika. Ama yine de kimseye, bunun olacağına dair bir söz veremem.”
Elsa’ya sesiyle hayat veren Menzel’in fikirlerinin, eşcinsel bir Disney kraliçesi olması yönünde olumlu oluşu, bir bakıma iyi sayılır sanırım. Zira günümüz dünyasında, bu tip cinsel yönelimlere karşı oluşmuş önyargısal bir gerginlik varken, ‘çocuklara yönelik yapıldığı iddia edilen’ cinsten yapımlarda böylesine fikirlerin belli bir nebze de olsa açıkça yansıtılabilir olma ihtimali bence umut verici. Küçük yaştaki kitleye bu tür fikirleri itici veya kötü olarak önyargılarla öğretmeden önce sert olmayan yöntemlerle tanıtabilmek ve kendi fikirleri oluştuğunda buna yönelik düşüncelerinin filizlenmesini izlemek, teorik olarak kötü değil bana kalırsa. Yine de Menzel’in sözlerine bakarsak, Disney’in bu konuda bir girişimde bulunacağı oldukça muallak.
Twitter alemindeki hayranların böylesine bir olayı görmek için büyük hevesleri olsa da -hashtagleriyle dünya gündemine oturabilmiş bir kitleden bahsediyoruz- Disney gibi büyük bir şirketin henüz böylesine bir harekete girişmek için oldukça çekingen olacağı düşüncesindeyim de aynı zamanda. Yine de sürecin ne göstereceği konusunda hiçbir şekilde emin olmamakla beraber, gelişmeler geldikçe hayretle takip edeceğimden de hiç şüphem yok.
Yalnız animasyonlardan bahsederken, daha önceden bu tür olaylara tanık olduğumuz bir The Legend of Korra türündeki animatik yapımlardan bahsetmiyorum; daha çok Disney, Pixar, DreamWorks ve benzeri şirketler tarafından sinema ekranlarına taşınmış filmleri kastediyorum aslına bakarsanız. Yanlış anlaşılmaya mahal vermeden noktayı koymuş olalım o halde, ne dersiniz? E bir de yorumlarınızı belirtmeyi unutmazsanız, çok bal kaymak olur doğrusu!
